Kitap okuyana çay bedava!
Aydının Söke İlçesine bağlı Ağaçlı Mahallesinde bir kahvehane işleten Haluk Yalçınöz, insanları kitap okumaya teşvik etmek için bir kampanya başlattı. Kitap okuyan müşterilerden çay parası almayan Yalçınözün hedefi kitaplığını büyüterek, kıraathane kültürünü yeniden canlandırmak. Maalesef günümüzde insanlar eskisi kadar kitap okumuyor. Konumuz gereği Kıraathanelerin artık birer kahvehaneye dönüşmesini de bu duruma örnek olarak gösterebiliriz. Yoldan geçen herhangi birine Kıraathanenin ne olduğunu sorsak, cevap olarak erkeklerin akşamları oyun oynamak için gittiği yer der. Genellikle köy yerleri ve küçük kasabalarda kıraathaneler; insanların toplanma yeri, birbirleri ile sohbet ettikleri, tarla ya da çiftliklerinden çalışma bitiminde dönüp uğradıkları, oyun oynadıkları, yorgunluğunu atmak için cay içtikleri yerdir. Fakat TDKya baktığımız zaman ise kıraathane için şöyle bir tanıma ulaşırız: Müşterilerinin okumaları için gazete, dergi ve kitap bulunduran geniş, temiz ve iyi döşenmiş kahvehane. İşte Haluk Yalçınöz de bu tanıma uygun bir işletme oluşturmaya çalışıyor. Ben de bu güzel konuyu duyar duymaz kendisiyle bir söyleşi gerçekleştirdim.
-Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Bu kütüphaneyi oluşturma fikri nereden çıktı?
Söke İlçesine bağlı Ağaçlı Köyünde yaşıyorum. Kahvehanemizde burada. Köyümüz sahile 4 km uzaklıkta çok şirin bir köy. Sahil yolu köyümüzden geçtiği için özellikle yaz aylarında, köyümüz çok hareketlidir. Çok sayıda misafirimizi ağırlıyoruz. Tabii işlettiğim kahvehanede köyde tek olduğu için, tüm misafirler mutlaka işletmemize uğrarlar. Deniz manzaralı yeşilliğin içinde şirin bir yer düşünün.
Ben bu köyde büyüdüm. Lise eğitimimi Sökede tamamladım. 3 yıl önce kahvehaneyi devraldım
Ve köklü değişiklikler yaptım. Kadınların da rahatça gelebilmeleri için değişiklikler yaptım. Biliyorsunuz kıraathanenin kelime manası kitap okuma evidir. Ama kahvehaneler bunu asla yansıtmıyor günümüzde. Kahvehaneyi devralır almaz küçük bir kitaplık yaptım ve evdeki az sayıda kitaplarımı buraya getirdim. Kitaplığımızı gören misafirlerimiz de her tarzdan kitap hediye etmeye başladı ve kitaplığımız büyüdü.
-Ne tarz kitaplar var kütüphanede? Kitaplara ilgi ne durumda?
Her tarzdan kitap mevcut. Hiçbir ayrım yapmıyorum, dindar kesimin kitabını da kabul ediyorum, inançsız birinin getirdiği kitabı da. Her ne kadar okuyan olsa da istediğim ilgiyi göremedim. Bir kişi eline kitap alıp da okuduğunda duyduğum mutluluğu anlatamam. Özellikle genç kesimin Kitaplığımın yanına okuma köşesi yaptım, daha rahat okuyabilsinler diye. Ama yine istediğim gibi olmuyordu. Kahvehanelerin sembolü çaydır biliyorsunuz. Kahvehane deyince akla ilk gelen çay olur her zaman. Kitap okurken de çay içmek acayip bir keyif verir insana. Kitap okuyandan çay parası da almamaya karar verdim. Kitap okuyana da çay benim ikramım olsun dedim. Ve kitaplığımın üzerine büyük bir yazıyla bunu belirttim: KİTAP OKUYANA ÇAY İKRAMDIR şeklinde.
