Sayfa Yükleniyor...
Yunanistanda büyük ilgi gören felsefe kitabı Anlar Ve Düşünceleri geçtiğimiz günlerde Atinada imzalayan gazeteci yazar Uğur Oral ikinci kitabı için de anlaşma yaptı. Oral, bir Türk gazetecinin gözünden Yunanistanı ve Yunan toplumunu anlatacak
ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ
Gazeteci yazar Uğur Oral, Yunanistanda felsefe alanında yayınlanan kitabı Anlar Ve Düşünceleri (Στιγμές και Στοχασμοί ) geçtiğimiz günlerde Atinada Yunan okurları için imzaladı. Yunanistanda bir Türk yazar tarafından ilk kez yayınlanan felsefe kitabı olma özelliğine sahip Anlar ve Düşüncelerin imza günleri Yunanlı okurdan büyük ilgi gördü. Burada ikinci kitabı için Stafilidis Yayınları sahibi Dimitris Stafilidis ile el sıkışan Oral, yeni kitabında bir Türk gazetecinin gözünden Yunanistanı ve Yunan Toplumunu anlatacak. Kitabın ismi henüz belli olmasa da, Yunanistanda raflarda yerini yeni yıl gelmeden alması bekleniyor. Oralın bu kitabı aynı zamanda türünün ilk örneği olacak.
YUNANCAYA ÇEVRİLECEK
Yunanistanda ilk kitabı Anlar ve Düşünceleri çıkardıktan sonra şimdi de Yunanlılara Yunanlıları anlatacaksın. Bu kitabı yazmandaki sebep ne oldu?
Aslında kitap daha çıkmadan projelendirilmişti. Biliyorsun, benim Yunanistan ile öncelere dayanan bir bağım var. Daha önce orada üç tanesi Atinada bir tanesi Selanikte olmak üzere dört sergi açtım. Hepsini de hayır amaçlı gerçekleştirdim. Dördününde gelirini bağışladım. Hiçbir talebim olmadı. Birçok konferansım oldu. Keza burada Türk-Yunan dostluğu için sergiler açtım. Hatta birinde bulunmuştun. Yunanistanda yaşanmışlıklarım çok fazla. Tabi bu her sergi ve konferans, farklı kesimler ile bir arada olmamı sağladı. Bir de bundan iki yıl evvel Yunanistan nereye gidiyor diye bir yazı dizisi hazırladım. Bu yazı dizisi kapsamında, Yunanistanın eski bakanları, bizdeki TÜSİADın oradaki karşılığı ve TÜRSABın karşılığı olan kurumların yetkilileri ile buluştum. Akademisyenler ile bir araya geldim. Çok kapsamlı bir yazı dizisi oldu. Bu bağlamda Yunanistanın birçok meselesini yakından görme ve analiz etme fırsatı edindim. Daha sonra bunları kaleme almaya niyetlendim. Çünkü işin içerisine çok girmiştim. O insanlar ile sohbet ederken, yıllar içerisinde gözlem yeteneğim arttı. Her konferansta her sergide Atinanın önde gelen isimleri ile birlikte oldum. Hep sohbetlerimizde Yunanistan-Türkiye konusunu konuştuk. Bu durum bana çok geniş bir perspektif sundu. Zaman zaman Yunanlı dostlarım ile konuşurken bana dediler ki Sen bizim sorunlarımızı, bizden iyi biliyorsun, konuya bu kadar mı vakıf olabilirsin. Onların bir seçimi oldu. Ben o seçim sonucunun tahmininde bulundum. Birçok Yunanlı arkadaşımla iddiaya girdim. Sonuçta benim tahminim doğru çıktı. Dengeleri bu kadar iyi tahmin etmeme çok şaşırmışlardı. Sonra bu deneyimlerimi bir kitap haline dönüştürmek istedim. En son Atinaya ilk kitabımın Anlar ve Düşüncelerin imza gününü gerçekleştirmek üzere gittiğimde bir yayın evi sahibi ile bir araya gelme fırsatı buldum. Stafilidis yayınları Sahipliğini Dimitris Stafilidis yapıyor. O benim imza günüme geldi. İmza gününde tanıştık. Oturup kahve içtik. Ben, bu projemi kendisine sundum. Niyetimi anlattım. Çok etkilendi. Daha önce bu tarz bir kitap hiç yazılmamış. Bana bu kitaba talip olduğunu söyledi. Kendi yayınevinden çıkartmak istediğini belirtti. Seve seve dedim. El sıkıştık. Prensipte anlaşmaya vardık. Şimdi, ben bu kitabı oturup tamamlayacağım. Yıl başından evvel bu kitabı kitapçılara göndermek istiyoruz. 2-3 ay içerisinde bu kitabı tamamlayacağım sonra kitap Yunancaya çevrilecek ve okurla buluşacak.
