Günümüzde kitleselleşen sportif aktiviteler, sosyal hayata yön veren önemli etkinliklerden birisi haline gelmiştir. Bu nedenle, spor artık tamamıyla bilimsel teori ve yöntemlerin ışığı altında yapılan bir aktivite alanına dönüşmüştür. Özellikle amaç yüksek performans olduğunda, genetik biliminin spor dünyasına rehberlik yapma özelliği daha da önemli hale gelmektedir.
***
Sporda genetik altyapı özellikle kuvvet, dayanıklılık, kas kitlesi, kas liflerinin tipi ve oranları ile akciğer kapasitesi üzerinde büyük etki göstermektedir. Özellikle dayanıklılık sporları için gerekli olan kardiyopulmoner ( kalp ve solunum sistemi) kapasite üzerindeki etkisi olduğuna dair önemli bilimsel çalışmaların varlığı; genetik ve spor arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermektedir.
Sportif kalıtsal özellikler kas kitlesinin güç ve dayanıklılık gibi özelliklerinde büyük öneme sahip olduğu bilinmektedir. Genler, birçok özelliklerinin yanı sıra sportif performans için bireyin antrenmana, uygulanan beslenme yönteminin vücut tarafından verimli kullanımına ve antrenman sonrası toparlanma sürecine de etki sağlamaktadır.
***
Sportif performans ve yeteneğin, sporcunun genetik yapısı ile ilişkisi son yıllarda yoğun bir araştırma konusu olarak dikkat çekmektedir. Özellikle son yıllarda gelişen genetik araştırmalar, atletik performansı etkileyen genleri tespit ederek, vücudun spor branşına ve antrenman programına verdiği fizyolojik tepkinin ölçülmesi açısından, spor bilimi için yepyeni ufukların açılmasına neden olmuştur. Bu bilimsel çalışmalarda, sportif performansı oluşturan birçok fizyolojik ve metabolik parametrenin, DNA’lara kodlanmış olduğu ve genler tarafından kontrol edildiği ortaya koymaktadır.
***
Genler, ayrıca sporcunun; antrenmana, beslenmeye ve benzeri faktörlere vereceği metabolik yanıtı da belirlemektedir. Bu konuda yayınlanmış olan bilimsel çalışmaları inceleyen Nuriye Bayar’ın yaptığı araştırmalarda; dayanıklılık için yüksek genetik potansiyele sahip olan bir atlet, dayanıklılık antrenmanlarına daha iyi cevap verebilme potansiyelinin önceden saptanabiliyor olması; genetik incelemelerin spor bilim dünyasına sunduğu reformist bir bilimsel açılım olarak dikkat çekmektedir.
Sporcunun genetik altyapısının, sportif performans için gerekli potansiyeli belirlediği öngörülebilir ancak sporcu bu genetik potansiyele sahip olsa bile, sağlıksız bir yaşam tarzı veya yetersiz egzersiz ile sportif performanslarında başarılı olamayacaktır. Benzer şekilde, kısıtlı bir genetik potansiyele sahip olan bir sporcu düzenli bir yaşam tarzı ve bilinçli egzersizle üstün bir performans sergileyebilecektir.
***
Sonuç olarak, daha net bir yorumla, sporcunun başarısı, genetik potansiyeli ne olursa olsun, antrenman düzeyinin şiddeti, süresi ve sıklığına, ayrıca diyet ve diğer faktörlere bağlı olarak da değişim göstereceği tartışılmaz bir gerçektir. Yani, genetik altyapı performans potansiyelini belirlemektedir ancak, ulaşılacal maksimal performans kapasitesi daha çok antrenman, psikolojik motivasyon ve sağlıklı beslenme gibi diğer faktörlerden etkilendiği de gözden uzak tutulmamalıdır.