Sayfa Yükleniyor...
Beyni ölmüş olan kimsenin hayatına son vermek caiz mi?
İyileşme ümidi büsbütün kaybolduğu doktorlar heyetinin kararı ile belirlenmiş olan hastanın daha fazla acı çekmesin diye akrabalarının isteği ile hayatına son verilmesi dinen uygun değildir. İster yeni doğmuş bir çocuk, ister ileri yaşta bir yaşlı olsun, isterse ölüm döşeğinde olan hasta olsun, canları çıkıncaya kadar bunların tam bir yaşama hakları vardır. Böyle bir insanı öldürenle sağlıklı bir kişiyi öldüren arasında fark yoktur.
Hayat sıkıntılarla doludur. Hayatından büsbütün ümit kesilmiş nice hastaların iyileşip aramızda yaşamaya devam ettiğini çoğu zaman görmekteyiz. Hastalık, darlık ve acı olaylar insanlar içindir. Bunlara karşı sabretmek ve ümidi yitirmemek gerekir. Ayette şöyle buyrulmuştur: "Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara 2/153)
Doğan bebek için mevlit okutmak gerekir mi?
Bebeğin, ahlaklı ve salih bir evlat olması için Kuran-ı Kerim ve mevlid okunabilir. Ayrıca çevrede bulunan fakirlere sadaka dağıtılabilir. Bu iş çocuğun kırkıncı gününde yapılması şart değildir. Daha önce yapılabileceği gibi daha sonrada yapılabilir. Kişinin tercihine göre değişir. Bu gibi merasimler güzel ve dinen hoş olmakla beraber dini bir vecibe ya da farz değildir. Ama yapılması halinde dinen sevap kazanılan güzel davranışlardır.
Aynı zamanda anne ve babalar, çocukları dünyaya geldiğinde Allaha hamd ve şükür maksadıyla isterlerse kurban keser, tatlı ikramı yaparlar. Fıkıh kitaplarında Akika adıyla geçen bu çocuk kurbanını kesme daha çok çocuğun doğumundan sonra ilk yedinci günde kesilmesi tavsiye edilmiştir. Ama daha sonra da kesilebilir. Dinen bir sakıncası yoktur.
Buna göre Allaha şükür babından ebeveynler çocukların 40. gününde Kuran veya mevlid okumalarında bir sakınca yoktur. Bilakis dinen güzel bir davranıştır. Ama illaki bunu 40. gün yapmak gerekmez. Birinci gün de olur. 40. gün de 100. günde de olur. Hiçbir fark yoktur.
Kirpiklere sürülen boya abdeste engel mi?
Abdest alırken abdeste yıkanması gereken bütün organları yıkamak ve ıslatmak farzdır. Kirpiklerde ıslanması gereken organlardan birisidir.
Eğer kirpiklere sürülen boya tabaka oluşturup suyun geçmesine engel oluyorsa abdeste mani oluyor demektir. O zaman da abdest eksik ve geçersiz demektir. Şayet sürülen şey tabaka oluşturmuyorsa abdeste bir engeli yoktur.
Ölüler için Yasin dışında bir sure okuyabilir miyiz?
Kuran-ı Kerimin bütün ayetleri ve sureleri değerlidir. Bu ayetler ve surelerin hepsi de ölülerimize okunabilir. Ölülerimize özellikle yasin suresi okumamız Hz. Peygamberin tavsiyesine binaendir.
Buna göre ölülerimize yasin okuyabildiğimiz gibi Kuran-ı Kerimi herhangi bir suresini de okuyabiliriz. Dinen de bunda hiçbir sakınca yoktur.
Allaha baba demek caiz mi?
Allah, hiç bir şeye benzemez benzemediği gibi hiç kimseye de muhtaç değildir. Dinimizde en büyük günah Allaha şirk koşmaktır. Allaha da baba demek bir şirktir. Çünkü baba bilindiği gibi karısı ve çocukları olan kişiye denir. Bu anlamda yüce yaratıcıya baba demek, küfürdür. Kuran-ı Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır: "Rabbinizin yüceliği her yücelikten üstündür. O, karı da çocuk da edinmemiştir."