TÜRK YUNAN DOSTLUĞU
Yunanistana sık sık gidip geliyorsun. Senin gözünden Türk-Yunan ilişkileri şu anda ne durumda?
Ben oldukça güzel rüzgarların estiği kanaatindeyim. Her ne kadar zaman zaman basında bir takım farklı haberler okusak da, birebir halkla konuştuğum zaman çok büyük bir ilgi ve teveccüh görüyorum. Bu durum Türkiyede de böyle Adalara olan geziler Yunan turistlerin Türkiyeye gelmesi Yani iki ülke arasında Turizm hareketliliği arttıkça toplumların birbirini tanıması daha da kolaylaşıyor. Ben, Yunanistanda 14 defa bulundum. Ki bunun on tanesi konferans ve sergiler için Atinaydı. Her gittiğimde çok büyük bir ilgi gördüm. Bu ilginin her geçen gün arttığını gözlemliyorum. Tabi günümüz konjektür ve sürecide iki ülkeyi birbirine aslında yakınlaştırıyor. Peki neden? Yunanistanda bir ekonomik kriz var. Pazar arayışında. Ekonomisini güçlendirmek istiyor. Bu bağlamda ona en samimi partner olabilecek ülke Türkiye. Çünkü çok yakın. Türkiye, Avrupa ile sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Bu bağlamda Türkiyenin de yanında bulabileceği en samimi partner Yunanistan. İki ülke arasında menfaatler son yıllarda oldukça iç içe geçti. Bu durumu siyasetçilerde görüyor ve farkındalar. Şöyle bir örnek vereyim: şu anda Yunanistanda iktidar olan Syriza partisi (Alexis Chiprasın partisi) ilk defa Yunanistanda bir siyasi parti Türkiye alehtarlığı kullanmadan seçim kampanyası yaptı ve kazandı. Daha önceden hep seçim atmosferine girildiğinde (Türk düşmanlığı) bu bir koz olarak kullanılıyordu. Ama artık Yunanlı siyasetçiler bunu bir kenara bıraktı. Türk siyasetçilerde de artık bu durumu gerçekleştirmiyor. En son Atinaya gittiğimde Sayın Başbakan oradaydı. Sayın Davutoğlu, zamanında yıllar sonra Yunanistan Başbakanı Alexis Chipras İzmire geldi. Ben İzmir halkının gösterdiği ilgiyi gördüğüm zaman çok şaşırdım. Şaşırdım çünkü İzmir Türk-Yunan ilişkilerinde çok hassas bir şehir Burada bile bu kadar ilgi gösterilmesi artık iki ülke arasındaki buzların erimeye yüz tuttuğunun bir göstergesi. Dolayısıyla yarınlarda çok daha umut vaat eden günler görüyorum. Şu an Yunanistandaki kriz ile birlikte Türkiyede bir çok Yunanlı çalışmaya başladı. Yunanlı öğretim üyeleri, pilotlar var. Yunanistan kalifiye beyin gücü yavaş yavaş Türkiyeye yönelmeye başladı. Bu da güzel bir şey. Oradan buraya bir beyin göçü söz konusu. Onlar buraya geliyorlar ve hizmet üretiyorlar, bizim buradan oraya giden öğrencilerimiz var. Orada okuyorlar. Yani Türk-Yunan ilişkileri doğru bir yolda ilerliyor.
