-
-
-
Sayfa Yükleniyor...
Sayfa Yükleniyor...
Uzun zamandır evlilik programı seyretmiyordum. Birkaç gündür nedense sadece vakit geçsin, gözümün önünde herhangi bir görüntü olursa kafamdakileri unuturum diye amaçsızca şeyler yapıyorum. Bugün de o kanal senin bu kanal benim dolaşıp dikkatimi çeken bir görüntü bulmaya çalıştım. Bir kanalda 'haber önü haberler' vardı. Türkiye Irak sınırına silah sevkiyatı yapıyormuş. Irak da 'Gerekirse Türkiye ile savaşmaya hazırız' demiş. Savaşmak şu dönemde en son istediğim şey. Kendimi bildim bileli gencecik bedenlerin sönen hayatlarını ve arkalarından ağlayanları gördüm.
Hemen kanalı değiştirdim.
Diğer kanalda bir eve kapatılan genç kızları aynı eve kapatılan oğlanlar evlenmek için sırayla deniyorlardı. Onlar yetmiyormuş gibi olayın içinde oğlanların anne ve babası da dahil edilmiş. Oğlanın beğendiği kızı, oğlanın annesi 'Bu kız geçen hafta diğer oğlana yazıyordu, biraz oynak' diye eleştirip 'İstemeyiz' diye ekliyordu.
O kanalı da değiştirdim.
Bir başkasında 6. Göz diye bir yarışmada kızlar ve erkekler yaptıkları çirkefliklerle halktan puan toplayıp elenmemeye çalışıyorlardı
Onu da geçtim.
'Caner ve Beren neden ayrıldı! Şok ayrılığın perde arkası' yazısını gördüm. 'Dur bakalım bunlar neden ayrıldı acaba?' diye düşündüm. Nihayet kafamı çelecek bir şey yakalamıştım. Araya reklamın girmesi bile beni bu ayrılığın altındaki nedenleri öğrenmemi engelleyemedi.
Uzun bir reklam arasında sonra nihayet sahneye Caner ve Beren çıktı. Caner evlilik programlarının tanınan bir siması ve kıdemli bir bekar. İlk evlilik programından beri orada ve bir türlü evlenemedi garibim. Onun evliliği artık milli bir mesele ve neredeyse tüm Türk halkı artık evlensin de bu kötü kaderden kurtulsun diye dua edeceğiz. Yani öyle bir durum ki ben bile artık kendimi bıraktım, Caner evlense de mutlu olsa diye düşünmeye başladım.
Her neyse
Sunucu 'Neden ayrıldığınızı tüm Türk halkı duysun' dedi.
Caner 'Beren anlatsın' dedi dudaklarını ısırırken.
Beren Caner benden Facebook ve Instagram hesabımın şifresini istedi' dedi. Etraftan 'Aaaa' diye bir gürültü koptu. Baterist davula vurdu, piyanist 'voink' diye tuşlara bastı. Sunucu eliyle ağzını kapatırken 'Aaa gerçekten mi!?' diye söylendi.
Caner 'Evet istedim. Ne var ki? Şimdi siz bana çok garip bir şey istemişim gibi bakıyorsunuz ama doğruyu söyleyin. Siz karınızın, sevgilinizin başkaları ile ne yazıştığını merak etmiyor musunuz?' dedi. 'Ben ediyorum' dedim. Ama kimse duymadı. Seyircilerin bir kısmı 'Gizleyecek bir şeyi yoksa şifresini vermeli. Karı-koca arasında sır olmaz' derken bir kısmı 'Olur mu öyle şey? Karı-koca da olsalar herkesin bir özel hayatı olmalı. Şifreyi neden versin? Çok saçma' dedi.
Caner 'Benim güven problemim var. Madem gizleyecek bir şeyi yok, neden şifresini vermesin ki?' dedi. 'He valla neden vermesin?' dedim. Yine kimse duymadı. Kadın 'Sen bana, benim söylediklerime güvenmelisin. Şifreyi neden vereyim?' dedi.
Caner 'Ben şifresini vermeyen bir kadını hayatımda istemiyorum' dedi.
Beren 'Ben de bana güvenmeyen birini hayatımda istemiyorum' dedi.
İlişki bitti.
Bu hikayenin sonu mutlulukla bitmedi ve gökten üç elma düşmeyecek. Belki bir incir çekirdeğini doldurmayacak bir sebepten ilişki bitti ama kim haklı?
Hadi bakalım 10 puanlık uzman sorusu; siz olsanız ne diyorsunuz?
