Sportif aktiviteleri, toplumun yaşam kalitesini arttıran ve sağlıklı yaşam sürebilmeyi sağlayan bir aktivite olarak bilinmektedir. Her yaş döneminde seçilecek uygun fiziksel aktivitelerle ve enerji tüketiminin geliştirilmesine paralel olarak vücut kompozisyonu en uygun düzeyde koruyabilmek mümkün olabilmektedir. Bu nedenle, her yaşta ama özellikle orta ve ileri yaşlarda daha iyi yaşam kalitesi için fiziksel aktivite seviyesinin üst düzeyde tutulması sağlıklı bir yaşam için gerekli bir alışkanlık olarak hayata geçirilmelidir.
Ülkemizde, spor kültürü toplumda yaygınlaştıkça, yaşam boyu spor alışkanlığın her geçen gün daha üst seviyelere doğru ilerlemesi kaçınılmazdır. Hem profesyonel anlamda hem de sağlıklı yaşam anlamında yapılan sportif aktivitelerin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, gün geçtikçe daha fazla önem kazandığını izlemek gerçekten çok olumlu verici bir gelişmedir.
Her birey, genç yaşlarda sağlıklı bir bünyeye sahip olsa bile, yıllar içinde yaşayabileceği bazı metabolik sorunların oluşmasını önlemek veya görülebilecek olası sağlık sorunlarının tedavisini sağlamak adına spor, ömür boyu sağlıklı yaşama katkı veren bir aktivite olarak göze çarpmaktadır. Sağlığı tehdit eden metabolik sorunlar arasında, kalp ve damar hastalıkları en sık rastlanan problemlerdendir. Sedanter ( hareketsiz yaşam ) ve buna bağlı olarak sıkça görülen aşırı kilo ve obezite nedeniyle, bireylerde orta ve ileri yaşlarda kalp hastalıklarının görülme sıklığı eskiye oranla daha fazla artma eğilimindedir. Bu sorunla baş edebilmek için, fizik aktiviteye daha çok zaman ayırarak, kalp ve damar hastalıklarının en belli başlı risk faktörlerinden olan artmış kan kolesterol seviyelerini düşürebilmek ve fazla kilolarından kurtulabilmek için yaşam boyu spor alışkanlığını geliştirmek çok doğru bir tercih olacaktır.
Fizik aktivite ve egzersizin, son yıllarda terapötik ( tedavi edici) amaçla kullanılan bir yaşam biçimi olarak tercih edilmesi, sağlıklı yaşam adına çok önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir. Hekimlerin, izlemekte oldukları hastalarının tedavilerine katkı verebilmesi için, bireylerin yaş ve fiziksel performanslarına uygun egzersiz reçeteleri yazarak, metabolik hastalıklarla daha etkin mücadele yoluna başvurmaları, bireylere sağlık adına önemli kazanımlar sunmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar, egzersizin sadece fiziksel kapasiteye değil ama aynı zamanda psikolojik sağlığa da olumlu etkilerini ortaya koymaktadır. Özellikle stres, anksiyete ( gerginlik) ve depresyon sorunları yaşayan bireylerde, fiziksel aktivitenin oldukça önemli terapötik katkıları olduğu gösterilmektedir. Bu nedenle, her yaş için yaşam kalitesini, fiziksel ve ruhsal sağlığı iyileştirmek için düzenli yapılacak sportif aktivitelerin, bireysel yaşam memnuniyetlerini arttırabileceği gözden uzak tutulmamalıdır
Sonuç olarak, her yaşta bireyin fiziksel aktivite ve egzersiz konusunda aktif bir tutum içinde yaşamlarını sürdürmeleriyle, birçok bedensel, metabolik ve psikolojik hastalığı önleyerek, yaşam kalitelerinin arttırabilmelerinde, düzenli spor alışkanlığının tüm hayata yayılmasının büyük önem taşıdığı unutulmamalıdır.