TÜRK-YUNAN KÜLTÜRÜ
Pekala geçmişten günümüze bu iki toplum için neler söyleyebiliriz?
Geçmişe baktığımız zaman iki toplum et ve tırnak gibi. Yıllarca birlikte yaşamışlar. Ortak bir geçmişi paylaşmışlar. Komşuluklar, ortak gelenekler, danslar ve yemekler Ben, Türk ve Yunan kültürlerini birbirinden çok zor ayırabilirim. Yıllar evvel bunu başarmış ve birlikte yaşamış bu çok renkli kültürü yaratmış bir toplumdan bahsediyoruz. Daha sonra tarih sürecinde malum tatsızlıklar yaşandı. O tatsızlık ilişkileri baya zedelemiş. Ama savaş sonrası başta her iki ülkenin lideri bu gerginliklerin artık geride kalması gerektiğine dair toplumlarını bilinçlendirmiş, bilgilendirmiş. Atatürk ve Venizelos Kurtuluş savaşı zamanında birebir rakip iki lider, savaş sonrası toplumlarına barış mesajı vermişler. Hatta Venizelos, Atatürkü nobele aday göstermiş. Karşılıklı jestler yapılmış. Atatürkün davetine bizzat Venizelos katılmış. Daha sonra benim için çok çok önemli bir kriter olan; rahmetli İsmail Cem ile Papandreunun yakınlaşması. Bence İsmail Cem ve Papandreu Türk ve Yunan ilişkilerinde bir çığır açmışlardır. Onların bireysel çabaları ile ortaya koydukları barışçıl ortam bugünde iki toplumun siyasetçilerine örnek olacak niteliktedir. O zamanlar hatırlar mısın? Basında iki liderin el ele halay çekmeleri, sirtaki oynamaları yer almıştı. İsmail Cem vefat ettiği zaman Yorgo Papandreunun mezarını ziyaret etmesi. Çiçek bırakması Bu iki siyasetçinin yakınlaşması topluma örnek oldu. Ondan sonra artık ilişkilerin daha farklı bir seyre girdiğini düşünüyorum. Toplumların olayları daha farklı ele aldıklarını gözlemleyebiliyorum.
TURİZM İLİŞKİLERİ
Yunanistanın geçtiğimiz günlerde Türk turistlerin ülkeye gelmesine yönelik aldığı OHAL kapsamında personelin bütün izinlerini iptal etme kararını nasıl yorumluyorsun?
Geçtiğimiz haziran ayı içerisinde Atinadaydım. Hayatımda ilk defa otellerin bu kadar dolu olduğunu gördüm. Otellerde yer bulmak zordu. O kadar büyük bir turist akını oldu. Orada her tarafın Türk turist dolu olduğunu gördüm. Bu sene Yunanistan turizmde altın çağını yaşıyor. Adalara baktığın zamanda Türk turistler baş tacı. Bugün bütün Yunan adaları Türk turistlerden ciddi bir gelir elde ediyor. Örneğin bir Sakız. Buraya çok ciddi bir Türk turist gidişi var. Yunanistan, turizm gelirinden çok ciddi bir gelir elde eden ülke durumunda. Turizmi de çok iyi bilen bir ülke Bu sebeple Kurban Bayramı tatilinde Yunan adalarına özellikle Türkiyeden çok turist gideceği kanaatindeyim. Yunanlılarda bu durumdan maksimum olarak faydalanabilmek için hazırlıklarını yapıyorlar. Şu an turizm onlar için bir servet. Ekonomik krizde oldukları için; en önemli gelir kapılarından biri turizm. Özellikle bu bayram tatilinde adaların Türk turist dolacağı kanaatindeyim.
DOSTUN DOSTA ÖNERİLERİ
Yunanistanda çıkacak olan kitap tarzında bir ilki teşkil ediyor. Biraz okurlarımız için içeriğinden söz eder misin?
