Mustafa Koç Devlet Hastanesi

Mustafa Koç 21 Ocak’ta vefat etti. Allah Rahmet etsin. Arkasından bir sürü yazı yazıldı, çizildi.

Kendisini yakından tanıyan insanlar onun insani yönünü ya da basına yansımamış bazı özel anılarını paylaştılar. Biz kendisini tanımazdık. Kendisi de bizi tanımazdı zaten. O yüzden ne kendisini övecek ne de kendisini eleştirecek bir yazı yazabilirim. Yazmadım da zaten.

27 Ocak 2016 tarihinde acil serviste çalışan bir doktor arkadaşımla diyalogumuzu anlattığım, ‘Güldük Ağlanacak Halimize’ başlıklı bir yazı yazdım. O yazıda 70 yaşında, 10 gündür hasta hasta evde yatan ve doktora götürülmeyen bir hastanın yakınları ile hastane personeli arasında geçen diyalogu ve sonrasında çıkan olaylardan bahsetmiştim. Hasta yakınlarının ‘Hastane sınırlarına Azrail giremez’ inanışı nedeniyle her ölenin ‘yanlış tedavi’ ya da ‘gereken tedavinin verilmemesinden’  öldüğü düşüncesi ile hareket ettiklerini, hastaya herhangi bir şey olduğunda da etrafa saldırdıklarını anlatmıştım. Tam da bu yazının ertesi günü Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç’un mektubu basına yansıdı. Biliyorsunuz Rahmi Koç’un oğlu Mustafa Koç spor yaparken kalp krizi geçirdiğinde ilk olarak Beykoz Devlet Hastanesi’ne kaldırılıyor, orada yapılan ilk müdahalelerin ardından Koç Grubu’na ait Amerikan Hastanesi’ne sevk ediliyor. Ancak kurtarılamıyor.

Mustafa Koç sıradan bir vatandaş olmuş olsaydı ya da diyelim ki zengin bir mafya babası olmuş olsaydı hastanedekilerin vay haline. O gün orada olanların yerinde olmak istemezdim.

Hastaneni camı, çerçevesi kalmazdı. ‘Filanca kişi nasıl olurda ölür?’ diye feryadı figan edenler, ‘senin yerine ben öleydim’ diye ‘yalandan’ kendini parçalayanlar ( Azrail gelip o kişiye sorsa ‘Onun canı yerine seninki alabilirim. O kalır sen gidersin’ dese ne cevap verirler çok merak ediyorum), ‘yanlış tedaviden öldü’, ‘yeterince ilgilenilmedi’, ‘canımızı aldınız, bizde sizin canınızı alacağız’ tarzı davranışlar her gün bir sürü acil serviste yaşanıyor.

Ama Rahmi Koç ne yaptı?  Kalktı hastanenin başhekimine teşekkür mektubu yazdı. ‘Oğlum Mustafa'nın geçtiğimiz perşembe günü acil servisinize getirilmesi sırasında doktorlarınızın gösterdiği olağanüstü gayrete rağmen maalesef kendisini kaybettik. Allah'ın takdiri demekten başka çare bulamıyorum. Zatıâlinizin, doktorlarınızın ve çalışanlarınızın gösterdikleri çabaya ailem ve şahsım adına candan teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım’ dedi.

Bir doktor olarak kendisine bu derede nazik davranışından dolayı teşekkür ediyorum. Son zamanlarda pek de göremediğimiz bir nezaket bu. Özellikle yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede artık hiç kimse ölüme ‘Allah’ın karar verdiğine’ inanmıyor. ‘Mustafa Koç, Koç Holding’i 11 milyar dolarlık bir şirket olarak aldı 45 milyar dolarlık bir dev yarattı’ deniyor. Genç öldü.

Daha da yapabileceği şeyler vardı eminim. Koç Ailesi bu ülkeye çok şey katmıştır. Bu ülke de onlara.

Buradan Sayın Rahmi Koç’a sesleniyorum; Gelin Koç Holding olarak o hastaneyi baştan aşağı yenileyin, içine de son teknolojik cihazlar ile güzel bir ‘kalp departmanı’ yaptırın. Hastanenin üstüne, girişine, her tarafına da adına yakışır bir şekilde ‘MUSTAFA KOÇ BEYKOZ DEVLET HASTANESİ’ adını koyun. 

Sizin bu ülkeye bir katkınız daha olur.

Gelen giden de bol bol dua okur.

Mustafa Koç Devlet Hastanesi