Karantina sürecinde bol bol kitap okuduğunuzu var sayıyorum. Bu nedenle de normalde ayda bir yaptığım önerileri daha sık yapmaya başladım. Umarım beğenirsiniz.
Güneş Ülkesi / Tommaso Campanella: Güneş Ülkesi, ütopya örneklerinin en önemlilerindendir. Güneş Ülkesi, adaletsizliğin bilincinde olan, toprağından sürülmüş, zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmiş ve bunun acısını taşımış bir insanın, adil ve dayanışmacı, baskı ve sefaletten arınmış bir toplum düşünün somutlaştırıldığı bir ideal kent tasarımıdır.
Fakir Baykurt / Eşekli Kütüphaneci: Biyografik bir roman olan Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz adlı idealist bir adamı anlatıyor. Kitap aşkıyla yanıp tutuşan bu adam, her türlü zorluğa ve engellemelere rağmen insanlara okuma sevdasını aşılamak için çaba gösteriyor. Fakir Baykurt’un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
Babaya Mektup / Franz Kafka: Bu kitap, Kafka’nın sahibine hiç ulaşmamış bir mektubu aslında. Franz Kafka, 1919’da dinlenmek üzere gittiği Schelesen’de Praglı sekreter Julie Wohryzek ile tanışır ve nişanlanır. Babaya Mektup yazarın bu evlilik kararına karşı çıkan babasına olan duygu ve düşüncelerini dile getirirken, diğer yandan bize Kafka’nın yaşam öyküsünden ipuçları sunar.
Şeffaf / Stephen King: Bir yaz günü ormanda gezinen Bobbi Anderson daha önce defalarca geçtiği yerde bir şeye takılır. Onun ve tüm kasabanın kaderini değiştirecek bir şeye. İşte bu roman bundan sonra yaşanan doğaüstü olayları anlatıyor. Bin yıldır toprağın altında gömülü kalmış bu metal cisim kasabadaki herkesin bedenini, aklını ve ruhunu ele geçirmeye başlar.
Barbarları Beklerken / John Maxwell Coetzee : Coetzee, bu romanında hayali bir imparatorlukta geçen olayları anlatıyor. Geniş topraklara yayılmış bir imparatorluğun en ucundaki bölgede yaşayan Barbarlar, sözüm ona, ayaklanmak, imparatorluğu tehdit etmek üzeredirler. Onları bastırmak bahanesiyle merkezden gönderilen Albay ve emrindekiler, müthiş bir işkence ve kıyım başlatırlar. Bu olaylar, o bölgede görevli, yıllardır başkentin yüzünü görmemiş Sulh Yargıcının ağzından aktarılır. Barbarları Beklerken, ürkütücü bir zorbalığın öyküsünü dile getirmekle birlikte, öncelikle bir aşk, sevecenlik, bağışlama ve insancıl duygular romanı.
Beni Asla Bırakma / Kazuo Ishiguro: Bu romanda yine sağlık yönünden üst seviyede olan bir toplum anlatılıyor. Bu durumu sağlayan ise insanlardan kopyalanan klonların, insanların organ ihtiyacını karşılamak üzere adeta birer damızlık gibi yetiştirilmeleri. Bu insanların aileleri ve gelecekleri yok. Ne için yaşadıklarının bile farkında değiller. Zamanı geldiği zaman birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü organ bağışlarını yapmaktalar. Bir süre sonra da misyonlarını tamamlayarak, ölüyorlar.
Ölüm Oyunu / Koushun Takami: Bir adaya hapsedilmiş 21 kız ve 21 erkek öğrenci. Şiddet dolu, kâbus gibi bir oyun. Totaliter Büyük Doğu Asya Cumhuriyeti, halkı baskı altında tutmak için her sene acımasız bir askeri program düzenlemektedir. Bu doğrultuda ıssız bir adaya götürülen lise öğrencilerine rastgele silahlar verilmekte ve kuralları çiğnediklerinde patlayan tasmalarla, geriye tek kişi kalana kadar birbirleriyle mücadele etmeleri beklenmektedir.
Knulp / Hermann Hesse
Nobel Ödüllü Hermann Hesse’nin kitabı olan Knulp, göçebe olarak yaşayan bir adamı anlatıyor. Her ne kadar 104 sayfa da olsa aslında içerisinde birçok şey barındıran bu kitap, özgürlüğü ve sağlam bir karakteri en iyi biçimde bize sunuyor.
Günün Vegan Tarifi
Kahvaltılık
MALZEMELER
1 adet avokado
Pulbiber
Yarım limon suyu
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı ceviz (dövülmüş)
Tuz
Zeytinyağı
Öncelikle avokadoyu ikiye bölüp çekirdeğini çıkarıyoruz. Daha sonra kaşık yardımıyla avokadoyu kabuğundan ayırıyoruz. Daha sonra avokadoyu eziyoruz ve tuz, sarımsak, zeytinyağı, ceviz, pulbiber ve limonla karıştırıyoruz. Şimdiden afiyet olsun.