Yaşam boyu sağlığı korumak için fiziksel aktivitenin büyük önem taşıdığı tüm dünyada çok iyi bilinen bilimsel bir gerçektir. Fakat özellikle son 15-20 yıl içinde, teknolojik alanda ve bilişim sektöründe yaşanan hızlı gelişmeler nedeniyle, fiziksel aktiviteye ayrılan zaman azalmakta ve günlük yaşam koşulları bireyin aktivite yoğunluğunu azaltarak, onları inaktif bir yaşamla karşı karşıya getirmekte ve bu da,sağlıklı yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. İnaktivite yani hareketsiz yaşam, günlük alışverişini bile bilgisayar başında sanal marketlerden gerçekleştiren modern dünya için en önemli problemlerin başında yer almaktadır. Ve aynı zamanda, giderek daha az yürüyen, ev dışı aktivitelere daha az katılmaya başlayan kitleler, sedanter (hareketsiz) yaşama doğru sürüklenerek inaktif bir yaşam tarzını, yaşamasal bir alışkanlık olarak sürdürme eğilimine kapılmaktadır.
Yürümenin sağlıklı yaşam üzerindeki olumlu etkisi uzun yıllarda beri yapılmakta olan çok çeşitli bilimsel araştırmalarla desteklenmektedir. Özellikle, yürüyüş sporunun, bilimsel araştırmalarla gösterilen en çarpıcı metabolik katkıları; dengeli ve sağlıklı kilo kaybı, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, kalp ve damar sağlığının gelişmesi ve stresle mücadele konusunda psikolojik açıdan verdiği destek olarak göze çarpmaktadır.
Bu konuda, Nuriye BAYAR’ın yaptığı araştırmalarda, düzenli yürüyüş alışkanlığının, fiziksel ve zihinsel sağlığı önemli ölçüde iyileştirebildiği, kronik hastalıları önlemekle birlikte, aynı zamanda enerjik bir ruh halini de ortaya çıkabildiğini vurgulanmaktadır. Düzenli yürüyüş alışkanlığıyla, tıpkı koşma, yüzme veya bisiklete binme gibi diğer fiziksel aktivite biçimlerinde olduğu gibi kalp atış hızı artmakta ve böylelikle enerji tüketimi ve daha çok kalori yakmak mümkün olabilmektedir. Bu kilo kontrolü ve obezitenin engellenmesi adına çok önemli bir fiziksel aktivite yöntemi olarak kabul edilmektedir.
Yapılan klinik araştırmalarda, yürüyüş alışkanlığının planlanmasında, haftada beş kez yapılacak 30 veya 50 dakikalık yürüyüş egzersizleriyle haftalık 150 ila 250 dakikalık fiziksel aktivitenin sağlıklı yaşam için uygun olduğu göstermektedir.
Bilimsel araştırmalar, yürüyüş alışkanlığının sadece fiziksel değil ama aynı zamanda psikolojik katkılarının da, sağlıklı yaşam kalitesini arttırdığı göstermektedir. Özellikle, yürüyüşle birlikte kan dolaşımının hızlanması ve en başta beyin olmak üzere, tüm organların oksijenden zengin kanla beslenmesi genel olarak tüm metabolizmayı canlandırabilmektedir.
Bu nedenle, tüm ülkelerin hareketli bir yaşamı yaygınlaştırma ve spora kitlesel katılımları sağlamak için uygulanması kolay ve pratik bir fiziksel aktivite olarak yürüyüş sporunun daha da yaygınlaşmasını sağlamaları, koroner arter hastalıkları, hipertansiyon, obezite, tip II diyabet, bazı kanser tipleri, depresyon ve osteoporoz gibi kronik hastalıklarının sıklığını azalmasıyla özellikle orta ve ileri yaşlardaki insanların yaşam kalitesinin korunması mümkün olacaktır.