Sınıfımdaki öğrencilerime baktığımda, konuşurken sözü kesilen, konuşurken düşünülmemiş kelimeler kullanılan, sıra olurken arkalara itilenler, hep yumuşak huylu ve iyi kalpli olanlar. Etrafıma baktığımda gördüğüm insanlarda da karşıma hep aynı manzara çıkar. Kırılan, küçümsenen, dudak bükülenler, hep naif, iyi niyetli olanlar.
Bu dünyanın tüm çirkinliklerine karşı, inadına yapraklarını açıp serpilmiş rengârenk çiçekler gibi. Bu kadar çirkinliğin içinde böyle güzel kalabilmek! Kolay olabilir mi? Olamaz tabi. O koskoca nefis dağının önünde dimdik durabilmek. Tembelliğe, kolay ve haksız kazanca karşı alın terlerini dökerek çalışmak. Öfkeyle kırıp dökmeye karşı, olgunluğa sığınmak. Malının fazlalığıyla övünüp gerinerek yürüyenlerin yanında, midesinin ufak bir kısmını da eksik bırakıp, onunla boş bir mideye katık olmak.
Zordur iyi olmak. Kötüler gibi, keyfinin kahyası ile birlik olmaz. Onun çok eğlenceli bir arkadaş olduğunu bilse de diğer adının “nefis” olduğunu, güldüre güldüre kör kuyuların dibine yuvarlayacağını idrak eder. Bilir ki, cennet, sinsi gülüşlerin değil, saf sevginin vatanıdır.
Ortadaki etik değerler ve vicdan mıknatısından, kötülüğün kadar uzaklaşıp, iyiliğin kadar yaklaşırsın. Uzaklaştığın her adımda vicdan mıknatısının çekiştirmesiyle, kalbindeki “ah”lara Kulaklarını tıkarsın. Oysa hiç uzaklaşmayan yürekler, vicdanın rahat yataklarında derin uykulara dalarlar. Bu da zorluğun sonundaki nefse karşı galibiyetin tatlı tebessümüdür.
Nefis, iyi ve kötünün, güçlü ve güçsüzün ayıracıdır. Onunla olan mücadelenden ne kadar galip çıkarsan iyisin ve güçlüsün. Ne kadar yenilirsen de kötü ve güçsüzsün. Çünkü, güçsüz kolaya kaçar ve kötülüğü seçer. Zoru göğüsleyen kazanır. Kötüde cahillik, idrak zayıflığı, ego vardır. İyiler ise, erdem ve takva elbisesini gururla taşıyan nadide insanlardır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, kötülük pasiflik, iyilik aktifliktir. Aktif ve güçlü olmayı başarmış iyiler, kulaklarını dünyaya tıkayarak, cennetini sessizce yüreğinin derinliklerinde yaşayanlardır.
Ne mutlu iyiliğin sessiz gücünü seçenlere...