Yine Bir Yılbaşı Kavgası

Kadın: Hayatım bu akşam dışarı çıkalım mı?

Erkek: Neden?

Kadın: Ne demek neden? Bugün yılbaşı ve ben evde geçirmek istemiyorum.

Erkek: Niye? Evde geçirsek ne olur ki? Hem bu soğukta ben bir yere çıkmak istemiyorum.

Kadın: Ben evde geçirmek istemiyorum ama. Tüm arkadaşlarım bir plan yapmışlar.

Erkek: Tüm arkadaşların kendilerini toplu olarak Boğaz Köprüsü’nden atsa sen de atacak mısın?

Kadın: Öyle bir köprü kalmadı canım.

Erkek: Neden ne oldu? Köprü mü kaldırıldı?
Kadın: Hayır adı değişti.

Erkek: Her neyse işte. Genel olarak köprü diyelim o zaman biz.

Kadın: İşte genel olarak bundan da anlaşıldığı üzere sen zamana ayak uyduramıyorsun, gerisinde kalıyorsun.

Erkek: Köprünün adını bilmiyorum diye mi?

Kadın: Yoo. O sadece basit bir detay. Sen ne trend ne değil bilmek istemiyorsun.

Erkek: Valla kurduğun bağlantı için seni tebrik ediyorum. Nereden nasıl bir şey bağ kurdun, helal olsun.

Kadın: Aslında rahmetli babam böyle olacağını söylenmişti.

Erkek: Ne söylemişti Rahmetli baban yine? Zaten mübarek adamın her konuda söylediği bir özlü söz vardı.

Kadın: Seninle evlenmek istediğimi söylediğimde ‘Kızım bak aranızda yaş farkı var. Sen dışarı çıkıp gezip tozmak isteyeceksin o evde yatmak isteyecek’ demişti. Bak oldu işte.

Erkek: Rahmetli baban herkesin her şeyini kafaya taktığı için işte böyle erkenden yolcu oldu.

Kadın: Babamla ilgili böyle konuşmaktan men ederim seni. O hassas ve düşünceli biriydi.

Erkek: Yalan mı? Bak adam erkenden gitti. Annende yeni cici baba ile her gün başka bir aktivitede.

Kadın: Ne yapsaydı? Yalnızlıktan ölsün mü kadın?

Erkek: Hayır ölmesin de bari babanın yakın arkadaşlarından birini değil de başka birini bulsaydı.

Kadın: İkisi de özgür insanlar. Onların ne yaptıkları bizi ilgilendirmiyor bence.

Erkek: Valla ister istemez ilgilendiriyor. Senin annen yüzünden babam paranoyak oldu. Adam ‘Benden sonra biri annene yaklaşmasın, ne olur ne olmaz’ deyip tüm arkadaşları ile ilişkisini kesti. Hiçbir arkadaşı ile görüşmüyormuş. Sürekli evde sinir halinde dolaşıyormuş. 

Kadın: Kim, ne yapsın senin anneni Allah aşkına!‘Canlı bomba’ tabiri aynen senin anne için söylenmiş şey. Ne zaman ne yapacağı, ne söyleyeceği belli değil. Bizimkiler ile ilk tanıştığında bizim bahçeli ev için ‘Ayol satın bu gecekonduyu kendinize bir daire alın, bu çamurların, çöplerin içinde’ demişti. Annem ‘Senin hatırına sustum’ demişti bana. Daha ilk günden bizim evlilik tehlikeye girmişti.

Erkek: Canım senin annen de ‘Çeyiz serme’ diyerek benim donlarımı bile konu komşuya göstermişti. Sonra bana ‘Aslında ben Ceren’in Cengizhan ile evlenmesini çok istedim ama beni dinlemedi’ diye senin eski erkek arkadaşını övmüştü.

Kadın: Onlar seni istemiyorlardı baştan. Ama sonuçta benim istediğim oldu. Oldu da, şimdi ‘iyi mi oldu?’ diye düşünüyorum.

Erkek: ‘Yılbaşını evde geçirelim’ dedim diye mi!

Kadın: Az bir şey mi bu? Sonuçta senede kaç gün yılbaşı oluyor? Hem tüm arkadaşlarım bir farklı yerlerden, resim paylaşıp beni çatlatacaklar. Ben evde televizyon karşısından bir resim mi paylaşayım?

Erkek: Allah’ım ya. Bu sosyal medya adamı katil edecek valla. Peki tamam! Ama organizasyonu sana bırakıyorum. Bir de beni o işlerle uğraştırma. Peki çocuklar ne olacak?

Kadın: Onlar için çok sevdiğim annişim ile konuştum.

Erkek: Hani annen Cici babanla Paris’e gidecekti. Vaz mı geçtiler?

Kadın: Yoo, gidecekler.

Erkek: Peki çocuklar?

Kadın: Çocuklara bakacak olan senin annen canikom. (Suni bir kahkaha atar)

Erkek: Sen var ya! İşine gelince annem ‘çok sevdiğin annişin’, gelmeyince ‘Canlı bomba’

Kadın: Öptüm seni. Hadi ben araştırmalarıma başlıyorum.

Yine Bir Yılbaşı Kavgası