Kent, tarihin hemen hemen her döneminde değişik anlamlara sahip olan dinamik bir kavramdır. Temel olarak kentler, kimlikleri ve ruhları olan içinde yaşadığımız mekanlardır. Her kent, kendi başına bir kimlik inşa etmiş ve o kimlikle yaşamaya devam etmektedir. Kentlerde bulunan insanlar ise bu kimliklerin farkındadır ve kentlere dokunurken bunun bilincinde hareket ederler. Bir kentin kimliği, içinde yaşayan insanları, kentin ilk kuruluşundan bu güne kadar geçirdiği tüm evreleri, bitki örtüsünü, jeopolitik konumunu, içinde barındırdığı canlı türlerini, yemek kültürünü, tarihini içermektedir. Özellikle modern dönemde kentlerin kimliğini etkileyen en önemli etmenler; sanayi, turizm, tarım ve hizmet sektörleri olmuştur. Tüm kentler bu unsurlar üzerinde inşa edilmekte ve kendisini de bu şekilde tanıtmaktadır. Kentlerin kimliklerinin oluşumu için bir süreç gerekmektedir. Tıpkı kentin kendisini oluşturması gibi kimliğini oluşturması için de zaman gerekir. Uzmanlar, kent kimliğinin oluşumunu tarihsel bir olgu olarak görmekte ve kent kimliğinin zaman içinde farklı katmanların uyumlu ve anlamlı bir bütün oluşturmasıyla gerçekleştiğini belirtmektedir. (İlhan Tekeli, 1991)
İZMİR KENT KİMLİĞİ
17. yüzyılın başında İzmir bilindiği üzere dünya ticaretinde önemli bir yere sahiptir. İzmir’in kent kimliğinin oluşmasının temelleri de bu dönemlerde atılmaya başlanmıştır. Zamanında İzmir limanı, demiryolları ile Anadolu’nun tarımsal üretim merkezlerine bağlanıyordu. Bununla beraber Avrupa ile yapılan ticaretler sayesinde Avrupa’nın sosyal ve ekonomik değerleri de yavaş yavaş İzmir’de hissedilmeye başlandı. Bununla beraber devam eden süreçte İzmir hem kültürel kimlik hem de etnik kimlik anlamında çeşitlilk içermeye başlarken, bu günümüzde hala hissedilen bir zenginliği de sağladı.
Günümüzde İzmir gibi tarihi ve kültürel birikimi ile ön plana çıkan kentler, kentli kimliğini taşıyan bireylerin oluşmasını sağlamaktadır. Artık yurttaşlık kimliği, kentlilik kimliliği ile eşit bir düzeye gelmektedir. İzmir’deki kentlilik bilinci; bireylerin yaşam alanlarını şekillendirmede etkin bir konuma gelmelerini saplar. Artık bu bireyler kent için bir şeyler yapmak için çabalamaktadır. Resmi örgütler, sivil toplum örgütleri gibi kent için çalışan topluluklarda bireyler etkin rol alarak, kentin daha iyi bir konuma gelmesini ve kendi kimliğini korumasını sağlar. Bu anlamda İzmir’de kentlilik kimliği ön plana çıkmaktadır. Bu çalışmalar sayesinde kentlerin kimlikleri ile kentte yaşayanların kimlikleri kentlerin yaşam kalitesini yükseltmektedir. Bu da çağdaş kentlerin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.