Böyle bir söz söyleyen veya inanan kimse derhal bundan vazgeçmeli, iki şahadeti getirerek İslama dönmeli ve tövbe etmelidir.
Günün Ayeti
Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allaha sığın.
Fussilet 36.
Günün Hadisi
Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır. (Müslim, Zühd 64)
Günün Sözü
Vicdan pusula gibidir. Ona uyarsan doğru yolu bulursun
Günün Duası
Allahım bugün hastalıkla mücadele edenlere şifa, borçla mücadele edenlere kolaylık, huzur arayanlara da huzur ver
Bunları biliyor muyuz?
Himmet nedir?
Kendini veya başkasını kemale erdirmek için kalbin bütün ruhanî güçleriyle Allah'a yönelmesi demektir.
Günün nüktesi
Misafir rızkı ile gelir
Misafirperver bir sahabi vardı. Hanımı ise her gün kocasının yanında birkaç misafirle gelmesine tahammül edemez ve kocasına:
-Sen her gün birkaç misafirle geliyorsun, gelen misafirler, çocuklarımızın rızıklarını yiyorlar, der.
Kocası, aldırış etmez eve gelirken her gün yanında birkaç misafir getirmekte devam eder. Kadın sahabi dayanamayıp, gider durumu Resûlullah'a::
-Ya resûlallah! Kocam her akşam eve birkaç misafir getiriyor, böylece de kocamın kazandıkları hep misafirlere gidiyor. Bir gün hastalanıverse, açlıktan ölmekten korkarım, der..
Peygamber Efendimiz kadının kocasını, huzuruna çağırtır, durumu birde ondan dinler. Sahabi:
-Ben misafirsiz edemem! Soframda misafir olması, bana neş'e ve bereket veriyor, der.
Bu sefer Peygamberimiz kadına, bundan sonra fazla değil, bir misafire razı olup olmadığını sordu. Kadın buna da razı olmayarak:
-Ben çocuklarımın rızkını başkalarının yemesine rıza gösteremem, der.
Adam hiç olmazsa bir misafirde ısrar edince; kadın boşanmaktansa, bir misafire razı olur. Fakat o akşam üzeri beyinin, yine eve iki misafirle geldiğini gördü. Kadın sinirlenmişti, içi rahat değildi. Yemek hazırlamak için mutfağa girdi, üç kişilik yemek hazırlayıp tepsiyi kocasına verdi. Biraz sonra da, misafirlerden birinin çıkıp gittiğini gördü. Hazırlanan yemeklerden biri yenmemişti.
Kadın kocasına:
-Misafirin biri niçin yemek yemeden çıkıp gitti? diye sorar.
Adam, ikinci misafirin farkında değildir:
-Sen hangi misafirden bahsediyorsun. Ben bir misafirle geldim, o da içerde işte, diye cevap verdi.
Kadın çok iyi görmüştü. Misafirin birisi yemek yemeden çıkmıştı.
Bu münakaşanın içinden çıkamayacaklarını anlayan karı-koca, hemen Efendimiz Hazretlerine müracaata gittiler ve durumu anlattılar...
Onları dinleyen Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
-Evet! Eve iki misafir gelmişti. Fakat bunlardan birisi hakiki insan değil, insan sûretine giren rızıktı. Allah hanımını akıllandırmak için rızkı insan kılığına sokmuştu. Hanımın ise, yine misafirler için bir miktar rızkı gözden çıkarıp hazırladı, ama o rızık, eksilmedi.
Şunu iyi bilesiniz ki, her misafir kendi rızkı ile gelir. Ve kimse, kimsenin rızkını yiyemez, eksiltemez... Hatta misafir, bir evin bereketini artırır ve o evin rızkında artma olur, buyurdular.