Yanık kokusu çam kokusunun yerini aldı: İzmir bu yaz da yanıyor

İzmir bu aralar sadece sıcakla değil, yangınlarla da yanıyor. Ama kelimenin tam anlamıyla. Bornova Yakaköy duman içinde kaldı... Otobanda giderken camdan dışarı bir sigara fırlatmanın sebebi yine bir yangına sebep oldu… Bir başka yer olan; Aliağa, Foça... Her yerden aynı haber: “Yangın çıktı, ekipler müdahale ediyor.”

Bir İzmirliden bunu duymak acı ama açık konuşalım: Bu yangınların çoğu kader değil, ihmal.

İzmirli olmanın en güzel yanı, yarım saat sonra denize, yarım saat sonra ormana ulaşabilmekti. Ama şimdi o ormanların bir kısmı simsiyah. O mis gibi çam kokusu yerini yanık kokusuna bıraktı. Ve en kötüsü, hepimiz biraz alıştık buna. Duman görünce önce şaşırıyoruz, sonra “Yine mi?” deyip başımızı çeviriyoruz.

Pikniğe gidiyoruz, çöplerimizi toplamadığımız gibi ateşimizi de tam söndürmeden dönüyoruz. Araba camından sigara atmayı hâlâ marifet sananlar var. Sahi, bu şehirde yaşıyorsak, bu toprakları seviyorsak, neden bu kadar hoyratız?

İtfaiyeciler, orman gönüllüleri, köylüler el birliğiyle alevlerin önünde durmaya çalışıyor. Ama o ateşi ilk kim yaktı, onu hep unutuyoruz. Kimi zaman kasıtlı, kimi zaman “bir şey olmaz” diyerek.

Bakın bu bir yaz yazısı değil, bir yangın sezonu yazısı. Her yazın bir yangını var artık. Ve her yangının da geri dönmeyecek bir izi. Kuşlar yuvasız kalıyor, ağaçlar onlarca yıl sonra tekrar yerine gelemiyor.

İzmir'in rüzgârı güzeldir derler. Ama yangın varsa o rüzgâr sadece korkuyu taşır.

Lütfen artık sorumluluk alalım. Camdan sigara atma. Piknikte dikkatli ol. Yangın gördün mü, hemen bildir. Bunu devletin değil, doğanın hakkı için yap. Çünkü bu şehir bizim. Ormanı da, denizi de, dağı da. Yanmadan sahip çıkalım artık.

Yanık kokusu çam kokusunun yerini aldı: İzmir bu yaz da yanıyor