2

Türkiye’nin Trafik Çilesi: Kazalar, Yayalar ve Saldırganlık


  • Oluşturulma Tarihi : 19.01.2025 16:26
  • Güncelleme Tarihi : 19.01.2025 16:29

Her sabah işe giderken ya da akşam eve dönerken gördüğümüz bir gerçek var: Türkiye’nin trafiği, bir sabır testinden farksız. Sadece araç kullanmak değil, yaya olmak bile başlı başına bir meydan okuma. Özellikle kazalar, yayalara yol vermeme ve trafikte artan agresiflik, gün geçtikçe hayatımızı daha da zorlaştırıyor. Peki, bu kadar temel bir konuda neden hâlâ bu kadar gerideyiz? Gelin, hep birlikte göz atalım.

Trafik Kazaları: Herkesin Başına Gelebilecek Bir Felaket

Sürat, dikkatsizlik, trafik kurallarını hiçe sayma… Bu üçlü yüzünden her gün onlarca kaza meydana geliyor. İstatistiklere baktığınızda, Türkiye’de her yıl binlerce insan bu yüzden hayatını kaybediyor ya da yaralanıyor. Trafik kuralları hepimizin güvenliği için var ama ne yazık ki çoğu sürücü bu kurallara bir öneriymiş gibi davranıyor. Özellikle cep telefonu kullanımı kazalara davetiye çıkarıyor. Bir de buna hız tutkusunu eklediğinizde, sonuç çoğunlukla hüzün verici oluyor.

Yayalara Yol Vermek: Bizde Var mı Böyle Bir Şey?

Yayaların hakları kanunen belirlenmiş durumda ama maalesef bu hakların trafikte ne kadar geçerli olduğunu hepimiz biliyoruz. “Yaya önceliği” artık yasal olarak zorunlu kılınmış olsa da, bir yaya geçidinde durup yol veren bir araç görmek, piyangodan büyük ikramiye kazanmak kadar nadir. İnsanların kornaya abanarak sinirlendiği, sabırsızlıkla hareket etmeye çalıştığı sahneler artık günlük hayatın parçası oldu.

Oysa yaya geçidinde bir iki saniye durup önceliği tanımak, sadece yayaların güvenliği için değil, trafikte medeniyeti inşa etmek için de çok önemli. Empati yapmak bu kadar mı zor? Bir gün o karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaşlı amca ya da çocuk siz olabilirsiniz.

Saldırganlık: Trafik Stresi Mi Karakter Meselesi Mi?

Son zamanlarda trafikte şiddet haberlerini daha sık duyuyoruz. Küçük bir tartışma kavgaya, kornaya basmak bile bazen karşılıklı hakarete dönüşebiliyor. Peki, neden bu kadar tahammülsüz hale geldik? Günlük stres, sabırsızlık ya da kültürel alışkanlıklar bu davranışların ardındaki nedenlerden olabilir. Ancak şu bir gerçek: Trafik yalnızca araçları değil, insanlığı da yönetmeyi öğrenmemiz gereken bir alan.

Peki, Çözüm Nedir?

Trafik problemlerinin çözümü aslında zor değil ama herkese düşen bir sorumluluk var. İşte birkaç öneri:

1. Eğitim: Trafik kurallarını gerçekten anlamamız ve çocuklarımıza erken yaşta öğretmemiz gerekiyor. Okullarda verilen trafik eğitiminin daha pratik olması şart.

2. Denetim: Kanunlar güzel ama uygulanmadıktan sonra bir anlamı yok. Daha sıkı denetimler ve caydırıcı cezalar şart.

3. Empati: Bu, ne bir kural ne de bir yasa; tamamen kişisel bir tercih. Ancak, sadece kurallara uymak değil, empati yapmak da trafikte hayat kurtarır.

Sonuç: Trafikte Empatiye İhtiyacımız Var

Trafikte yaptığımız her seçim, hayatımızın bir yansıması aslında. Ya sabırlı olur ve kurallara uyup hayat kurtarırız ya da sorumsuz davranışlarımızla hem kendi hem de başkalarının hayatını tehlikeye atarız.

Bir sonraki yaya geçidinde bir durup düşünün: Sadece bir saniye beklemekle dünyayı çok daha güvenli bir yer haline getirebilirsiniz.

Mehmet ÖZER

İlkses İsveç temsilcisi

Türkiye’nin Trafik Çilesi: Kazalar, Yayalar ve Saldırganlık
Mehmet Özer
Yazarımız Kim ?

Mehmet Özer