Mülteci dendiği zaman aklımıza gelen hep kendi ülkesinden başka ülkelere gitmek zorunda kalan insanlar oluyor. Fakat aynı ülke içerisinde başka bir bölgeye göç etmek zorunda kalmak da az rastlanan bir durum değil. Genellikle göç etmenin hep savaş ya da ekonomik nedenlerle ortaya çıktığını düşünürüz ama günümüzde iklim de göç etmeyi arttıran önemli bir faktör haline geldi. Artık insanlar ülkenin bir bölgesi iklim değişikliği nedeniyle yaşanamaz hale geldiği için bir başka bölgeye göç etmeye başlıyor. Hatta bu göç türünün oranı diğer göç türlerine nazaran daha da yaygın bir hale geldi.
İklim mültecisi terimi, iklim değişikliğinin meydana getirdiği sel, kuraklık ya da denizlerin yükselmesi gibi afetler yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalan kişiler için kullanılıyor. Bu kavram 80’li yılların başında, çevre sorunlarına yönelik ilginin artmasıyla ortaya çıkmış ve bu sorunlara mücadele eden insanları merkez olarak almıştır. Günümüzde ise küresel ısınma tartışmalarının artmasıyla birlikte, iklim mülteciliği kavramı daha sık konuşulmaya başladı. Yapılan araştırmalara göre iklimsel göçe neden olacak başlıca etkenler ise şu şekilde listeleniyor:
-Buzulların erimesiyle birlikte deniz seviyesi artacak ve kıyı bölgeleri su baskını, erozyon gibi felaketlerle karşı karşıya kalacak.
-Artan sıcaklıklar insan sağlığını olumsuz bir şekilde etkileyecek, sıtma gibi salgın hastalıklar çoğalacak.
-Su kaynakları azalacak
-Yağışlar şiddetini arttıracak, kasırga ve sel gibi afetlerden ötürü ölümler artacak.
-Tarım ürünleri kuraklık nedeniyle azalacak, insanlar açlıkla mücadele edecek ve kıtlık baş gösterecek.
ARTIŞ GÖSTERECEK
2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre, iklim mülteciliği artacak. İsveç’te, Türk ve İsveçli iki akademisyenin birlikte yaptığı bilimsel araştırmaya göre, 2050 yılına kadar dünyada 200 milyon kişinin küresel iklim değişikliğine bağlı felaketler nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalacağı öngörülüyor. Raporda, aşırı sıcak ve kuraklık nedeniyle Türkiye’de tahıl üretiminin 2050 itibarıyla yüzde 20 azalacağı da belirtildi. Araştırmada aşırı hava olayları, su krizi, kuraklık, küresel ısınmanın yavaşlatılmaması halinde gıda krizi, bulaşıcı hastalıkların yayılması ve derin sosyal istikrarsızlık gibi iklim değişikliği kaynaklı birçok bilimsel veri de ele alındı. 2050 yılı itibarıyla dünya nüfusunun 9,5 milyar olacağı belirtilen raporda, her 8 kişiden 1’inin aç yattığı dünyada iklim değişikliğine bağlı su kıtlığı, kuraklık, ekonomik sorunlardan kaynaklı çatışmalar, deniz seviyesindeki yükselme ve felaketler sebebiyle dünya kaynaklarının insanları besleyemeyeceğine dikkat çekiliyor. Raporda, son 30 yılda fırtına, kuraklık ve sel olaylarının arttığı özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde savunmasız topluluklar üzerinde yıkıcı etkilere neden olduğuna da dikkat çekildi. Ayrıca 1995 ile 2015 yılları arasında ‘iklim’ nedenli afetler nedeniyle 525 binden fazla kişinin öldüğü ve 2.97 trilyon dolar zarar oluştuğu kaydedildi.
TAVSİYELER
İnsan Hakları Araştırmaları Derneği (İHAD), küresel ısınmanın yol açacağı doğal afetlere ve iklim mültecilerinin yaklaşan büyük göç dalgasına karşın şu tavsiyelerde bulunuyor:
-Kyoto Protokolü tüm ülkeler tarafından bir an önce onaylanmalı ve Kyoto süreci hızlandırılmalıdır.
-Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), küresel ısınmanın dünya yüzeyindeki etkileri ile doğru orantılı olarak İklim Mültecileri için acil bir eylem planı hazırlayarak harekete geçmelidir.
-Uluslararası hukukta “İklim Mülteciliği” hukuki bir terim olarak içerdiği unsurlar ile birlikte çerçevelendirilip tanımlanmalıdır.
-AB ülkeleri mülteci, sığınmacı ve göçmenlerle ilgili uygulama prosedürünü iklim mültecilerini de içine alacak şekilde temel insan hakları standartlarına uygun hale getirmelidir.
-İklim mültecilerinin diğer mülteci ve sığınmacılar gibi temel insani ihtiyaçları sağlanmalı, BM tarafından olası afet bölgelerinden gelecek İklim Mültecileri için güvenli ve kalıcı kamplar, barınma merkezleri inşa edilmelidir.
-Geri dönüşleri mümkün olmayan iklim mültecilerinin gelecekte nerede ve nasıl bir yaşam süreceklerine dair BM tarafından biran önce adil ve sürdürülebilir kararlar alınmalıdır.
İklim kaynaklı nedenlerle yerlerinden olmuş insanların nerelere gidebileceği, neler yapabileceği, hakları ve hukukları bir an önce düzenlenmeli, yaklaşan bu büyük göç dalgası öncesinde gerekli tüm önlemler alınarak bu insanlar, Suriyeli göçmenlere yapıldığı gibi mağdur edilmemelidir!
-----------------
Günün Vegan Tarifi
Kara Nohut Humusu
Malzemeler
2 bardak kara nohut
2 diş sarımsak
1 limon suyu
3 yk tahin
Karabiber, susam
Zeytinyağı
Suda bekletilmiş siyah nohudu bol suda tuz eklemeden yumuşayıncaya kadar haşlayın. Haşlanan nohutları biraz suyuyla beraber blenderdan geçirin. Siyah susamları minik bir tavada hafifçe kavurun. İçine sarımsak, tuz, karabiber, kimyon, siyah susam, zeytinyağı ve limon suyunu ekleyerek karıştırın. İstediğiniz kıvama geldiğinde servis tabağına alıp üzerine biraz zeytinyağı gezdirin. Üzerine hafifçe kavurduğunuz beyaz susam, siyah susam ve kıyılmış maydanozu serpiştirerek servis edin. Afiyet olsun. (yemek.com)