2

Her Gün Çürüyoruz


  • Oluşturulma Tarihi : 06.03.2024 09:01
  • Güncelleme Tarihi : 06.03.2024 09:01

Çürüme geniş kapsamlı bir sözcük. Doğada oluşan kimyasal, fiziksel bozulmadan tutun da maddelerin bozulup dağılması, sağlamlığını, dayanıklılığını yitirip yıpranması gibi…

İnsanlar bu bozulmanın neresinde? İnsan bozulmaz mı, tabii ki insan da bozulur. Biyolojik olarak beynimizdeki nöronlar yavaş yavaş öldüğünde, güçlü anılar bellekte kalırken yenileri silinir, unutkanlıklar başlar. Bu bozulmanın zararı kişisel olarak o bireye ve ailesini etkiler.

Ulusları ulus yapan değerler var. Çünkü onlar bizim için önemlidir. Bu değerler sözlü, yazılı kültür ve davranış biçimi olarak hayatın içinde karşımıza çıkar. Bunların birçoğu genelde gelenek göreneklerdir. Toplumlarda saygınlığı olan, kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan alışkanlıklar ya da değerlerdir.

Zaman içinde bazı değerler çürümeye yüz tutup yozlaştığını, hayatın her alanında karşımıza çıktığını görüyoruz. Misafirperverliğimiz, büyüklere saygı, küçüklere sevgi, yaşlılar, ebeveynler karşısında saygılı olma, hayatın daha onlarca alanında, en önemlisi de dilimizde başlayan çürüme günden güne artmakta.

Ulusları farklı yapan, kültürüdür. Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı yapan bir değerler sistemidir. Kültür zaman içinde değişerek, kendini yenileyerek devam eder, yaşam biçimi, anlayışı, davranışı, giyim kuşamı, dili, dini, yazısı, sanata bakışı, bilme bakışı, düşünüş tarzı, o ulusun kültürünü oluşturur.

Dilin bir kültür taşıyıcısı olduğu düşünüldüğünde, dil bir ulusu, ulus olma özelliğini güçlendirmektedir.

Son yıllarda dil birliğinin bozulduğu bir sürece girdik ulus olarak. Görsel, yazılı, sanal, her türlü iletişim araçları da bu çürümeyi hızlandırmakta. Oysa her ulus en iyi kendi diliyle yazıp çizip konuşarak, var olma özelliğini, düşüncesini anlatır.

Caddeler, sokaklar, tabelalar yabancı sözcüklerden geçilmiyor. Bu makalenin içinde onlarca yabancı sözcük var, biz bunları kullanıyoruz. Başka dillerin etkisinden arındırılmalı dilimiz.

Dil canlıdır, sürekli değişim ve gelişim içindedir. Önemli olan dilimizi kaybetmeden dilin gelişmesini sağlamalıyız.

 Dil ve bağımsızlık arasında sıkı bir bağ var. Dilin birleştirici, bütünleştirici özelliği hiçbir zaman unutulmamalı. Ulusların bağımsızlığını devam ettirmesinde dilin önemi yadsınamaz. Önceliğimiz dil birliği olmalı… Siyasilerin gerekli gereksiz kullandıkları kalıcılık (beka) sorunu sözcüğü var ya…Asıl kalıcılık (beka) sorunu dilimizde, daha da geç kalınmadan dilimizi kaybetmemek için önlemler alınmalı.

Ekonomik, siyasal ve teknolojik açıdan gelişmiş ülkeler, dilleriyle az gelişmiş ülkeleri etkilemekte. Teknoloji ihraç eden ülkeler aynı zamanda dillerini de ihraç ederek o ülkeyi sömürgeleştirmekte. İthalat yapılırken gümrüklerde o ürünün Türkçe karşılığı bulunmalı, ondan sonra ithal izni verilmeli. Teknolojik araçların hayatımıza soktuğu onlarca sözcüğün etkisine kapılmamak olası değil. Bunlardan kurtulmak için çeşitli yaptırımlara gereksinim vardır. Yasalar ve yönetmeliklerle bu sorunlar giderilmeli, dilimiz koruma altına alınmalı.

Çürüme dilimizde var, bunu kimse inkar edemez. Çürümenin daha fazla büyümemesi, zararın çoğalmaması için acil önlemeler alınmalı, dil korunmalı. Bunun için katı kurallar getirilmeli, yasalar yapılmalı. Dilimiz arındırılmalı.

Yazılı ve görsel her türlü yayında Türkçe kullanmaya özen gösterilmeli, yabancı sözcükler kullanılmamalı, Türkçe sözcükler kullanılması özendirilmeli. Bürokrasiye, yazarlara, çizerlere, yayıncılara, sanatçılara, sunuculara önemli görevler düşüyor. Birinci önceliğimiz dil olmalı. Dilini kaybeden bir ulus tarih sahnesinden silinmek zorunda… Tarihin çöplüğünde dilini kaybeden, uluslar olduğu unutulmamalı.

Her Gün Çürüyoruz
İlhan Soytürk
Yazarımız Kim ?

İlhan Soytürk