Tarihi Bir Dönemeç: Silahların Sustuğu Bu Anda Uyanık Kalmak, Kardeşliğimize Sahip Çıkmak Zorundayız


  • Oluşturulma Tarihi : 16.07.2025 13:05
  • Güncelleme Tarihi : 16.07.2025 13:05

11 Temmuz 2025…

Bu tarih, Türkiye’nin kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş yakın tarihinde bir milat olarak yazıldı. Tam 47 yıldır hepimizin canını yakan, binlerce ocağa ateş düşüren, on binlerce anneyi kara yaslara bürüyen PKK terörü, nihayet silah bıraktı. Artık şehit haberleri gelmesin, artık anaların gözyaşları dinmesin, çocuklar yetim, eşler dul kalmasın diye atılmış tarihi bir adım bu.

 

Bu kanlı süreçte on binden fazla güvenlik görevlimiz şehit düştü, elli binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Ülkemizin sırtından iki trilyon liradan fazla para akıp gitti; paralar tanklara, toplara, operasyonlara harcandı. Oysa şimdi, artık o paraların okullara, fabrikalara, gençlerin istihdamına, kadınların gücüne, ülkemizin kalkınmasına harcanacağı günler geliyor. Ve bu, başlı başına büyük bir umut değil mi?

 

Bu tarihi gelişme başta doğu ve güneydoğuda olmak üzere ama aslında tüm Türkiye’de ve hatta terörden muzdarip Ortadoğu ülkelerinde de büyük bir sevinç dalgası yarattı.

 

Ancak sevinçle beraber, bir gerçek daha var: Bu barışa sevinmeyenler de var! İçeride ve dışarıda yıllardır terörden nemalanan, kanla, gözyaşıyla beslenen terör baronları, karanlık güç odakları; kan akmayınca ceplerine para girmeyenler, bu ülkenin evlatlarının canı üzerinden hesap yapanlar… PKKiçinde bile bu kararın altını oymak isteyen üst düzey isimler var. Çünkü onlar, kardeşliği değil savaşı beslediler, hep savaştan kazandılar.

 

Bizim görevimiz çok net: Bu kirli oyunları boşa çıkarmak, kardeşliğimizi güçlendirmek, birbirimize daha sıkı sarılmak! Çünkü unutmayalım: Bin yıldır bu topraklarda Kürt’üyle Türk’üyle, Zaza’sıyla, Arap’ıyla beraber yaşıyoruz. Kız alıp kız verdik, komşu olduk, akraba olduk, et ve tırnak gibi kaynaştık. Ama kardeşliğimizi bozmak isteyen, bizi birbirimize düşürmek isteyen karanlık eller hiç eksik olmadı. Bugün de eksik olmayacak!

 

Peki geçmişte ne oldu? Hükümetlerin yanlış politikaları, her Kürt’ü potansiyel PKK’lı görüp dışlamaları, ötekileştirmeleri… Bu hatalar, PKK’nın taban bulmasına, semirmesine, güçlenmesine zemin hazırladı. Oysa bu topraklarda doğmuş herkes, aslında bayrağını canından çok seven, evlatları için şehit olmaya hazır insanlardı. Bizi birbirimize düşman ettiler. Ama artık yeter! Artık aynı tuzaklara düşmeyeceğiz.

 

Şimdi yeni bir tuzak daha kapımızda!

 

Düşmanlarımız uyumuyor; aksine gece gündüz bu topraklarda yeni nifak tohumları ekmenin peşindeler. Özellikle Asya ve Ortadoğu’dan –başta Afganistan olmak üzere– gelen kaçak veya yasal göçmenlerin arasında, ülkesinde terör gruplarıyla ilişkisi olmuş, kaybedecek bir şeyi olmayan ve kirli işlerde kullanılmaya müsait insanlar var. Hatta bazıları bilinçli olarak “kripto” gibi aramıza sokulmuş olabilir.

