2

Beton yığınları ve kayıp hayatlar


  • Oluşturulma Tarihi : 04.02.2024 08:30
  • Güncelleme Tarihi : 03.02.2024 16:34

Yüksek katlı binaların zarafeti, gökyüzüne uzanan çizgiler, modern mimarinin özgünlüğü... Ancak bu zarafet, içerideki sağlamlık kadar önemli değilse, binalar sadece birer görsel şölen olmaktan öteye geçemez. Depremler, bu gerçeği yüzümüze tokat gibi vuruyor.

Her sarsıntı, bize doğanın aslında ne kadar kırılgan olduğunu, insan eliyle inşa edilen devasa yapılar karşısında nasıl çaresiz kaldığını hatırlatıyor. Yapıların göz kamaştıran estetiği, birer mezar taşı olmaktan kurtulamıyor... İnsanoğlu, yüksek binalarının gölgesinde toprağın kendisine anlattığı hikayeyi duymak istemiyor…

deprem

Depreme dayanıklı olmayan evler, her sarsıntıda birer tuzak haline geliyor. İnsanlar, kendi evlerinde güvende olmayı hak ederken, bu hakları ellerinden alınıyor. Evin içindeki sevgi dolu anılar, sağlam temellere dayanmadığı sürece tehlikede. Belki de yapmamız gereken, binalarımızı sadece estetik değil, aynı zamanda sağlam ve güvenlik üzerine inşa etmek.

Depreme dayanıklı evler, geleceğe sağlam adımlarla yürümenin temelini oluşturur. Kaybedilen hayatlar, bu gerçeğin altını bir kez daha çizer.

Depremin ardından ayağa kalkan insanlar, sadece binalarını değil, aynı zamanda umutlarını da inşa etmelidir. Sağlam binalar, güvenli yarınların kapılarını aralar. Her ev, bir aileye ve her aile, bir topluma umut saçar. Bu umudu korumak, sağlam binalarla başlar…

Beton yığınları ve kayıp hayatlar
Fatma Gül Demir
Yazarımız Kim ?

Fatma Gül Demir