Aşk Dediğin Nedir?

‘Aşk dediğin nedir yeğenim?’ diye sakalını sıvazlayarak bana baktı.

Bu soruyu cevaplamam için sormadığını biliyordum. Futbol tabiri ile ver-kaç ya da duvar pası yapıyordu. Yine konuyu açacaktı ama belki de o soru ile ana konuya ilgimi çekmeye çalışıyordu.

‘Nedir abi?’ deyip istediğini yaptım.

“Bunun cevabı çok zor aslında. Yine de sana açıklamaya çalışayım; sürtünmesiz bir ortamda sallanıp duran bir sarkacın, sallanıp dururken aşamadığı bir nokta var ya fizik kurallarında. İşte aşk o salınım aralığındaki uç noktaların da ötesine gidebilmektir... Sadece bir arzudur ve doğa yasalarının daima altında kalacak bir hadisedir aşk” dedi.

O şarabından birkaç yudum alırken ben yüzüne anlamsızca bakıyordum.

‘Biraz soyut oldu değil mi?’ dedi.

‘Evet’ anlamında başımı eğdim.

“Aşk nedir; aşk küçük bir köyde hoşlandığın kızı, sırf yarım saat kimseye çaktırmadan görebilmek için dama çıkıp, Temmuz Güneş'inin altında durmak ve kızında o temmuz sıcağında, o Güneş'in altında seni görmek için çıkmasıdır. Aşk; göz göze gelmeniz ve birbirinize o bakış açınızdır’ dedi.

Biraz daha anladığımı göstermek için ‘Hımm’ yapıp başımı salladım

‘Bunu ben yaşamadım ama şahit oldum. Bu iki saf insan evlendiler ama mutlu olamadılar’ diye yüzünü ekşitti.

‘Neden? Ne oldu ki?’ dedim merakla.

“Çünkü feodalite ve toplum yasaları gereği, bu kızın ve bu erkeğin ailesinin bu izdivaçtan beklentileri ve çatışması tekme, tokat ve kavga ile son buldu” dedi.

Kafam karışmıştı. Öyle ya birbirini seven iki kişi neden mutlu olamamıştı?

‘Onların neden mutlu olamadığını anlamadım’ dedim.

“Gençler başlık parasını denkleştirip evlendiler. Kız tarafı erkekten taviz bekliyordu, erkek tarafı kızın oğullarına kölelik yapması için baskı kuruyordu. Ele avuca sığmaz boktan sebeplerden bir gün çocuk o çok sevdiği ve güneş altında izlemeye doyamadığı kızın suratına yumruğu indirdi. Erkeğin ailesi zafer kazandı, kızın ailesi kaderine razı oldu.

“Aşk bitti” dedi

Dalmıştı. Bir an irkilir gibi oldu. “Yani senin anlayacağın sevgili arkadaşım ‘Aşk nedir?’ sorusunun cevabı ‘Aşk ulaşılamayandır/ aşk ulaşıldığında biten şeydir’. Bağlıyorum; aşk o Dersim türküsünde geçen “Eli elimde olsun/ kapı kapı dilenek” duygusunun bir ömre yansıtılabilme pratiğidir, zor ve çetindir. Sarkacın sınırının ötesine geçmeye fizik yasaları izin vermiyor. Ve fizik bu dünya habitatının temel taşıdır. Mayakovski gibi aşk bitmesin diye 33 yaşında kafasına namluyu dayayan insanlar da var benim gibi ahmaklarda” dedi bardağın dibinde kalan son yudumu da içti.

‘Osman Rüstem her akşam dönüp dolaşıp konuyu aşka getirmeyi nasıl başarıyorsun?’ dedi Kadem Reis.

“Aşk zaten her şeydedir Reis. Mesela benim için aşk beni alıp sevdiğimin yanına götüren şaraptır” diye boş bardağı Kadem’e doğru kaldırdı.

‘Anladım.’ Doldurun aşkı’ diyorsun’ diye gülerek şişeyi eline aldı Kadem. Şişe bitmişti. ‘Yaşar buraya gel’ diye arkaya seslendi.

Yaşar içerde bulaşıkları bırakıp bize doğru telaşla koştu. ‘Bakkal Muhittin’e git, bir aşk al, gel’ dedi.

Yaşar, yüzünde şaşkın bir gülümseme ile bir Kadem reise, bir bize bakıyor, söyleneni anlamaya çalışıyordu.

‘Reis ben aşk almaya gideyim, benim de aşka ihtiyacım var’ diye etrafa tutunarak kalktım.

Herkes kahkahayı patlatırken ben yavaş yavaş Aşk’a doğru yürüdüm…

Yaşar ise hala aynı şaşkınlıkla etrafa bakıyor ‘Aşk’ın ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Aşk Dediğin Nedir?