Bilinmeyen hastalık: Talasemi
İzmir Talasemi Derneğinden Mert Sertkayanın change.org üzerinden açtığı bir kampanya ile Talasemi hastalarının yaşadığı sıkıntılardan haberimiz oldu. Dernek olarak İzmire hastalık için bir merkez kurulmasını talep eden kampanyaya ise şimdilik yeterli imza gelmedi. Biz de Dernek Başkanı Mert Sertkaya ile bir söyleşi yaparak, hastalık için bir farkındalık yaratmak, imza kampanyasına da destek olmak istedik.
-Öncelikle Talasemi hastalığını bize biraz anlatabilir misiniz? Bu konuda insanlarda bilgi eksikliği var maalesef.
Talasemi, kuşaktan kuşağa aktarılan kalıtımsal bir kan hastalığıdır. Kansızlığın (anemi) oluşmasının nedeni; kanda bulunan alyuvarların (eritrositlerin) yapısını oluşturan hemoglobin maddesinin yapımının kusurlu olmasıdır. Bu hastalıkta kan hücreleri vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni dokulara taşıyamaz. Hemoglobinin yapımında yetersizlik ya da bozukluk oluşursa oksijen taşıma işini yeterince yapamaz ve doku organlarda oksijenin azalması sonucu solukluk, halsizlik, çabuk yorulma, çarpıntı, gelişme geriliği gibi şikayetler gelişir. Ülkemizde görülme oranı yüzde 3 olan talasemi; yapılan göçler, savaşlar ve bilinçsiz evlilikler sonucunda dünya ülkelerinde ve ülkemizde oldukça yaygınlaşmıştır.
-İzmirde bir Talasemi merkezi oluşturulmasını istiyorsunuz. Bu uygulama diğer şehirlerde mevcut mu? Bu merkezin size ne gibi yararları olacak?
Antalyada Talasemi merkezi var. O da bu hastalığın duayeni olan Prof.Dr Duran Canatanın çok uzun uğraşısı ve emekleri sayesindedir. Merkez kurulması biraz meşakkatli ve zahmetli bir olay. Yararı ise hastaya tanı koyan doktor ve personel tarafından hastanın izlenmesi ve olası bir aksilikte hemen müdahale edilmesidir. Hekim ve personellerin bu hastalık üzerine yeterince eğitim almış olması, olası zararların önceden fark edilip erken müdahalede bulunabilir olması ve hastalığa bağlı diğer bölümlerin de tek merkezde toplanması -örneğin: kardiyoloji, endokrin, radyoloji- önemlidir.
-Talasemi hastaları olarak ne zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Maalesef ülkemde kan bağışı istatistiklerine bakıldığında önümüze çok üzücü bir tablo geliyor. Bu istatistiki sonuçları Kızılaydan temin edebilirsiniz. Talasemi hastaları 21 günde bir kan transfüzyona ihtiyaç duyar. Bu istenen kan stoklarda yok ise götürülen donör sayesinde ulaşılabilir. İzmire bakıldığında özellikle kan dışında birçok sorun var. Bu sorunları da şu şekilde listeleyebilirim: Maddi güçlükler, doktor sıkıntısı (hematolog yetişmiyor), bina merkez sorunları, ilaç teçhizatı ve bunlara erişim, gerek doktorlar, hemşireler, halk, gerekse de hastalar ve aileler için eğitim, hastaların çalışma şartları, merkezlere, doktorlara, hastanelere ve ilaçlara ulaşım problemleri.
-Bu konuyla alakalı yetkililerle görüştünüz mü? Görüştüyseniz eğer size ne cevap verdiler? Destek olacaklarını söylediler mi?
Federasyon yönetim kurulundayım aynı zamanda sağlık bakanı ve diğer yetkili kişilerle görüşmelerimiz oldu. Ama değişen bir şey olmadı. İzmir yine biraz şanslı fakat İç Anadolu ve Doğu Bölgesi Suriyeli kişilerin de göç etmesi ile daha büyük sıkıntılar yaşıyor.
İzmir Talasemi Derneğinin yönetim kurulu tamamen Talasemi hastaları tarafından oluşuyor. Derneğin genel sekreterliğini Bülent Korkmaz, başkan yardımcılığını Erdem Esmer, saymanlığını Eray Avara, başkanlığını ise Mert Serkaya üstlenirken, Mehmet Erdem de yönetim kurulu üyeliğinde bulunuyor. Talasemi hastalarının en temel sorunu kan bulmakken bunun yanı sıra, doktorların bilgisizliği problemliyle de çok sık karşılaşıyorlar. Sizler de bu sıkıntıları atlatmalarına yardımcı, kampanyaya destek olmak için change.org üzerinden İZMİR İÇİN TALASEMİ MERKEZİ başlığına imza atabilirsiniz.
