2

2 Temmuz Bir Leke


  • Oluşturulma Tarihi : 05.07.2023 04:58
  • Güncelleme Tarihi :
2 Temmuz Bir Leke

1993 Temmuz’dan sonra ne zaman nerde bir madımak lafı duysam burnumun direği sızılar içim yanar. Aklıma yangında yitirdiğimiz 37 aydın can, canlar gelir. Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi yangından kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edildi, linç edilmesi için oradaki kalabalığa itilmesi hâlâ belleklerde.

Kurtuluş Savaşı’nda Cumhuriyete beşik sallamış bir şehirde insanlık onurunu ayaklar altına alan bu bağnazlığı her şeyden önce bir insan olarak kınıyorum. 2 Temmuz 1993 Cumhuriyet tarihine çalınmış bir kara leke olarak kalacak.

Yetkili merci tarafından kültürel bir etkinlik için aydınlar davet ediliyor ve şehre gelmeleriyle gizli bir güç olayların fitilini ateşlemek için harekete geçiyor. İki günlük sürede gizli eller eylem için kitleyi oya gibi ilmek ilmek işliyor. Daha acısı, devleti temsil eden mülki amir bağıra bağıra gelen terörü görüp engelleyemiyor. Orada devletin olmadığı açıkça görülüyor. Onca kolluk kuvveti, devletin güvenlik birimleri nerede sorusunu sormak gerek. Kıyım için birileri fitili ateşledikten sonra mülki amir kadar İçişleri Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığındaki yetkililer de sorumludur o insanları koruyamadıkları, 37 canı alevlerin ağzından alamadıkları için. Yetkililer, bugün geriye dönüp baktıklarında yürekleri kanamadan vicdan rahatlığıyla uyuyabiliyorlar mı?

Aklıselim kafayla düşünelim. Yol çalışması olmadığı halde Madımak Oteli’nin yakınında kaldırım taşlarının olması, olayları yatıştırmak için gelen askerlerin Madımak Oteli’nin önündeki sürüyü dağıtmak yerine, başka sokak ve caddelerde oluşabilecek kalabalığı dağıtmak için önlem alması, sokakları tutması manidardır. Küçük bir askeri birliğin otelin önündeki alana gelmesi, göstericiler, askerlerin önüne etten bir duvar çekerek otele geçmelerini engellemesi sonucunda bir albay göstericilerle konuşur; kalabalık karşısında cılız kalan askerler geri çekmek zorunda kalır ve oteldekiler göz göre göre kaçınılmaz sona doğru bir adım daha yaklaşır.

O zaman da yazılıp çizildi. Davalar açıldı, insanlar tutuklandı, aklandı. Bu kıyımdan sonra başlatılan soruşturma çerçevesinde olaylara karıştığı belirlenenlerden 79’u tutuklu, 124’ü sanık olarak yargılandı. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gelen bilgiye göre gelinen son nokta da hükümlü sayısı; 38 olduğu söyleniyor. Önemli olan, Nasrettin Hoca gibi testi kırılmadan önlemini almak... Testi kırıldıktan sonra aldığınız önlemin ne önemi var? İçerideki hükümlü sayısı 38, 338, 3338 olsa ne fark eder? Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün bile vatan ya da din elden gidiyor demeniz yeterli. Kitleleri peşinizden sürükleyebilirsiniz. Sormadan sorgulamadan o yangındaki güruh gibi yüzlerce binlerce insan peşinize takılır. Olayları çıkaranlara ayak takımı denildi o zaman. Ayak takımı denen sürü önlerinde biri olmadan bu zamana kadar ne yapmış? Doğru, orada fitili ateşleyen ve onu gizleyen düşünme yetisini kaybetmiş bir sürü vardı ama onlar olayların görünen yüzüydü. 
Bırakın insanı, bir canlıyı öldürmeyi, nasıl göze alabilir insan, hele birini yakmayı? Özellikle de bunu inanç, inandığın din adına yapıyorsa. Bu din ki insanı, canlıların en yücesi sayan bir din, sen, onun adına yapıyorsun. Vermediğin bir canı geri almaya kalkıyorsun. Ne olursa olsun, hiçbir sebep insanı, bir canlıyı öldürmek için neden değildir, olmamalı da.

O yangının üzerinden tam tam otuz yıl geçti. İki Temmuzlar hep yangınla anılacak ve anılmaya da devam edecek. Canlar ne için yakıldı, kim yaktı? Ateşi yakmak için kıvılcımı kim çaktı? O zaman olduğu gibi bugün de karanlık güçler iş başında ve olmaya da devam edecek. Bugün ülkemin aydınlarına düşen görev bir kat daha ağırlaşmış, sorumlulukları bir kat daha da artmıştır. Aydınım diyen, aydın olduğunu söyleyebilen bunun bilincinde olmalı. Karanlıklardan çıkmak için şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz... 
 

2 Temmuz Bir Leke
İlhan Soytürk
Yazarımız Kim ?

İlhan Soytürk