Lezzetin Evrensel Yolculuğu, Gazze’de Açlığa Çarpıyor
- Oluşturulma Tarihi : 08.12.2025 15:53
- Güncelleme Tarihi : 08.12.2025 15:53
Dünyanın en geniş gastronomi veri tabanlarından biri olarak bilinen TasteAtlas, her yıl olduğu gibi bu yıl da “Dünyanın En İyi 100 Mutfağı” listesini açıkladı. Kullanıcı oyları ve uzman değerlendirmeleriyle hazırlanan liste, dünya mutfaklarının kültürel zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu yıl Türkiye, ilk 10’a girerek 7. sırada yer aldı. Listenin geneline bakıldığında, Türk mutfağının dünya nezdindeki tanınırlığı ve takdiri her geçen yıl daha da artıyor.
TasteAtlas’ın Türkiye sayfasında, mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasında klasik Türk kahvaltısı, Antep fıstığı, Piliç Topkapı, tombik döner ve kalamar tava gibi farklı yörelerden seçilmiş örnekler yer alıyor. Bu çeşitlilik, Türkiye’nin gastronomi alanındaki zenginliğini bir kez daha kanıtlıyor.
Listenin bir diğer dikkat çeken ülkesi ise Filistin. Birçok ülkenin bağımsız ülke olarak tanımadığı Filistin, mutfağı ile bu yıl 46. Sıradan 37. sıraya yükselerek sesini duyurmayı başardı. Oysa Gazze’de bırakın zengin bir mutfak kültürünü yaşatmayı, ekmeğe bile ulaşmanın neredeyse imkânsız olduğu bir tablo var. Aylardır süren yıkım, açlık ve kuşatma altında yaşayan Gazzelilerin gündeminde yemek kültürünü anlatmak değil, hayatta kalabilmek var. Buna rağmen Filistin mutfağının küresel listede yer bulması, hem kültürel hafızanın direncini gösteriyor hem de dünyanın gözünün artık daha dikkatli baktığını hissettiriyor.
Geçtiğimiz yıl 46. sırada yer alan Filistin’in bu yıl 37. sıraya yükselmiş olması, gastronomisinin dünya çapında giderek daha fazla takdir edildiğinin göstergesi. Ancak bu takdirin hayatın gerçek koşullarıyla nasıl bir tezat oluşturduğunu hepimiz görüyoruz. Bir yanda uluslararası listelerde kendine yer bulan bir mutfak, diğer yanda temel gıdaya bile erişemeyen bir halk…
Tam da bu noktada, Filistin’in yalnızlığını en çok hisseden ülkelerden biri Türkiye. Gazze'ye ulaşan insani yardımın büyük bir bölümünde Türkiye’nin imzası var. Müslüman ülkelerin büyük kısmı sessizliğini korurken, diplomatik girişimlerden insani yardım koridorlarına kadar en fazla çabayı yine Türkiye gösteriyor.
Evet, Filistin mutfağının globale duyurulması önemli ve anlamlı bir gelişme. Fakat Gazze’de insanlar açlıkla mücadele ederken bunun yarattığı çelişki bir o kadar acı. Bu acının hafiflemesi, Filistin’in dünya sahnesinde yalnız bırakılmaması ile mümkün olabilir.
Bugün eğer Gazze tamamen sessizliğe gömülmediyse, bunda Türkiye’nin çabasının büyük payı var. Listeye giren lezzetler birer kültürel miras; ancak bu mirasın yaşaması için öncelikle insanların yaşaması gerekiyor.
Gazze’de, Filistin’de yemeğin tadı var ama tuzu yok. İnsanların ise hani derler ya ‘Tadım tuzum yok’ diye. Evet, Gazze’de insanların tadı tuzu yok. Yaşayabilmek için çaba içindeler. Hem bombaların yarattığı patlamalardan, hem de açlıktan ölmemek için çabaları var.
Yani sözün özü; Gazze’nin Dünyanın en iyi mutfağında yeri var, ancak insanların yiyecek bir lokma ekmeği yok. Dünyaya lezzetiyle tanıtılıyor, ancak Gazze’de acı yaşanıyor.