Ürologlara Neden ‘Türk Erkeklerinin Beyin Cerrahları’ Denir?

Ukrayna’dan gına mı geldi? Öyle mi düşünüyorsunuz? Yok canım herhalde öyle değildir. Biliyorum pek çok erkeğin, döndüğümde, biraz ağzı sulanarak, etraftan kimse duymasın diye sessizce sorduğu ‘Abi yediğin içtiğin senin olsun, sen bize neler yaptığını anlat’ sorusunun cevabını henüz vermedim. Bilerek vermedim. Çünkü ‘Ha bu yazıdadır, ha yarın anlatacaktır’ diye merakla yazıları takip etmelerini sağlamaya çalıştım.

Sanırım bunda da biraz başarılı oldum. Dün bir arkadaşım ‘Abi ısrarla o konulara girmiyorsun ya. Valla merakta kaldım. Onun için senin yanına gelip bizzat sorayım istedim’ diye yanıma geldi.

Ürologlara ‘Türk erkeklerinin beyin cerrahları’ denildiğini biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız bile sayemde bir şey öğrenmiş oldunuz.

Ne yazık ki Türk erkeklerinin cinsel konulara haddinden fazla mesai harcadığına Ukrayna’da bizzat şahit oldum. Cebine birkaç yüz dolar koyup, uçak biletini alan, soluğu burada almış. Yolda karşılaştığı ilk kişiye ‘Me, you, sex?’ yani ‘Sen, ben, seks?’ diye sormuş. Hal durum böyle olunca ‘Türk olmak’ ya da ‘Türkiye’ adı burada ciddi bir önyargı ile karşılanıyor. Uzun yıllardır orada yaşayan bir Türk arkadaşım ‘Valla bazen öyle şeyler anlatıyorlar ki utanç duyuyorum’ dedi.

Evet onlar bize göre cinsel düşünceler yönünden daha rahatlar ama bu karşılaştığımız her insanla bir faaliyet icra edeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu noktada ciddi bir imaj erozyonu yaşadığımızı, insanımıza en azından bu köşe aracılığı ile de olsa bir mesaj vermemizin faydalı olacağını düşünüyorum.

‘Okullarda eğitim verilmeli, internette veya gerçek hayatta tanıştığımız Avrupalı, İskandinavyalı, Rus kadınlara üç kelimeden sonra o anlamda yaklaşmamayı öğretelim’ demeyeceğim çünkü böyle bir şeyin mevcut konjonktür nedeniyle pek de mümkün olamadığını düşünüyorum. Öyle ya biz Türkler dünyaya bedeliz ve her şeyin en iyisini biz biliriz.

Tüm suçu erkeklerimizde aramamak lazım tabii. Bilenler bilir, eskiden bir Tan Gazetesi vardı. Herhangi bir dergi ya da bir yerden bulduğu erotik bir kadın fotoğrafının altına, gazetede adına muhabir denen ağabeyler, oturdukları yerden, uydurma şeyler yazarlardı. Mesela “Ukraynalı hemşire Jenya ‘Türk erkekleri çok muhteşem’ dedi. ‘Türk erkeği gibi erkek bizde yok’ dedi, ‘Kalbim Türkiye’de kaldı’ dedi” gibi bir sürü yalan dolan yazı ile gazeteye basarlardı. Halbuki ne resim ne de o sözler Ukraynalı-ya da artık hangi devleti uydurdularsa-bir hemşireye ait olurdu ama kimin umurunda. Adamlar o gün işlerini yapmış olurlardı.

Bu tarz haberleri okuyan bilumum inşaatçı, boyacı, spotçu, gazozcu, mühendis, doktor ya da aklı beden aşağıya çalışan değişik mesleklerden yurdum erkeği ‘Para toparlayıp en kısa zamanda Ukrayna’ya gitmeli’ düşüncesi ile kendini çalışmaya verirdi. Bu nedenle tamamen ‘Ne iş olsa yaparım’ tarzında çalışan, kalifiye olmayan elemanların çalıştığı inşaat sektörü Türkiye’de bir numaradır. 

Alın bakın size bir de ekonomi ile ilgili bilgi de vermiş oldum.

Her neyse bu konuda çok doluyum. Çok doluyum çünkü bozulan imajımızı düzeltme çalışmaları yapmaktan yorgun ve bitkin düştüm. Misal düğünde gördüğüm ve çok hoşlandığım bir kıza bile sırf ‘Türk erkekleri sizin bildiğiniz gibi gördüğü her kıza sarkmaz’ diye göstermek istediğimden o tarafa bakmadım bile. Haliyle tanışamadık yani. Biraz da ondan da kızgınım.

İnşallah baharda gittiğimde gelinimiz Ula’dan onunla ilgili bir malumat almayı planlıyorum. O zamana kadar o da yalnız kalırsa tabii…

Her neyse sevgili okur; Ukrayna ile ilgili yazıları artık burada noktalayayım diyorum. Umuyorum yazdıklarımdan bizim ülkemiz gibi güzel ama bahtsız bir ülke olan Ukrayna ile ilgili bir fikir sahibi olmuşsunuzdur.

Yarından itibaren Türkiye ve hayatımız ile ilgili yazılara başlamayı planlıyorum ama açıkçası içimde hiç istek yok. Ben olmadığım sürede Türkiye’de güzel şeyler oldu mu?

Ürologlara Neden ‘Türk Erkeklerinin Beyin Cerrahları’ Denir?