Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yinelediği “Dünya 5’ten büyüktür” sözü, sadece bir mesaj değil; Türkiye’nin dış politikadaki duruşunun özeti. Bence gerçek güç, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinde değil, sahada ve diplomaside etkin olanlarda.
Rusya ve Çin’in İsrail konusunda rahatsız olduğunu gözlemliyoruz. Ama sahada seslerini duyuramıyorlar. ABD, Ukrayna’da sözünü dinletemiyor, çaresiz. Demek ki büyük olmak, sadece konumla değil, icraatla ölçülüyor.
İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı saldırıları ise tüm dünyada tepki çekiyor. Ama bazı çevreler, İsrail gündeme geldiğinde hemen taraf oluyor. Kara harekatı haberleri pompalanıyor; görüntülerle “Gazze zorda” algısı yaratılmaya çalışılıyor. Oysa Kassam Tugayları gece operasyonlarıyla İsrail birliklerine ciddi darbeler vuruyor. Tarih bize bir kez daha gösteriyor ki, güç ne kadar abartılırsa abartılsın, kazanan her zaman sahada olan değil, doğru hamleyi yapan oluyor. Kassam Tugayları gece ağır darbeler vuruyor İsrail’in kara birliklerine. Bakıyorsunuz yıkıntı binaların arasından çıkıp hamleyi yaparak ölümcül darbe vurmuşlar kara birliklerine.
MHP lideri Bahçeli’nin “Kudüs düşerse Ankara kaybeder” sözü ise Türkiye’nin Gazze’ye desteğinin simgesi. Türkiye, Gazze’yi yalnız bırakmayacak, Kudüs’e el uzatanları kaybetmeye mahkûm edecek bir duruş sergiliyor.
Doğu Akdeniz’de de İsrail boş durmuyor; Rum kesimiyle iş birliği içinde, Kıbrıs’ta dengeleri bozacak adımlar atıyor. Türkiye ise Suriye’den Gazze’ye, Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar her alanda stratejik hamleler yapıyor. 13 yıl aradan sonra Mısır ile ortak tatbikat, diplomatik ve askeri aklın bir örneği. Türkiye, bölgede net bir güç olarak sahnede yer alıyor. Yani, Türkiye Doğu Akdeniz’i de boş bırakmıyor.
Yeni dünya düzeninde var olmanın yolu, millî ve bağımsız hamleler yapmaktan geçiyor. Suriye’de Suriyelilere sahip çıkmak, Libya’da varlık göstermek, dışa bağımlılığı azaltmak; hepsi Türkiye’nin geleceğini güvence altına alacak stratejik adımlar.
Dünya, sadece 5 ülkenin elinde dönmüyor. ABD, Çin, Rusya kendi aralarında güç mücadelesi yapsa da, asıl belirleyici olan sahada ve diplomasi masasında alınan kararlar. Türkiye de artık sahada var olan, geleceği gören bir ülke olarak bu masada güçlü bir aktör. Sadece bölgesinde değil, bütün dünyada etkin bir güç konumuna gelmiş durumda.