Sayfa Yükleniyor...
İslam dininde kirvelik diye bir akrabalık bağı yoktur. Kirvelik baba, oğul, ana kız, dayı, yeğen gibi akrabalık olmadığından kirve çocuklarının evlenmesinde hiçbir sakınca yoktur.
Toplumumuzdaki kirvelik bağı daha çok örfi bir bağdır. Örfi anlayışa göre kirve çocukları öz çocuklar gibi kabul edilmekte. Öz çocuk gibi kabul edildiklerinden bu çocukların birbiri ile evlenmesi uygun değildir deniliyor. Oysa abu anlayış ve örfün İslam nazarında bir hakikati yoktur. Dolayısıyla kirve çocuklarının evlenmesinde dinen hiçbir sakınca yoktur.
İnsanlar ahirette bu dünyadaki isimleri ile mi çağırılacaklar?
Yeni doğan çocuğa güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir.
Hz. Peygamber sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir.Hz. Peygamber güzel isim koymanın önemini bir sözünde şöyle ifade etmektedir: Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel koyun.
Bu çağırma işlemini Allah'ın görevlendirdiği bir melek Allahın izniyle yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allahın hoşlanmayacağı isimle ahirete gitmek istemez. Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir.
Vefat eden kimsenin ruhu kabirde bedene döner mi?
Kişi vefat ettiğinde ruhu bedeninden ayrılır. Bu ruh müminin ise cennete kafirin ise cehenneme kaydedilir. Kaydedildikten sonra cenaze kabre koyulurken ruh bedene döner ve kabir hayatına başlar. Dolayısıyla İslamiyette kabir hayatı vardır ve bu kabirde nimet ve azap da vardır. Bu nimet ya da azap hem ruha hem bedene verilmektedir. Buna delalet eden ayetler olduğu gibi tevatür derecesine varan hadis-i şerifler de vardır. Her ölü, ister bir kabre defnedilsin, ister denizlerin derinliklerinde kaybolup gitsin, isterse hayvanlar tarafından parçalanıp yenilsin, ahirette mut'aka ya nimetler içinde olacak veya azap görecektir.
Kafirler ve asi olan bazı mü'minler azap görecekler; salih mü'minler ise Allah Teala'nın dilediği şekilde nimet içinde bulunacaklardır. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de, Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler. Allah'ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar ayeti ile Nuh kavmi hakkındaki: Onlar, günahları yüzünden suda boğuldular, ardından da ateşe sokuldular... (Nuh Suresi, 25) anlamındaki ayetler birer delil teşkil etmektedir. Hz. Peygamber Efendimiz de; Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur diye buyurmuşlardır.
Kabir azabı hem ruha, hem de cesede her ikisine beraber yapılacaktır. Çünkü ölen insanın ruhunun, kabirdeki cesediyle ilişkili olacağı sahih hâdislerde belirtilmektedir. Nitekim insanın uyku halinde gördüğü güzel veya korkunç rüyalar bunu açıklamaktadır. İnsan korkulu rüya görünce elem; İyi rüya görünce de zevk duyuyor. Halbuki bu acı veya tatlı rüyayı görenlerin yanında bulunanlar, onların ne acılarına ve ne de zevklerine muttali olabiliyorlar. İşte bunun gibi ölüler de kabirlerinde ya büyük bir neşe ve zevk içindedirler, ya da çeşit çeşit azaplara maruz kalıyorlar. Fakat biz onların bu hallerine muttali olamıyoruz.
Günün Ayeti
Şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun. O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.
Fıtır 35/6.
Günün Hadisi
Kocası kendinden razı olarak vefat eden kadın cennetliktir.
Günün Sözü
En büyük başarı hiçbir zaman düşmemekte değil, her düşünüzde tekrar ayağa kalkmaktır.
Confucius
Günün Duası
Allahım bugün mazlumlara, mağdurlara yardım edebilmeyi bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Bâb-ı Cibrîl:
Hz. Peygamberin Medinede yaptırdığı mescidinin doğu tarafındaki kıbleye yakın olan kapısıdır. Hz. Peygamber Kureyza Yahudileri üzerine sefer düzenlendiği zaman, Cebrail yardım için geldiğinde Bâb-ı Cibrîl önünde beklemişti. Onun için bu ismi almıştır.
Günün Nüktesi
Çocuk Zekası
Sultan Mahmud yolda gördüğü bir çocuğa bir altın verdiğinde çocuk almamış. Sultan büyük bir merakla sebebini sorduğunda, çocuk, Sultanım! Annem ve babam bu altını gördüklerinde Onu mutlaka çaldın! diyerek bana kızarlar demiş.
Sultan Mahmud O zaman kolayı var! diye yol göstermiş, Bunu padişah verdi! dersin.Çocuk Hele o zaman hiç inanmazlar! diye atılmış, Eğer padişah verseydi, bu kadar az vermezdi! derler demiş. Sultan Mahmud çocuğun bu inanılmaz zekâsını bir kese altınla ödüllendirmiş.