Gazze’de Ateşkesin İnce Ayarı ve Kışın Ayak Sesleri


  • Oluşturulma Tarihi : 26.11.2025 15:04
  • Güncelleme Tarihi : 26.11.2025 15:04

Gazze’de ateşkesin her an bozulabileceği, dumanın bir türlü dağılmadığı bir dönemde diplomasi trafiği hız kesmeden devam ediyor. Sadece diplomasi değil, insani dramın büyüdüğü saha koşulları da artık uluslararası toplumun önünde çözüm bekleyen acil bir dosya olarak duruyor.

Tam da bu kritik eşikte Türkiye’den önemli bir ziyaret gerçekleşti. MİT Başkanı İbrahim Kalın, Kahire’de Katar Başbakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşat ile bir araya geldi. Bu temasların merkezinde ise Gazze’deki durumu yakından takip etmek amacıyla kurulan Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi (CMCC) bulunuyor.

İşte Kalın’ın Kahire temaslarının temel amacı da tam olarak buydu: Ateşkesin sürdürülebilir olması için diplomatik irade ile saha koordinasyonunun aynı noktada buluşmasını sağlamak.

Katar ve Mısır, Gazze krizinin çözümünde kritik iki aktör. Türkiye ise hem bölgede etkili diplomatik ağı hem de sahadaki insani yardım kapasitesiyle bu masanın en önemli parçası. Kahire’deki üçlü buluşma, bu nedenle sadece bir durum değerlendirmesi değil, aynı zamanda ateşkesin geleceğini sağlamak için önemli bir durum.

Gazze’deki insani tablo ağırlaşıyor. Kış mevsimi ile birlikte bu ağırlık daha da artacak. Bu nedenle diplomatik temasların paralelinde sahadaki sivil altyapının güçlendirilmesi, yardım konvoylarının güvenli geçişlerinin sağlanması ve CMCC’nin daha etkin bir yapıya kavuşturulması elzem.

Ateşkesin devamı için çabalar sürerken, Gazze’nin sokaklarında başka bir sessiz çığlık var: barınma. Evlerinden edilmiş yüzbinlerce insan kışın sertliği ile savaşmaya çalışıyor. Yaşıyor demek bile güç; çünkü ortada yaşamaya elverişli bir ortam yok. Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü’nün yardım çağrısı, bu acı tabloyu bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor: Çadırlar artık nefes almıyor, yaşam taşımıyor. Kış şartlarıyla mücadele edemeyen bu geçici barınaklar, aileleri soğuğa, hastalığa, çaresizliğe maruz bırakıyor.

Bu nedenle kısa vadeli ama etkisi büyük bir çözüm var: prefabrik evler. Soğukla birlikte çaresizliği de içeri alan çadırların yerini, hiç değilse insanı hava şartlarından koruyan sağlam yapılar almalı. Gazze’nin yeniden inşa süreci elbette uzun soluklu olacak. Ama o gün gelene kadar insanların başlarını sokabilecekleri, kapılarını kapatınca soğuğu dışarıda bırakabilecekleri bir yere ihtiyaçları var.

Bu ihtiyaç sadece bir talep değil; uluslararası toplumun omuzlarındaki insani bir borç. Çatışmaların ateşinde en çok kavrulan yine çocuklar. Bir çocuğun geceleri titreye titreye uyumasına göz yummak, dünyanın hiçbir vicdanının kaldırabileceği bir şey değildir.

Prefabrik evler, bugün Gazze için lüks değil, bir yaşam hakkının en temel koşullarından biri. Diplomasinin ve insani yardımın kesiştiği bu kritik eşikte, dünya samimiyet testinden geçiyor. Çünkü Gazze’de bugün prefabrik bir ev kurmak, aslında yarın için bir umut kapısı kurmak demektir.

Gazze’nin karanlık günlerinde, uluslararası toplumun bir an önce ışığı yakması gerekiyor. İnsanlık, bu sınavı erteleyemez.

Gazze’de Ateşkesin İnce Ayarı ve Kışın Ayak Sesleri
Mürsel Acay
Yazarımız Kim ?

Mürsel Acay