Körler Ülkesi...

İspanyol keşiş Luis Alfonso takvim yaprakları 1695 yılını gösterirken defterinin başına eğildi ve “Doğa artık çok yoruldu” diye yazdı... Alfonso Usta günümüzde yaşananları görebilseydi eğer büyük ihtimal ‘ben dememiş miydim’ diyerek haklı çıkmanın gururunu yaşardı... Belki de Shekaspeare; “Bugünlerin talihsizliği delilerin körleri yönetmesidir” derken günümüzü işaret ediyordu, kim bilir? Günümüzün en büyük salgınına virüsler değil, olaylara bakış açımız neden oluyor...

Ülkemiz ‘körler ülkesine’ döndü... Hepimiz kendimizi ait hissettiğimiz inancımızın ve ideolojimizin bize çizdiği sınırlar içinde yaşamanın konforunu sürdürüyoruz... Kendi mahallemizin doğruları ve gerçekleri bize yetiyor... Oysa, “özneler değil, eylemler” üzerinden değerlendirme yapılması gerekir...

Sırf NATO’dan ya da ABD’den nefret ediyorsun diye sivillerin bombalanmasına alkış tutuyorsan aynanın karşısına geç ve kendi insanlığını sorgulamaya başla... Sırf Erdoğan’dan ya da AK Parti’den nefret ediyorsun diye İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Buca Metrosu’nu neden daha fazla fiyat verene yaptırmak istediğini sorgulamaktan vazgeçme...

Sırf CHP’den ya da Kılıçdaroğlu’ndan hoşlanmıyorsun diye 1’e yaptıracak işlerin neden 10’a yaptırıldığını sorgulamaktan vazgeçme... İnsanı, etnik kimliği, dili, inancı, mezhebi, ideolojisi üzerinden değil, yaptığı işin kalitesi üzerinden değerlendir...

Hırsızın partisi olmaz, üçkağıtçının ideolojisi olmaz... Latin Amerika’nın vicdanı olan Eduardo Galeona’nun dediği gibi ‘Yalanın bacakları kısadır’...

Sırf CHP’ye gönül verdin diye Buca Metrosu’nda yaşananlara sessiz kalma... Sırf AK Parti’ye gönül verdin diye Buca Cezaevi’nin kaderine kim olduğu bile belli olmayan 2-3 kişinin karar vermesine sessiz kalma...

İdeolojik körlüğün seni teslim almasına izin verme...

Bu ülke ne çektiyse ‘gözü açıkların, körleri’ istedikleri gibi yönlendirmesinden çekti...

Belki de tek yapmanız gereken dünyaya baktığınız pencerenin temizlenmesidir...

Belki de sorun gözlerinizde değildir, kim bilir?

Körler Ülkesi...