 

Benim derdim ırkçılık değil! Hiç kimsenin etnik kimliğine, rengine, diline düşmanlık değil! Benim derdim, bu vatanı, bu bayrağı, bu topraklarda yan yana, omuz omuza yaşamış bin yıllık kardeşliği korumak! Çünkü bu memlekete düşman olan karanlık odaklar, bu insanları kukla gibi kullanmak istiyor. Bunların arasında gerçek sığınmacı da var, ama provokasyon için özel olarak gönderilenler de olabilir. İşte asıl tehlike de burada!

 

Bu yüzden diyorum ki: Hepimiz teyakkuzda olacağız!

“Bana ne” demeyeceğiz! Yanımızda, mahallemizde, otobüste, caddede gördüğümüz; ülkenin huzuruna kast edebilecek her türlü olumsuz davranışı, şüpheli hareketi, yasa dışı bir faaliyeti, örgütsel bir bağı, küçücük bir ipucunu bile güvenlik güçlerine bildireceğiz! Çünkü “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyenin de gün gelir kapısını o yılan çalar, sokar, canını alır!

 

Devletimiz, güvenlik güçlerimiz ve istihbaratımız gece gündüz demeden çalışıyor. Uçan kuştan haberleri var; biliyoruz, güveniyoruz. Ama bu tek başına yetmez! Biz de vatan evladı olarak görevimizi yapacağız; şüpheli gördüğümüz her şeyi ihbar edeceğiz. Çünkü bu, vatana borcumuzdur! Unutmayalım, düşmanın planı bitmez; biz bir an boş bulunsak, onlar bin plan yapar.

 

Kardeşlik kazanacak, çünkü biz kazanacağız!

 

Bin yıldır yan yana yaşadık; kız aldık, kız verdik; düğünde, cenazede omuz omuza durduk. Şimdi bir kez daha yan yana durma, birliğimizi güçlendirme, provokasyonlara kapılmama zamanı! Kimse bizi kandıramayacak, birbirimize düşüremeyecek. Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Boşnak, Arap... Hepimiz biriz, hepimiz bu toprakların evladıyız!

 

Silahlar sustu, ama düşmanın oyunu devam ediyor! İşte bu yüzden daha dikkatli, daha uyanık, daha kenetlenmiş olacağız. Sadece güvenlik güçlerimize bırakmayacağız; her birimiz gözümüzü dört açacağız, gördüğümüzü, duyduğumuzu, bildiğimizi gecikmeden ileteceğiz.

 

Çünkü bu ülke bizim. Çünkü bu topraklar, şehitlerimizin kanıyla sulandı. Ve bu kanlı sayfanın bir daha açılmasına asla izin vermeyeceğiz!

 

Ve asla unutmamalıyız ki; tam 47 yıllık terörle mücadelede canını feda eden kahraman şehitlerimiz ve onurlu gazilerimiz, bu toprakların gerçek sahipleridir. Onları unuttuğumuz an, aslında kendimizi unuturuz. Şehit ve gazi ailelerimizi sahipsiz bırakmamalı, onları her daim baş tacı etmeliyiz. Çünkü dalgalanan ay yıldızlı bayrağımız, “Uğrunda kan dökülen toprak vatandır” şiarıyla bugün göklerde özgürce dalgalanıyor. Bu vatan, onların kanı ve fedakârlığı sayesinde ilelebet baki kalacaktır!

 

Haydi şimdi kardeşlik kazansın, hain planlar bozguna uğrasın!

Bu toprağın çocukları omuz omuza dursun; kimse aramıza nifak sokamasın!

Çünkü biz birlikte güçlüyüz, biz birlikte Türkiye’yiz!

 

Mehmet Özer

İlkSes İsveç Temsilcisi

Tarihi Bir Dönemeç: Silahların Sustuğu Bu Anda Uyanık Kalmak, Kardeşliğimize Sahip Çıkmak Zorundayız
Mehmet Özer
Yazarımız Kim ?

Mehmet Özer