Günün Atasözü
El için kuyu kazan, evvela kendi düşer: Başkasına zarar vermek için bir tuzak hazırlayan bu tuzağa önce kendisi düşer.
Ne Nedir?
Alienation (Yabancılaşma): İnsanın çevresinden, işinden, emeğinin ürününden ya da benliğinden uzaklaşma ya da ayrılma duygusunu dile getiren kavram. Çağdaş yaşamın çözümlenmesinde çok kullanılan bu kavram değişik anlamlara gelir.
Günün Haberi
Daha az tüketerek yaşamak: Freeganizm
Freeganizm, atılan her türlü gıdaların geri dönüşümünün yapıldığı, israfa-tüketime karşı duran bir akımdır. Freeganizm, İngilizce karşılığı bedava anlamına gelen free ve hayvansal herhangi bir ürünü tüketmeye karşı olmak anlamına gelen vegan sözcüklerinin birleşiminden türemiştir. Freeganizm akımının üyeleri kendilerini Freegan olarak tanımlamaktadırlar. Freeganlar kapitalizmin her şeyi alınır satılır eşyalara dönüştürdüğünü, doğal olan karşılıklı ihtiyaç duyma düzenini ortadan kaldırdığını ve bunun kaynakların israfına yol açtığını savunurlar.
Freeganizmi Türkiyede temsil eden Bisikletli Sahaf topluluğu, çeşitli sosyal sorumluluk projelerine imza atarak, insanları israf konusunda bilinçlendirip aynı zamanda çocuklar için de faydalı etkinlikler düzenliyor. Ekolojik Kütüphane adı altında birçok ilkokula kütüphane kurulmasına vesile olan topluluk, Ekolojik Kütüphaneyi ise şu şekilde anlatıyor: Ekolojik bir girişim olan Bisikletli Sahaf yüzlerce insana ulaşarak pek çok konuda farkındalık yaratmayı başarmıştır. Düşündük taşındık Bisikletle yaptığımız sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha eklemeye karar verdik. Projemiz kitaba ihtiyacı olan okullarda bağış yapılan kitaplarla bir kütüphane oluşturmayı amaçlamaktadır. Okullarda kuracağımız kütüphanelere Ekolojik Kütüphane ismini vereceğiz. Çünkü kitaplar okullara bisikletle taşınacak ve bu şekilde gürültü yapmadan, fosil yakıt harcamadan, doğaya zarar vermeden öğrencilere kitaplar ulaştırılacaktır. Kütüphanelerin kurulmasının ardından öğrencilere Bisikletli Sahafın amacı ve Ekolojik Kütüphanenin anlamı üzerine bir sunum yapılacaktır.
Eğer sizlerin de çevresinde kitaba ihtiyacı olan okullar varsa Facebook üzerinden Ekolojik Kütüphane sayfasına ulaşıp, bu okullar konusunda topluluğu bilgilendirebilirsiniz.
Ne İzleyelim
Ben Feuerbach, Ortak Sahne organizasyonu ile bugün saat 20.00da Narlıdere AKMde sahnelenecek. Başrolünü Kağan Ulucanın üstlendiği oyunda Feuerbach, bir rol için denenmek üzere bir tiyatroya geliyor. Fakat onu değerlendirecek olan yönetmenin henüz gelmediğini öğreniyor, şimdi onu beklemek zorunda hem de kimse onu buna zorlamamışken hem de sizlerle birlikte.
Yazan: Tankred Dorst, Çeviren: Sema Engin Edinsel, Yöneten: Derya Efe, Dramaturgi: Nazlı Doğan, Oyuncular: Kağan Uluca, Aytunga Atatoprak, Nilay Gök, Sahne tasarım: Polat Canpolat, Müzik: Utku Güçoğlu, Işık Tasarım: Halil Dönmez, Asistan: Görkem Kara, Afiş Tasarım: Alpgiray Kelem, Organizasyon: Ortak Sahne
Günün Etkinliği
İzmirde bir grup bilim sever, gerçek bilim ve sahte bilim arasındaki farkı, Alsancak Tiryaki Kafede düzenleyecekleri bir etkinlikle anlatacaklar. Bugün saat 18.00da başlayacak olan seminere bütün İzmirliler davet edildi.
Tarihte Bugün
1943- Yoksullara ucuz ekmek verilmesine ilişkin kararname yayımlandı.
1945- Büyük İskenderun Limanı hizmete açıldı.
1946- Celal Bayar Demokrat Parti ( DP) Genel Başkanı oldu.
1977- Cumhuriyet Halk Partisi lideri Bülent Ecevit, milletvekillerine yapılan zamlara tepki gösterdi; maaş zammını kabul etmeyeceğini açıkladı.
1982- Yılmaz Güney komünizm propagandası yapmaktan gıyabında 7,5 yıla mahkum edildi.
Günün Fotoğrafı: Adrian McDonald