Siyasete mi Girsem Acaba?

Siyaset yazmayayım diyorum.

Zaten siyasi yazılarım da pek okunmuyor. ‘Ben yazmayayım’ dedikçe bir şeyler önüme çıkıyor. ‘Yaz beni, yaz beni’ diyor adeta. Dayanamıyorum.

Amiyane tabiriyle ‘Havanın mevsim normallerinin üstünde olduğu’ geçen cumartesi, Balçova’daki Teleferik tesislerine çıkmaya karar verdik. Birkaç yıldır kapalı olan tesisler yenilenmiş ve yeniden halkın kullanımına açılmıştı.

Eee madem bizim kullanımımıza açılmış, biz de değerlendirmeliydik.

Teleferik tesislerine doğru giderken sağ tarafta, termal tesislerinin üstünde bir noktada, dağın eteklerinde devasa bir inşaat yürüyor. Adeta dağı yarmışlar.

Tesislerin başında sarı baretli biri vardı.

‘Birader kolay gele. Bu ne inşaatı?’ dedik.

‘İzmir Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi binası inşaatı’ dedi.

‘Vay be. Demek ekonomi de artık her şey bitti. Bir tek tıp fakültesi eksik kalmıştı’ dedim kendi kendime. Herkesin her şeyi yaptığı -daha doğrusu yapmaya çalıştığı- ülkemizde ekonomistler de pekala doktor yetiştirebilirler yani. Neden olmasın?

Para ve siyasi gücün olsun yeter ki.

Neyse siyasete çok girmeyeyim.

Arabamızı park ettik. Teleferiğe binip yukarı çıktık. ‘Çıktıkça çok güzel manzara ile karşılaştık’ dememi bekliyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Çıktıkça gördüğüm manzaradan içim acıdı. Balçova ve Narlıdere’de o kadar çok bina yapılmış ki bir metre kare yeşil alan bırakmamışlar. Sadece otobanın altında kalan İnciraltı ve Sahilevleri’nde biraz yeşil alan kalmış o kadar. Gerisi bina, bina, bina…

Teleferiğin tepesine çıktıkça çarpık yapılaşma ucubeliğine daha net bir şekilde tüm İzmir’de görebilmek mümkün. Ne bir yeşil alan ne de bir park. Dönüşte bir resim çekip sosyal paylaşım sitesindeki hesabımda aşağıdaki yazı ile beraber paylaştım.

‘Burası İzmir’in bir ilçesi
BALÇOVA
Az önce bu resmi teleferikten çektim.
Bulmacayı soruyorum: Aşağıdaki resimde 7 ağaç bulun.
7 ağaç bulana ormanlık bir kampta 7 gün tatil ödülü veriyoruz.
Belediye başkanlarını yaşanabilir bir ilçe dizayn ettikleri için tebrik ediyor, bundan sonraki icraatlarında başarılar diliyorum’

Bir arkadaşım ‘Deniz Bey siz de hep CHP belediyelerini eleştiriyorsunuz’ diye manalı bir şekilde serzenişte bulunmuş.

O zaman da yazdım, buradan bir kez daha beyan ederim ki ‘Sevgili kardeşim; çeşitli harflerin bir araya gelmesi ile oluşan hiçbir parti ile sorunumuz yok. Sorunumuz kişilerle değil mantalite ile. Tek gayemiz daha yaşanabilir bir İzmir’de yaşamak’.

Güzel söylemişim ama değil mi? Ağzımda laf yapıyor.

Ben siyasete mi girsem acaba? Ne dersiniz?

Siyasete mi Girsem Acaba?