Yazın gelmesiyle beraber yine tüm denizlerimiz büyük bir kalabalığa ev sahipliği yapacak. Deniz sezonunun açılması deniz temizliğini ve kirliliğini de gündeme getirdi. Örneğin geçtiğimiz gün Foça’da düzenlenen bir farkındalık çalışması ile denizden yaklaşık 10 ton atık çıkarıldı. Deniz kirliliği, kimyasalların, partiküllerin, endüstriyel, tarımsal ve evsel atıkların denizlere girmesinin ve istilacı türlerin yayılmasının, gürültünün zararlı ya da potansiyel olarak zararlı etkileri sonucunda ortaya çıkar.
Deniz kirliliğinin kaynaklarının çoğu kara ve insan kökenlidir. Kirlilik sıklıkla, tarımsal yüzeysel akış, rüzgârın savurduğu atık ve tozlar gibi yayılı kirlilik kaynaklıdır. Su kirliliğinin bir çeşidi olan besin maddesi kirliliği, denizlere aşırı oranda besin maddesi deşarjı ile oluşan kirliliklerdir. Su yüzeylerinin ötrofikasyonunun asıl sebebidir ve azot ile fosfor gibi aşırı besin maddelerinin yosun üremesini artırması sonucunu doğurur. Deniz kirliliğinin tarihi eskilere dayansa da deniz kirliliğine karşı önlem almak için önemli uluslararası sözleşmeler ancak yirminci yüzyılda yürürlüğe konmuştur. Deniz kirliliği 1950'lerden başlayarak Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi konferanslarında tartışılan bir konu olmuştur. Kentsel, evsel ve endüstriyel atıkların doğrudan ya da dolaylı olarak denizlere bırakılması, gemi kazaları sonucu oluşan petrol atıkları, akarsulara atılan tarım atıklarının denizlere ulaşması, turizm faaliyetleri denizlerimizde kirlilik oluşturmakta ve insan yaşamını olumsuz etkilemektedir. Atıkların denize bırakılması sonucu oluşan kirlilikler denizlerin kullanım kalitesini bozarak değerini azaltmaktadır.
Karadan Kirlenme: Dünya genelindeki denizlerin atık oranları ve çeşitleri incelendiğinde kirliliğin yaklaşık yüzde 80’inin karasal kaynaklı (ambalaj atıkları, tehlikeli atıklar, tıbbi atıklar, cam atıklar vb.) olduğu görülmektedir. Günümüzde okyanuslarda bulunan atık miktarı yaklaşık olarak 140 milyon tondur ve her yıl bu miktara 12 milyon ton civarında atık eklenmektedir. Türkiye okyanuslara kıyısı olmamasına rağmen attığı atık miktarı ve atıkların sürüklenmesi sebebiyle okyanusları en çok kirleten ülkeler arasında ilk 20’nin içinde yer almaktadır.
Havadan Kirlenme: Denizlerin havadan kirlenmesinin en büyük nedenlerinden biri artan hava kirliliğidir. Sanayi kuruluşları üretim sonucu oluşan baca gazlarını Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen kriterleri sağlamadan ve uygun filtre sistemleri geliştirmeden doğaya salmaktadırlar.
Denizden Kirlenme: Günümüzde denizler kirlilik veren atıklar için bertaraf alanı olarak kullanılmakta ve okyanuslarda dolaşan gemiler milyonlarca atığı denizlerimize boşaltmaktadır. Bunların dışında gemi kazaları sonucu oluşan tahribatlar düşündürücü niteliktedir.