Havalar güzelleşmeye başladı. Normalde dışarıda olacağımız bu günleri maalesef evde geçirmeye devam ediyoruz. Olaya iyi yönünden bakacak olursak bu günleri kendimizi daha fazla geliştirmek için kullanabiliriz. Bugünkü yazımda sizlere yine birkaç kitap önerisinde bulunacağım. Umarım hoşunuza gider. Sevgiyle, evde kalın.
Mülksüzler / Ursula K. Le Guin: Mülksüzler, yazar tarafından 1974 yılında yazılmış bir bilimkurgu (Bana kalırsa politik bilim kurgu) romanıdır. Eser için “ütopya” nitelemesi yapılsa da aslında okuduğunuz zaman bunun ütopya ile alakası olmadığını rahatlıkla anlayabilirsiniz. Konu ‘Anarres’ ve ‘Urras’ adlı iki gezegende geçiyor. Anarres Odo’cu anarşistlerin, Urras ise kapitalist ve mülkiyetçilerin dünyası.
Fahrenheit 451 / Ray Bradbury: Ray Bradbury’nin 1953 yılında yayımlanan eseri Fahrenheit 451, distopik bir kurgusal düzlemde ilerliyor. Eserde teknolojinin gelişmesiyle birlikte toplumun gerileyen sanat ve düşünce dünyası ele alınıyor.
Semerkant / Amin Maalouf: Yazar kitabında tarihe damga vuran üç önemli şahıs ile 20. yüzyıl başlarında İran’da gerçekleşen modernleşme çabalarını bir araya getirmiştir. İran tarihine farklı bir pencereden tanıklık etmek isterseniz, bu eseri mutlaka okumalısınız.
Veronika Ölmek İstiyor / Paulo Coelho: Kitabın kahramanı olan Veronika’nın intihara teşebbüs etmesiyle başlıyoruz hikayeye. Hayatın rutinliğinden sıkılan Veronika’nın teşebbüsü başarısız olur ve kendisini bir akıl hastanesinde bulur.
Adınla Çağır Beni/Andre Aciman: Adınla Çağır Beni, bir gençle, ailesinin yazlığında kısa süreliğine kalmaya gelen bir konuğun arasında gelişen beklenmedik, bir o kadar da güçlü aşkın öyküsünü anlatıyor.
Tembellik Hakkı / Paul Lafargue: Paul Lafargue’ın zamana meydan okuyan manifesto niteliğindeki metni Tembellik Hakkı, kapitalizmin vahşi çalışma koşullarına olduğu kadar, çalışmaya övgüler düzen 20. yüzyılın Marksist klişelerine de erkenden savaş açmış bir eserdir.
Trainspotting / Irvine Welsh: Trainspotting, dibe vurmaktan gocunmayan insanların öyküsünü anlatıyor. Bu romanda hayal kırıklıkları var. Ve mutlu bir aile, iş ve sevilecek bir sevgili masallarına inanmayan insanlarla dolu. Onlar bu masallara inanmaktansa aç kalmayı tercih ediyor.
Karanlıktan Sonra / Haruki Murakami: Murakami’siz bir liste yapmak açıkçası hoşuma gitmiyor. Sahilde otururken kafanız rahat bir biçimde okuyabileceğiniz Karanlıktan Sonra, klasik bir Murakami romanı. Bütün bir geceyi dışarıda geçirmek zorunda olan bir genç kızla onun 2 aydır uyanmayan kız kardeşi. Karanlık yanını herkesten gizleyen bir erkek ve Yüzü Olmayan Adam. Karanlıktan Sonra, gece yaşamayı sevenlerin romanı olabilecek nitelikte.