1 Mayıs’a günler kaldı. Kimileri için sıradan bir gün, kimileri içinse alın terinin, emeğin ve hakkın gururla selamlandığı büyük bir bayram. 1 Mayıs, sadece bir tarih değil; yıllar boyu verilen mücadelelerin, hayallerin ve umutların adıdır. Bir sabah erkenden yollara düşen işçilerden, mavi tulumlarının içinde sessizce çalışan emekçilere kadar herkesin taşıdığı bir hikâyedir 1 Mayıs. Belki sessiz, belki gürültülü… Ama mutlaka emekle örülmüş bir hikâye. Ve her bir hikâyenin ortak bir isteği vardır: Emeğe saygı, insanca bir yaşam, adil bir dünya. Meydanlar dolacak belki. Renkli pankartlar açılacak, şarkılar söylenecek. Belki bir yerde sessiz bir yürüyüş, belki bir başka yerde coşkulu bir kutlama olacak. Ama her yerde aynı ses yükselecek: "Emeğin hakkı, insan onurunun temelidir!" 1 Mayıs’ı kutlamak, sadece geçmiş mücadeleleri anmak değil; geleceğe de bir söz vermektir. Adil şartlarda çalışmayı, eşitliği, güvenli bir geleceği savunmaktır. Unutmamak gerekir ki, bugün elimizde tuttuğumuz pek çok hak, geçmişte verilmiş büyük mücadelelerin meyvesidir. Ve bugün... Herkes için aynı dileği paylaşıyorum: Alın terinin değer gördüğü, emeğin kutsal sayıldığı bir dünya.