Sokak Hayvanları: Göz ardı Ettiğimiz Canlılar

Kediler, köpekler ve diğer evsiz hayvanlar, toplumun bir parçası olarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Ancak, bu canlılar bizim tarafımızdan çoğu zaman görmezden geliniyor, umursanmıyor ve maalesef kimi zaman bazı insanlar için bu dünyaya fazla geliyorlar. Sokak hayvanlarının zorlu yaşam koşullarıyla yüzleştiğini unutmamamız gerekiyor. Yiyecek, su, barınma ve sağlık hizmetlerinden yoksun kalan bu hayvanlar, açlık, hastalık ve travmalara maruz kalabiliyor. Bu durum, önce devletin sonrasında ise toplumun her bir ferdi olarak bizlerin sorumluluğunda. Sokak hayvanlarına şefkat ve merhamet gösterip, onların hayatlarını iyileştirme ve korumaya yönelik hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.

***

Birçok yerel ve ulusal kuruluş, sokak hayvanlarının refahını arttırmak için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Gönüllü olarak bu kuruluşlara katılarak ya da yapabiliyorsak maddi destek sağlayarak sokak hayvanlarına yardım edebiliriz. Bunların hiçbirini yapamıyorsak da en azından, sokak hayvanlarının beslenebilmesi için kapımızın önüne mama ve su kapları koyarak, onlara sıcak bir barınma sağlayabilecek alanlar oluşturabiliriz. Bunlar bizim vatandaş olarak üzerimize düşen sorumluluklardır. Devletin de sokak hayvanlarıyla ilgili üzerine düşen sorumluluklar vardır. Sokakta yaşayan hayvanların kısırlaştırma ve çiplendirme işlemlerinin yerine getirilmesi ve daha önemlisi barınakların denetleniyor olması gereklidir. Barınakların şeffaflıkla denetleniyor olması ve barınakta yaşayan hayvanların iyi koşullarda yaşadıklarından devlet olarak emin olması gereklidir. Sokak hayvanlarını koruma konusunda toplumda farkındalık yaratmak da oldukça önemlidir. Eğitim kurumlarında ve sosyal medya platformlarında sokak hayvanları ile ilgili bilgilendirici içerikler paylaşarak insanları bilinçlendirebiliriz.

***

Ayrıca, sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi konusunda duyarlılık oluşturmak amacıyla sterilizasyon ve kısırlaştırma kampanyalarına destek olabiliriz. Tüm bunların ötesinde, sokak hayvanlarını korumak adına devletin bu konuda işlenen suçlar için ağır yaptırımlar uygulaması ve hayvan haklarının yasalar yoluyla korunuyor olması şarttır. Yakın geçmişte hayvanların yasalar üzerinde mal statüsünden çıkarılmış olması hayvan hakları konusunda atılmış önemli adımlar arasında yer almaktadır. Sokak hayvanlarına karşı toplumda oluşan olumsuz yargının en önemli kaynağı da medyadır. Medya yoluyla üretilen egemen söylemler toplumun birer yansımasıdır. Medya yoluyla tekrar tekrar üretilen algı, bir noktada toplumun gerçeği haline gelmektedir. Medyada hayvanlar için kullanılan ayrıştırıcı dil, sokak hayvanlarına olan nefreti körüklemektedir. “Başıboş hayvan” söylemini, ayrıştırıcı dile örnek olarak verebiliriz. Sonuç olarak, sokak hayvanları toplumumuzun bir parçasıdır ve onlara karşı sorumluluklarımız vardır. Onları görmezden gelmek veya unutmak yerine, onlara yardım eli uzatmak ve yaşamlarını iyileştirmek için adımlar atmalıyız. Sokak hayvanlarına yönelik farkındalığı artırmak, onları koruma altına almak ve sevgiyle yaklaşmak toplum olarak üzerimize düşen görevlerdir.

Sokak Hayvanları: Göz ardı Ettiğimiz Canlılar