Yaklaşık 20 yıldır Türk-Yunan ilişkilerin gelişmesi için bireysel olarak çaba sarf ediyorum. Kitapta biraz yaşadıklarımı anlatacağım. Karşı karşıya kaldıklarımı Zorlukları da kolaylıkları da belirteceğim. Her iki ülkede de yaşadıklarımı Çünkü Türkiyede ve Yunanistanda girişimlerim esnasında birçok olaya tanık oldum. Basında birçok haberler yayınlandı. Bu ve bunlar gibi vesaire vesaire Hem bunları anlatacağım hem de Yunanistan bu krize neden girdi, bu krizden nasıl çıkabilir kendi gözlemlerimi aktaracağım. Biraz Yunan toplumunu eleştireceğim ve sorgulayacağım. Orada toplumda gördüğüm bazı yanlışlıklar var. Ben bunu Yunanlı dostlarımla da paylaşıyorum. Dinledikleri zamanda hak veriyorlar. Bunları kitap haline dönüştüreceğim. Bu kitap aslında bir dostun dosta önerileri niteliğinde. Yıkıcı değil, tamamen kendi deneyimlerim ışığında daha iyisi nasıl olabilir? Bunu aktaracağım.
NEDEN OLMASIN?
İlerleyen günlerde senden Yunanistanda bir kitap daha bekleyelim mi?
Neden olmasın? Yunanistanda ilk kitabımdan sonra yayın evleri sahipleri ile daha da yakınlaştım. Hatta ilk kitabım Anlar ve Düşünceler için farklı satış stratejileri denenmeye başlanılacak. Kitabı tele marketing ile satmaya niyetleniyorlar. Pazarlama stratejisini değiştirdik. Atinanın en merkezi yerinde bir kültür merkezi kitabımın dağıtımını üstlendi. Bundan sonra Yunanistanın her tarafına kitaplar oradan dağıtılacak. İkinci kitap anlaşmamıza göre yılbaşından evvel kitapçılarda yerini almış olacak. Daha sonra bu felsefi denemelerimi içeren Yunanistanda başka bir kitap daha düşünüyorum. Tabi yazdığım tüm denemeler önce Yunancaya çevrilecek. Oradan da bir teklif gelirse niye olmasın?
Bu kadar konuştuk. Peki Türkiyede kitap çıkarma gibi bir amaç ya da hedefin var mı, Türkiyede gel kitap çıkar diyen bir yayın evi oldu mu?
Biri bana böyle diyene kadar öyle bir çabam olmayacak. Bu konuda hiçbir şekilde geri adım atmam. Bugüne kadar 14 tane sergi açtım. Gidip de hiçbir galeriye ben sergi açmak istiyorum demedim. Buyrun sergi açın dediler. Yunanistanda kitap çıktı. Yayınevine kitabımı basar mısın demedim. Kendileri basmak istedi. Şimdiki kitabım içinde kendileri talip oldu.
İŞBİRLİKLERİ ARTSIN
Konuştuklarımız üzerine senin belirtmek istediğin bir şey var mı?
İki ülke arasında kültürel ve sanatsal işbirliklerinin artması taraftarıyım. Artık festival havasını aşmamız lazım. Türk-Yunan ilişkisi dediğiniz zaman hadi gelin festival yapalım anlayışından uzaklaşmalıyız.Gelsinler sirtaki oynasınlar. Biz gidelim orada horon çekelim. Bu durumu mutlaka aşmamız lazım. Yazı dizim esnasında bir Yunanlı bir heykeltıraş ile röportaj yaptım. Bu kişi Yunanistanın çok tanınmış bir heykeltıraşı olan Yannis Bardisti. Kendisinin Yunanistan ve dünyanın her tarafında heykelleri var. Bana çok güzel bir öneri de bulundu. Bu öneri; Yunanistanın heykeltıraşlarını Türkiyeye getirmesi üzerineydi. Buradaki heykeltıraşlarında Yunanistanda eserlerini sergilemesi üzerineydi. Çok güzel bir fikirdi. Yapılan heykeller her iki ülkede kalacaktı. Çok güzel bir işbirliğiydi. Ben oturdum bunu gazetede de yazdım. Bekledim ki birileri adım atsın. Ama ses yok. Hayalim şu iki ülkenin turizm ve kültür bakanının ilerleyen günlerde bir araya gelerek Türk-Yunan dostluk yılı ilan etmeleri.
Haber Merkezi