Çoğulcu demokrasi anlayışının izlenmesi gereken ülkemizde son zamanlarda tüm kesimlerden sadece kendi kimliklerini yücelten sesler geliyor. Gerçi bu yıllardır bu şekildeydi ama, son olaylarda daha da kendini göstermeye başladı.
Çoğulcu demokrasi bildiğimiz gibi, çoğunluğun mutlak hakimiyetini reddeden, azınlıktakilerin siyasal ve kültürel haklarının kabul edilmesi gerektiğini ifade eden demokrasi anlayışıdır. Türkiyede kimlikler bakımından oldukça renkli bir yapıya sahip olduğu için, ülkenin huzuru ancak bu sistemle sağlanabilir.
Çoğulcu demokrasi ve Çoğunlukçu demokrasi kavramları ülkemizde sık sık karıştırılan iki olgudur. Halbuki ikisi de birbirine oldukça zıt kavramlardır. Çoğulcu demokrasi, çoğunluğun mutlak hakimiyetini reddederken, çoğunlukçu demokrasi ise devlet halkın çoğunluğuna göre yönetimi sağlar. Çoğunlukçu yönetimin keskin çizgileri vardır ve Türkiye gibi renkli bir gen haritası olan ülkede, huzursuzluklara sebep olabilir. Çoğulcu demokrasi anlayışında, çoğunluğun hakimiyeti kabul edilir fakat, azınlıkların da hakları yok sayılamaz. Buna Çoğunluğun sınırlı egemenliği de diyebiliriz. Bu şekilde bir yönetimde, iç huzursuzlukların çıkması da oldukça düşük ihtimaldir.
Tarih boyunca çıkan savaşların da ana sebebi, bir ırkın bir ırka üstün olduğunu kanıtlama çabasıdır. Bu üstünlük algısı yüzünden birbirini sömürmeye çalışan ırklar, hiçbir zaman mutlu bir yaşama ulaşamamış, savaşların ve çatışma ortamlarının da arttırarak devam etmesine sebep olmuştur.
Öte yandan yaşadığımız ülkede bana kalırsa, saf ırklar da yoktur. En basit şekilde bu bile yapılan kavgaların saçmalığını ortaya koymaktadır. Binlerce yıldır, tüm medeniyetlere ev sahipliği yapmış ülkemizde hala bu tartışmaların yaşanması oldukça üzücüdür. Buradan tüm siyasi partilere seslenerek, bu tarz tutumların artık aşılması gerektiğini söylüyorum. Bütün herkes her ne şekilde düşünürse düşünsün, el birliği ile ortama huzur ve barış getirmelidir. Ülkenin en önemli ihtiyacı olan barış, ancak, çoğulcu demokrasi anayışı ile sağlanabilir.