İzmire, kaçak yollardan Avrupaya geçebilmek amacıyla gelen Suriyeli mültecilerin sayısı gitgide artarken, kaçış yollarının tehlikeleri ve insan ticareti olgusu tekrar gündeme geldi.
İzmirden Avrupaya kaçış yolunun daha kısa, denetimsiz ve maliyetinin düşük olması nedeniyle insan tacirleri, bu yolu tercih ediyor. Deniz üzerinden kaçışların tehlikleri ise tüm dünya tarafından biliniyor. Türkiye topraklarında böyle bir dram yaşanırken, Türkiyenin, 47 Avrupa Konseyi ülkesi arasında, insan ticaretiyle etkin mücadeleyi öngören sözleşmeyi parlamentosunda onaylamayan 5 ülkeden biri olduğunu biliyoruz. Türkiye, maalesef insan tacirleri için transit ülke konumunda. Tabi insan ticareti problemini sadece insan kaçakçılığı konusuyla sınırlandıramayız. Keza, insan ticareti kavramı ile göçmen kaçakçılığı kavramı arasında, belirgin olarak rıza ayrımı var. Ama iki kavram arasında, bir yerden bir yere nakletme, mağduru sömürmek gibi eylem benzerlikleri var. Bu yüzden göçmen kaçakçılığı ile, insan ticareti kavramı altında alınacak önlemler ile mücadele edilmeli.
Günümüzde modern kölelik olarak adlandırılan insan ticareti, en önemli insan hakları ihlallerinden biri olarak kabul edilirken aynı zamanda büyük bir sosyal problem olarak görülmekte. Kölelik tüm dünyada resmen yasaklanırken, insanları köleleştirme, zorla çalıştırma ve istismar etme olgusu hiçbir zaman tam anlamıyla son bulmamıştır. Gelir düzeyinin düşük olması, toplumsal ve cinsiyet eşitsizliği ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler, insan ticaretine zemin hazırlayan en önemli nedenlerin başında gelir. Sürekli gündemde olan, fuhuşa zorlama, zorla çalıştırma ve ucuz iş gücü konuları, Türkiyede insan ticaretinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Türkiye, insan ticareti ile etkin mücadeleyi ve mağdurlara daha etkili yardımı öngören Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesini 2009 yılında imzaladı. Fakat Türkiye, sözleşmeyi henüz Parlamentosunun onayına sunmayan 5 ülkeden biri.
Peki insan ticareti nedir?İnsan ticareti, tehdit, zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma, kişinin çaresizliğinden yararlanma (göçme kaçakçılığı bu alt başlık altında değerlendirilebilir) veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir.
Tabi ülkemizde barınmaya çalışan birçok Suriyeli mültecinin, çalışmaya ve fuhuşa zorlandığını da biliyoruz. İşin garip kısmı ise istatistiki verilere göre Türkiyenin geçen sene sadece 50 kişiyi insan ticaretinden kurtarmış olmasıdır. Halbuki bu sayının, -ülkede bu kadar çok göçmen varken- daha çok olması gerekirdi. Kısacası Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi, Türkiyede bulunan Suriyeli mültecilerin geleceği için oldukça önemli.
Not: Eğer çevrenizde, zorla çalıştırılan, insan ticareti mağduru kişiler görüyorsanız, Türkiye ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile işbirliği çerçevesinde, Türkiyedeki İnsan Ticareti Mağdurlarına Yardım başlıklı proje kapsamında potansiyel insan ticareti mağdurlarına yönelik olarak, operatörlerin Rusça, Romence, İngilizce ve Türkçe hizmet verdiği 157 Acil Yardım Hattını arayabilirsiniz.