İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz günlerde İzmirde çalışan kadın gazeteciler için bir akşam yemeği düzenledi. 5 Aralık Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını Kazanmasının 81. yıl dönümü nedeni ile düzenlenen bu yemeğe gazetemiz İLKSES ise davet edilmedi. Kadınlara yönelik ayrımcılığın önüne geçilmesi ve kente kadın gözüyle bakabilmek adına düzenlenen bu buluşmaya, İzmirde yayım hayatını sürdüren birçok gazeteden daha çok kadın gazeteci çalıştıran ve kadınlara yönelik haberlere birçok kurumdan daha çok yer ayıran gazetemizin davet edilmemesi ise oldukça üzücü.
Maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi, sadece yakın olduğu basın mensuplarını bu yemeğe davet ederek, basının işleyişine engel oldu. Ayrımcılığa karşı duracağız derken başka bir koldan ayrımcılık yapan belediye bu tutumuyla, izlediğini ifade ettiği sosyal belediyecilik yaklaşımına da ihanet etti.
Yemeğin gerçekleştiğini öğrendikten sonra belediyeden yetkili biri isimle konuştuk. Gazetemizin davet edilmemesinin özel bir gerekçesi olup olmadığını sorduk. Aldığımız cevap ise oldukça komikti; Yetkili isim bize, bu yemek için küçük bir grup oluşturulduğunu ve bu yüzden katılımı sınırlı sayıda tuttuklarını, daha sonra ise büyük bir organizasyon gerçekleştireceklerini söyledi.
Bu açıklama neresinden tutarsak tutalım KOMİK. Koskoca İzmir Büyükşehir Belediyesi, 5 Aralık Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını Kazanmasının yıl dönümünü kadın gazetecilerle birlikte kutlamaya karar veriyor ama katılımı sınırlı tutuyor. Bunun mantığı nerede? Böylesine önem verdiğiniz bir yıl dönümünde, gayet güzel bir organizasyon gerçekleştirecekken, katılımı sınırlı sayıda tutarak hangi amaca varmak istiyorsunuz? Kenti kadın gazetecilerin gözüyle görmek isterken bunu neden sadece belli başlı gazetelerin gözüyle sınırlandırıyorsunuz?
Ayrıca yaklaşık 30 kişinin katıldığı bu yemeğin kontenjanının da sınırlı tutulduğunu düşünmüyor, basına ambargo koyulduğunu biliyoruz. Belediye, basına özgürlük minvalinde birçok açıklama yaparken, basının özgür olması gerektiğini savunurken, kendi yaptığı bu tarz yanlışlarla, ifade ettiği birçok doğrunun da üstünü çizmiş oluyor.
Sosyal Belediyecilik anlayışını izlediğini ifade eden Sayın Aziz Kocaoğlunun, bu ve bunun gibi birçok sosyal belediyecilik anlayışından uzak durumların bir an önce önüne geçmesi gerekiyor. İzmirde okuyan, yaşayan, çalışan herkese belediye tarafından eşit şartlar sağlanmazsa, bu durum Aziz Kocaoğlu ile birlikte CHPnin de zararına olur.