2

Öldükten sonra hangi hususlar kişinin amel defterini tekrar açtırır?


  • Oluşturulma Tarihi : 13.06.2019 06:58
  • Güncelleme Tarihi :

Kur’an-ı Kerim’de “Her canlının ölümü tadacağı” buyrulmaktadır. Hz. Peygamber de bu ahiret yolculuğunda insanın peşinden üç şey “ mal, evlat, amel “in mezara gittiğini mal ve evladın geri geldiğini, geriye sadece insan amelinin kendisi ile mezara gireceğini söyler. Ayrıca ahiret günü ameli kötü olan bir çok kimse, Allah’tan muttaki kul olmaları için kendilerini tekrar dünyaya göndermesini istemektedir. Ama bu istekleri olumlu cevap bulamayacağından herkes bu dünyada yaptığı ile karşı karşıya kalacaktır. Kişi ahiret gününde kendi yaptığı ile karşı karşıya kalmakla beraber amel defteri de kapanır. Yani kendisinin bu deftere olumlu ya da olumsuz bir şey yazdırması söz konusu değildir. Ama dolaylı yoldan amel defterine bir şeyler yazdırması söz konusu olabilir. Hz. Peygamber bunu veciz bir sözünde şöyle ifade etmektedir: “Kişi öldüğünde ameli kesilir, amel defteri kapanır. Ancak arkasında hayırlı evlat, onunla amel edilen ilim ve sadakai cariye bırakan kimsenin amel defteri kapanmaz.” Yani hayırlı evlat babasının, anasının arkasından hayır-hasenat, Kur’an okuma, okutma, topluma yararlı bir birey gibi güzel işlerle uğraştıkça babasının ve anasının amel defterine bunlar yazılır. Baba hayattayken insanların faydasına olan ilmi öğrettiği için insanlar o ilimden faydalandıkları sürece amel defterine sevap yazılır. İnsan hayattayken Sadaka-i Cariyeye vesile olmuş ya da (yol, çeşme, cami, okul) yaptırmışsa buradan insanlar yararlandıkça o ölenin hanesine hayır hasenat yazılır. Özetle insan öldüğü zaman amel defteri kapanır ama saydığımız bu üç unsur o defteri tekrar açtırır. Hepimiz bu üç unsuru arkamızda bırakma gayreti içinde olmalıyız.
Rüyada olan hadiselerden kulun bir sorumluluğu olur mu?
Allah’u Teale kimseyi gücünün üstünde bir şeyden sorumlu tutmaz. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu ifade edilmektedir. “Allah hiç kimseye, gücü yetmeyeceği bir şeyi teklif etmez.” (Bakara 286) Hz. Peygamber de bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Yazan kalem üç kişinin üzerinden kaldırılmıştır. Deli akıllanana, yatan uykudan uyanana, çocuk buluğ çağına varana kadar.” Dolayısıyla rüyada aklımız başımızda olmadığından tabiri caiz ise ölü gibi olduğumuzdan, yaptığımız yanlış davranışlardan sorumlu değiliz. Rüyada içki de içsek, yalan da söylesek, hırsızlık da yapsak bu işlenen haramdan sorumlu değiliz, görülen bu rüyalar da haram.
Şeker hastası olan kimseye oruç tutmak farz mı?
Akıllı, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman’ın Ramazan orucunu tutması farzdır. Bu şartlara haiz olmayanlara ramazan orucu farz değildir. Zira İslam dini, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Buna göre oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimsenin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunu kaza etmesine izin verilmiştir. Fakat dinimiz, tıbbi rahatsızlığı olan kimselerin tutamadıkları her gün için bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermelerini emretmiştir. İyileşme ümidi bulunmayan hastalar bu hükümdedir. Ancak Ramazanda oruç tutma gücüne sahip olmayıp da daha sonra kaza edebilecek durumda olanlar fidye vermeyip tutamadıkları oruçları kaza ederler. Buna göre şeker hastası olan kimseye doktor oruç tutamazsın ya da oruç tutman halinde sağlığın bozulacak diyorsa bu kimse orucunu tutmaz. İlerde iyileşme durumu varsa fidyesini vermez iyileştiğinde sadece kaza eder. Ancak iyileşme durumu yoksa yani rahatsızlığı kalıcı bir hastalıksa bunu kaza edemeyeceğinden bunun yerine fidye verir. Bu fidyeyi günü gününe verebileceği gibi peyder pey ya da ayın sonunda hepsini birden de verebilir.
Günün Ayeti
“Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir.” Al-i İmran, 3/185.
Günün Hadisi
“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teala’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.” (Buharî, “Daavat”, 4.)
Günün Sözü
Emek verilmeden kazanılanların, gözden çıkarılması da kolay olur.
Günün Duası
Allah’ım bana cennet yolunu kolaylaştır ve beni cehennem yolundan uzaklaştır.
Bunları biliyor muyuz?
Vacip nedir?
Yapılması kesin ve bağlayıcı bir şekilde istenen fiildir. Talebin kesin ve bağlayıcı oluşu, talep sigasının kendisinden anlaşılabileceği gibi, bir fiilin terk edilmesi halinde ağır ceza terettüp edeceğinin bildirilmesinden de anlaşılabilir.
Günün Nüktesi
Hayat…
Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. “Tadı nasıl?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “Acı” diye cevap verdi. Usta kıkırdayarak, çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu: “Tadı nasıl?” “Ferahlatıcı” diye cevap verdi genç çırak. “Tuzun tadını aldın mı?” diye sordu yaşlı adam, “Hayır” diye cevapladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve söyle dedi: “Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.”
 

Öldükten sonra hangi hususlar kişinin amel defterini tekrar açtırır?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık