2

Çok acı çeken ve iyileşme ümidi olmayan kimsenin kendini tıbben öldürtmesi dinen caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 12.12.2019 06:54
  • Güncelleme Tarihi :

İyileşme ümidi büsbütün kaybolduğu doktorlar heyetinin kararı ile belirlenmiş olan hastanın daha fazla acı çekmesin diye kendisinin ya da akrabalarının isteği ile hayatına son verilmesi dinen uygun değildir. İster yeni doğmuş bir çocuk, ister ileri yaşta bir yaşlı olsun, isterse ölüm döşeğinde olan hasta olsun, canları çıkıncaya kadar bunların tam bir yaşama hakları vardır. Böyle bir insanı öldürenle sağlıklı bir kişiyi öldüren arasında fark yoktur. Hayat sıkıntılarla doludur. Hayatından büsbütün ümit kesilmiş nice hastaların iyileşip aramızda yaşamaya devam ettiğini çoğu zaman görmekteyiz. Hastalık, darlık ve acı olaylar insanlar içindir. Bunlara karşı sabretmek ve ümidi yitirmemek gerekir. Ayette şöyle buyrulmuştur: “Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 2/153)
Cemaatle kılınan namaza sonradan yetişen kimse cemaat sevabını alır mı?
İmama namazın başında değil, birinci rek’atın rükuundan sonra, ikinci, üçüncü veya dördüncü rek’atlarda uyan kimseye mesbuk denir. Bu kişi son rekatta da olsa cemaate yetişmiş olur ve cemaat sevabını alır.
Kaza sonucu ölen bir kimse eceliyle mi ölmüştür?
İslam inancına göre herkesin bir eceli vardır. Bu ecel ne geri alınır, ne de ileri alınabilir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: “Her ümmet için takdir edilen bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir an ileri ne de geri alınamaz.” (Araf, 34) Buna göre trafik kazasında ölen kimse eceliyle ölmüştür. O kimse için bundan başka bir ecel yoktur. Trafik kazası, ölen kimsenin hayatını kısa kesmiyor, onu eceli gelmeden öldürmüş olmuyor. Bilakis ölen kişinin ölüm sebebi böyleydi ve vadesi dolduğundan bu kaza olmuş oluyor. Buna göre trafik kazası, cinayet ya da bir başka ölüm şekli kişinin ecelini değiştirmez. Çünkü insanın eceli veya ömrü değişmez. O kişinin o şekilde o zaman öleceği takdir edilmiş demektir.
Anlamını bilmeden okunan Kur’an’ın sevabı olur mu?
Kur’an-ı Kerim Arapça indirilmiştir. Bu dile vakıf olmayanlar da bu yüce kitabı okumak, öğrenmek ve yolunda yürümekle mükelleftir. Dolayısıyla kişi Kur-an’ı okurken anlamını bilerek okursa tabi ki hayrı daha fazla olur. Aynı şekilde her Müslüman’ın da bu yüce kitabı anlayarak okuması temenni edilir. Ancak her insan bu dile ve bilgiye sahip olamayabilir. Sahip olamadığından dolayı da bu kitabı okumaktan mahrum kalması düşünülemez. Kişinin Kur’an-ı Kerim’in anlamını bilmese dahi onu okuması sevaptır. Hatta her bir harfinden dolayı okuduğu için Müslüman’a on sevap yazıldığını sevgili Peygamberimiz müjdelemektedir. Ayrıca Müslüman kimse kalplere şifa olan Kur’an-ı Kerimi Arapça orijinalinden okuyamıyorsa da en azından mealini ve tefsirini okuyarak ayetlerinin ne anlama geldiğini öğrenmelidir.
Günün Ayeti
Ey Ademoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi, işte o daha hayırlıdır. A’raf suresi 7/26.
Günün Hadisi
En hayırlı nikah en kolay olanıdır. Ebu Davud, “Nikah,” 32.
Günün Sözü
İyi insan toprak gibidir. Toprağa her türlü kötü şeyler atılır. Ama topraktan hep güzel şeyler biter. Akşemseddin
Günün Duası
Allah’ım ömrümün geri kalanını geçmiş ömrümden hayırlı ve bereketli eyle.
Bunları Biliyor Muyuz?
İstiaze Nedir?
Şeytanın ve kötü insanların şerrinden, her türlü zarar, bela, afet ve musibetlerden Allah’a sığınmak demektir.
Günün Nüktesi
Bir Öğüt…
Abdullah b. Süfyan şöyle demiştir: “Peygamberimize: ‘Ey Allah’ın Rasulü! İslamiyet hakkında bana bir öğüt veriniz ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın’ dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz, ‘Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol’ buyurdu.” Müslim, “İman,” 13.
 

Çok acı çeken ve iyileşme ümidi olmayan kimsenin kendini tıbben öldürtmesi dinen caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık