Ege’nin Ot Kültürü


  • Oluşturulma Tarihi : 08.04.2018 08:01
  • Güncelleme Tarihi :
Ege’nin Ot Kültürü yazının resmi

Baharın gelmesiyle birlikte İzmir’deki ot festivalleri devam ederken, ben de bugün size küçüklüğümden beri içinde olduğum Ege’nin ot kültüründen biraz bahsedeceğim. Fırsatım oldukça farklı tatları denemeye çalışırım ve hala da yemediğim birçok ot çeşidi bulunuyor. Ege’nin ot kültürü öylesine zengin ki, her menüde farklı şekillerde karşımıza çıkma ihtimali var.

İklimi ve toprağının zenginliği sayesinde İzmir’de yabani bir biçimde birçok ot çeşidi yetişmektedir. Yeşillikleri, içerisinde bulunan vitamin ve mineralleri sebebiyle sağlığımıza da faydalı olan bu muhteşem lezzetler, Ege ve İzmir mutfağına zenginlik sunar. Radika, arapsaçı, sarmaşık, ebegümeci, ısırgan, cibez, turp otu, şevketi bostan, deniz börülcesi ve daha onlarcası, menülerimize güzellik katmaya devam ediyor. Şimdi biraz bu otlardan bahsedeceğim. Daha sonra da bu kültürün yaşatılmasıyla beraber; gördüğüm sıkıntılı noktaları da size ileteceğim.

Arapsaçı: En bilinen otlardan birisidir. Dalları da kökleri de kullanılır. Anason gibi kokar, anasonu sevenlerin bu ota da bayılacağını düşünüyorum. Bu otun yemeğini yapardı babaannem. Aynı zamanda ıspanaklı gözleme içerisine de çok farklı bir aroma katıyor.

Çiriş: Uzun zamandır her türlü ot çeşidini denemişliğim vardır. Ama ne hikmetse çirişi henüz bu sene denedim. Çiğken farklı bir kokusu ve görüntüsü olan bu ot, piştiği zaman ıspanaktan farksız bir hale bürünüyor. Hatta bu otu ilk gördüğünüz zaman “Yenilebiliyor” olmasını tuhaf karşılama ihtimaliniz de var. Geçtiğimiz gün soğan, salça ve pirinçle yemeğini yaptık. Tadı ıspanak ve semizotu arasında bir noktada duruyor. Lezzetli ve faydalı.

Turp Otu: En sevdiğim otlar listesinde bir numarayı zorlar turp otu. Haşlayıp, zeytinyağı ve limon eklediğiniz zaman menünüze harika bir salata eklemiş olursunuz. Ek olarak kavurmasını da yapanlar var.

Sarmaşık: Ege’nin ünlü otlarından birisidir. Yabani kuşkonmaz olarak adlandırılır. Acıdır, her ağız tadına uymayan farklı bir tadı bulunur. Kesinlikle bıçak sürmeden hazırlamak gerekmektedir. Bıçak acı tadını daha da acı bir hale getirir. Genellikle biraz haşlanıp acısı alındıktan sonra kavrularak tüketilir.

Şevketi Bostan: Bu harika ot biraz pahalı olsa da eminim ki sizi kendisine hayran bıraktıracak. Şevketi bostan haşlanarak tüketilebildiği gibi aynı zamanda güveçte kültür mantarı ve soya sosuyla da pişirilebiliyor. Ben en son istiridye mantarı ve şevketi bostanı beraber kavurup içerisine de vegan krema ekledim. Muhteşem ötesi bir lezzet oldu.

Cibez: İzmir’de sıklıkla yetişen cibez, pazarlarda da uygun fiyatlarla satışa sunulmaktadır. Haşlandıktan sonra zeytinyağı ve limonla tüketilebilir. Lahanaya benzer bir tadı vardır, zaten kimi yerlerde yabani lahana olarak da adlandırılmaktadır.

Radika: İşte İzmir’in en sevdiğim nimetlerinden birisi: Radika. Çok hafif acımsı bir tadı vardır ama kesinlikle sarmaşık kadar acı değildir. Haşladıktan sonra bol limon ve zeytinyağı ile tüketilir. Kimi evlerde yemeği de pişirilir.

İstifno: Ege’nin muhteşem otlarından bir diğeri daha. Salatası ya da yemeği yapılarak tüketilebilir.

PAZARCIDAN YARDIM İSTEYİN

Yukarıda bahsettiğim otlar; benim kendi favorilerim. Ama bunun dışında daha birçok yabani ot kullanılıyor. Bir dahaki yazımda da onlardan bahsedeceğim. Şimdi gelelim otları denemek isteyenlerin neler yapacağına. Bir ot yemeğini ya da salatasını ilk kez pişirmek isteyenler, mutlaka İzmir’in pazarlarına bir göz atmalıdır. Çünkü bu otlardan birkaçı hariç diğerlerini marketlerde bulmanıza imkan yok diyebilirim. Eğer otların tipini bilmiyor hepsini birbirine karıştırıyorsanız pazarcıdan da yardım alabilirsiniz. O size otun nasıl ayıklanacağından nasıl pişirileceğine, faydalarından kullanım alanlarına göre her bilgiyi eminim ki anlatacaktır. Zaten otların tümünün farklı pişirme ve ayıklama yöntemleri olsa da kesinlikle zor değildir. Hatta en basit yapılan tariflerdir diyebilirim.

Otları etle pişirenler de bulunuyor. Ben 29 yıllık İzmirli olarak, şu an vegan olsam da, et yediğim dönemlerde otların içerisine bir kere bile et sürdüğümü hatırlamıyorum. Bana kalırsa Ege’ye ait olan bu muhteşem otlar zeytinyağlı ve limonlu tüketilmelidir. Ufak bir tavsiye…

TANITIM YETERSİZ

Şimdi gelelim eleştireceğim noktalara. Belediyeler her ne kadar ot festivalleri düzenleyerek insanlara bu yemek kültürünü tanıtmaya çalışsa da ben bu durumu oldukça yetersiz buluyorum. Çünkü hala senelerdir İzmir’de yaşamasına rağmen ebegümeci nedir bilmeyen tanıdıklarım var. Ek olarak maalesef bu festivallerde satışa sunulan otlar da inanılmaz pahalı. Örneğin insanlar geçtiğimiz sene Alaçatı Ot Festivali’nin başarısız ve pahalı olduğuna yönelik birçok eleştiride bulunmuştu. Bu tip etkinliklerin önceliği insanlara otları tanıtmak ve tattırmak olmalı, satış yapmak değil. Ben küçükken babaannem de babam da ot toplardı ve haftanın 3-4 günü gerek salata gerekse de yemek olarak bu otları tüketirdik. Bu nedenle otlara bu kadar çılgın paralar vermek bana ve İzmir’in tüm yerlilerine garip geliyordur eminim.

Bir de belediyelere şunu tavsiye ediyorum. Örneğin Urla ya da Seferihisar belediyeleri; kıyı kesimdeki köylülerin ellerindekileri tanıtmak amacıyla KENT MERKEZLERİNDE etkinlikler düzenleyebilir. Ot kültürünü tanımak isteyen fakat vakti olmayan kişiler kent merkezlerindeki bu etkinliklere katılabilir hem otları tanır hem de daha sonra Urla ve Seferihisar’a gitmek için kendisinde bir enerji bir bahane bulur.

Afiyetle kalın.

Günün Vegan Tarifi

Ebegümeci Yemeği

Malzemeler

1 kilogram ebegümeci

1 çay bardağı pirinç

Zeytinyağı

2 adet havuç

2 adet kuru soğan

Tuz

Karabiber

1 su bardağı su

Yapılışı

Ebegümeçlerini iyice yıkayın. İnce olmayacak şekilde doğrayın. Bir tencereye ince kıydığınız soğanları koyun. Zeytinyağını da ekleyerek, pembe bir hal alana kadar kavurun. Daha sonra küp halinde doğradığınız havuçları da soğanın üzerine koyun. Kavurmaya devam edin. Tuz ve karabiberi de ekleyin. Bu arada iyice kavurduktan sonra ebegümeçlerini karışımın üzerine dökün. Biraz da ebegümeci ile kavurun. Pirinci ekleyin.1 bardak ta su ekleyip, pişmesine bırakın. Pirinçler pişince, piştiği anlaşılır. Yarım saat dinlendirmeye bırakın. Dilerseniz sarımsaklı vegan yoğurt ile servis edebilirsiniz. Afiyet olsun. (superanne.org)

Ege’nin Ot Kültürü
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz