İnsanlık erozyonu: Ahlaki çöküşün gölgesinde yaşam

Hangi taşı kaldırsak altından bir pislik çıkıyor. Mübarek Ramazan ayında bile at ve eşek eti satmaya çalışan fırsatçılar, fahiş fiyat artışlarıyla halkın cebini soyanlar, dolandırıcılıktan sahtekarlığa kadar her türlü kirli oyunu oynayanlar… Ahlak, vicdan, dürüstlük gibi kavramlar ne yazık ki artık birçok kişi için bir anlam ifade etmiyor. İnsan, insana güvenemez hale geldi. Birbirimize selam vermekten bile çekinir olduk, çünkü selamın bile bir bedeli varmış gibi davrananlar çoğaldı.


  • Oluşturulma Tarihi : 12.03.2025 19:03
  • Güncelleme Tarihi : 12.03.2025 19:04

Her geçen gün yeni bir dolandırıcılık yöntemiyle karşılaşıyoruz. İnsanlar artık arkadaşını, hatta en yakınını bile gözünü kırpmadan harcayacak kadar para hırsına kapılmış durumda. Eskiden "komşusu açken tok yatan bizden değildir" düsturuyla hareket eden bir toplumduk, şimdi ise komşunun açlığından nasıl faydalanabiliriz diye düşünenler var. Egoistlik tavan yapmış, çıkarlar her şeyin önüne geçmiş. Uyuşturucu, illegal bahis oyunları gibi yollarla nice ocaklar sönüyor, aileler parçalanıyor. Gençler daha hayatlarının baharında bu bataklıklara sürükleniyor. Bir zamanlar çocuk kahkahalarının yankılandığı sokaklar, şimdi şiddet ve suç haberleriyle dolu. Basit bir tartışma bile kanlı bir sona dönüşebiliyor. İnsanlık her yönüyle erozyona uğruyor.
Bugün baktığımızda en büyük kaybımız sadece maddi değerler değil, asıl kaybımız maneviyatımız. Para kazanma ve zengin olma hırsı gözümüzü kör etmiş, bu uğurda her türlü illegal yolu mubah sayar hale gelmişiz. Helal-haram, hak-hukuk gibi kavramlar artık birçok insanın umurunda değil. Para, adeta modern çağın tek tanrısı haline geldi. O uğurda dostluklar bozuluyor, aileler dağılıyor, kardeş kardeşi düşman belleyecek hale geliyor. Ne uğruna? Geçici bir zenginlik, bir süreliğine daha iyi yaşama hayali… Ama bu hayal uğruna yitip giden değerler bir daha geri gelmeyecek.
Peki, bu çöküşü nasıl durdurabiliriz? İnsanlığı yeniden değerlerine döndürmek için ne yapmalıyız? Belki de ilk adım, bu yozlaşmaya göz yummamak ve en azından kendi çevremizde farkındalık oluşturmaktır. Vicdanını kaybetmemiş, dürüstlüğü ve ahlakı ilke edinmiş insanların sesi daha gür çıkmalı. Dürüstlük, adalet ve vicdan gibi kavramları yaşatmak için bireysel sorumluluk almalı, ahlaki değerleri savunmalı ve yozlaşmaya karşı mücadele etmeliyiz.
İnsanlığımızı tamamen kaybetmeden, hâlâ bir şeyleri değiştirme şansımız varken harekete geçmeliyiz. Belki de önce kendimizden başlamalıyız. Küçük bir iyilik, bir dürüst davranış, bir başkasının hayatında umudu yeşertebilir. Unutmayalım, kötülüğün en büyük gücü, iyilerin sessiz kalmasıdır. Ve unutmayalım ki insanlık hâlâ bir yerlerde nefes alıyor; onu yaşatmak bizim elimizde...

İnsanlık erozyonu: Ahlaki çöküşün gölgesinde yaşam
Mehmet Özer
Yazarımız Kim ?

Mehmet Özer