Osteoporoz (Kemik Erimesi), en sık görülen metabolik kemik hastalığıdır. Osteoporoz en genel tanımıyla,, düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile ortaya çıkan sistemik bir iskelet hastalığıdır. Osteoporoz sorunu yaşayan bireylerde, düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık riski olasılığının artması nedeniyle iskelet sistemi açısından tehlikeli klinik sonuçlar yaşanabilmektedir. Osteoporoz sorunu yaşayan bireylerde en temel problem, kemik kırılganlığı, düşük kemik kütlesine bağlı gelişen kemik kırık görülme sıklığının artışı ve buna bağlı olarak gelişen kalça kırıkları sıklıkla göze çarpmaktadır.
Osteoporoz, 50 yaşın üzerinde kadınlarda daha sık görülse de, daha nadir olmakla birlikte erkeklerde de ve aynı zamanda, her iki cinste de 50 yaş altında ortaya çıkabilmektedir. Özellikle, dengesiz beslenme nedeniyle yeterli düzeyde Ca (Kalsiyum) alınmaması veya vücudun bu alınan kalsiyumu tutamamasının da osteoporoz sorununa neden olduğu gözlemlenmektedir
Osteoporoz çok ciddi ve aşırı sinsi bir metabolik hastalık olduğu için kemik erimesi, zamanında teşhis edilerek önlenmezse sakatlıklara hatta ölüme neden olduğu bilinmektedir. Osteoporoz tek başına gelişen bir yaşlılık hastalığı değildir, ancak ileri yaşlarda görülme sıklığı fazladır. Yapılan klini araştırmalarda, bu hastalığın görülme oranının 3 kadına karşılık 1 erkekte görüldüğü sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Bu hastalığın önlenmesi için kemiklerin korunmasında ve güçlenmesinde en önemli adım sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Özellikle, kalsiyumdan zengin besinlerle beslenmek ve D vitamini eksikliği yaşamamak büyük önem taşımaktadır. Ve tabii ki, bununla birlikte besinlerin verimli olarak vücut tarafından kullanılması için egzersiz alışkanlığının önemi de unutulmamalıdır. Osteoporoz oluşma riskini en aza indirebilmek için, günde 30-45 dakika güneşte kalınmalı ve haftanın en az 4 günü 46-60 dakika egzersiz yapılmalıdır. Egzersiz için en sık uygulanan yöntem, tempolu yürüyüş şeklinde yapılan fiziksel aktivitelerdir. Bu fiziksel egzersiz programıyla, alınan günlük besinlerin vücut tarafından verimli olarak kullanılması ve dolayısıyla osteoporoz riski büyük oranda azalacaktır.
Ayrıca, yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, kemik üzerinde uygulanan kuvvet yüklenmelerinin; sadece hipertrofi (kas kütle artışı) değil ama aynı zamanda kemik dokunun da güçlenmesi için uygun bir yöntem olduğuna dikkat çekmektedir. Bu tip ağırlık antrenmanları ve bu fiziksel aktiviteler uygun beslenme programlarıyla kemik erimesi riskinden korunmak mümkün olabilecektir.
Sonuç olarak, her yaşta bireyin kazanması gereken fiziksel aktivite programıyla birlikte, sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığın, birçok bedensel, metabolik ve psikolojik hastalığı önleyerek, bireylerin yaşam kalitelerinin arttırmakla birlikte ileri yaşlarda oluşabilecek osteoporoz riskini önleme adına da büyük önem taşıdığı unutulmamalıdır.