Sayfa Yükleniyor...
Bir gece…
Kartalkaya’nın sessizliğini ateş bozdu,
Karın beyazını yutan alevler,
Göğe yükselen duman,
Ve 78 dünya,
Sessizliğin içinde kayboldu.
Midyatlı Can, Atıl Enis, Kemal, Atlas Kaan…
Her biri tek bir kalp gibi çarptı o gece.
Kardeşliğin en saf haliyle,
Birlikte haykırdılar:
“Bizi bırakmayın!”
Ama seslerini duvarlar geri verdi,
Vicdanlar sessiz kaldı.
Hakkarili Neçirvan…
Ellerinde ülfetin gücü vardı,
Alevlerin ortasına atıldı,
Bir nefes kurtarmak için
Tırmandı ateşin yokuşuna.
“Bu hayatlar emanettir bize!” dedi,
Ve bir yıldız gibi parladı yeryüzüne
Doktor Yiğit Gençbay…
O gecenin şifa arayan eli,
Küller arasında bir cana ulaşmak için,
Kendi canından geçti.
Her nefes için verdiği mücadele,
Bu toprakların alnına yazıldı.
Mühendis Alp Mercan…
Demirin, çeliğin ve aklın kahramanı,
Yangının kalbine yürüdü.
“Bir can daha kurtulacaksa,
Küller beni de yutar!” dedi.
Alevler onu da sardı,
Ama vicdanı diri bıraktı.
Dilara…
Mardin’in sıcağını taşırdı kalbinde,
Dağların kokusunu,
Ve annesinin duasını.
“Yalnız bırakmayın bizi!” dedi,
Sesi duvarlara çarptı,
Ama duvarlar dilsizdi.
Eslem…
Hayallerini koymuştu bu işe,
Yeni başlamıştı…
Bugün ise,
Alevlerin ortasında yitip gitti.
“Yardım edin!” diye haykırdı,
Ama sesini kimse işitmedi.
Şevval…
Yangın kapılarına vurdu,
Sesi dumanlara karıştı.
“Kimse yok mu?” dedi,
Ama vicdanlar mühürlüydü,
Kapılar kilitli.
78 hayat…
Her biri bir dünya,
Bir umudun sönüşü,
Bir geleceğin yitimi.
Ey insanlık!
Biz uzaktaydık o gece,
Ne ellerimiz yetişti,
Ne de sesimiz.
Ama bilin ki,
Yüreğimiz hep sizinleydi.
Siz giderken,
Biz dumanın çaresizliğinde boğulduk.
Hakkınızı helal edin!
Bu yangın yalnızca bir ateş değildi:
Hırsın ateşi,
Unutulmuş insanlığın çığlığı,
Vicdanların mühürlenmiş kapılarıydı.
Göğe yükselen duman,
Bir hesap yazdı karanlığa.
Neçirvan’ın cesareti,
Yiğit’in şifası,
Alp’in fedakârlığı…
Ve 78 can,
Bir sınav oldu insanlığa.
Ey vicdan!
Kartalkaya sustu.
Ama o gecenin isimleri
Gökyüzüne kazındı.
Dilara, Eslem, Şevval…
Ve 78 yıldız,
Hiçbir zaman sönmeyecek.