-Durumu sosyal medyadan da duyurmuşsunuz. Bundan sonrası için ne yapmayı planlıyorsunuz?
Sosyal paylaşım sitelerinden arkadaşlarım paylaşınca projemiz duyuldu baya. Söke Belediye Başkanımız da kitaplarla geldi. Kitap bağışında bulundu. Mesela bugün bir tanıdığımın nikah şahitliğini yaptım. Ve nikahı kıyan memur beni tanıdı. Üç adet kitap getirip hediye etti. Bir kahvehaneci arkadaş Kuşadasından beni aradı. O da böyle bir uygulama yapmak istediğinden bahsetti. Kahvehaneler aslında büyük kitlelere hitap eden yerler. Mesela 100 kişiyi bir araya toplamak her gün zordur. Ama kahvehanelerde çok kolay. Gecen yıl da kahvehanemde, gitar ve bağlama kursları verdim. Birçok kişinin müziğe bakışı değişti. Bu yıl da satranç kursu düzenleyeceğim. Amacım kahvehaneleri boş vakit geçirilen yerler değil de, aynı zamanda öğretici yerler haline getirebilmek.
Haluk Yalçınözün kitaplığına bağış yapmak isteyenler için adres: Söke Ağaçlı Mahallesi (Köyü) No: 139 /Aydın
Günün Atasözü
El vergisi, gönül sevgisi: Birine verilen armağan, alanın gönlünde armağanı verene karşı bir sevgi uyandırır.
Ne Nedir?
Altbilinç: Bilinç süreçlerini etkileyen bilinçdışı ruhsal süreçler... Dilimizde daha çok bilinçaltı deyimiyle dile getirilmektedir.
Günün Haberi
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Ege İletişim Çalışmaları Topluluğu tarafından düzenlenen, İnsan Haklarına Adanan Hayatlar Film Haftası başlıyor. 11-14 Ocak 2016 tarihleri arasında yayınlanacak filmler, her gün İletişim Fakültesi Konferans Salonunda saat 16.30da başlayacak. Film gösterimlerinin ardından, 15 Ocak Cuma günü saat 14.00'da Gazeteci-Yazar Ümit Kıvanç ile Hrant Dink cinayeti dolayısıyla, Biz Adalet diye bir şey istiyor muyuz? başlıklı söyleşi düzenlenecek.
FİLMLER:
11 Ocak 2016 Pazartesi: Z (1969), Yönetmen: Costa-Gravas. Yves Montard, liberal ve bolca düşmana sahip bir politikacıdır. Bir gün devletin sağ cenahı tarafından düzenlenen bir suikastın neticesinde öldürülür. Devletin yeni görevi, bu korkunç cinayeti saklayıp zamanı gelince tümden örtbas etmektir. Formalite gereği açılan davaya atanan savcı, olayı inceledikçe bunun sıradan bir dava olmadığını fark eder.
12 Ocak 2016 Salı: Arnas Children (2004), Yönetmen: Juliano Mer-Khamis. Belgesel, Siyonist bir aileden gelen Arna Mer-Khamis tarafından kurulan tiyatro grubunun öyküsünü anlatıyor.
13 Ocak 2016 Çarşamba: A Dry White Season (1989), Yönetmen: Euzhan Palcy. Siyah beyaz ayrımının büyük olaylara yol açtığı Güney Afrikada geçen film, öğretmenlik yapan Ben Du Toitin evindeki bahçıvanın oğlunun polis tarafından tutuklanıp dövülmesiyle başlıyor.
14 Ocak 2016 Perşembe: Hrant Dink: Heart Of Two Nations (2007), Yönetmen: Nouritza Matossian. Ermeni gazeteci, yazar Matossianın Hrant Dinkle çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiği görüşmelerin kayıtlarından oluşan bir belgesel.
Günün Kampanyası:
9 Eylül Üniversitesi Onkoloji Bölümünde lösemi tedavisine başlanan Ada Bebek için bir kermes düzenleniyor. Bugün saat 13.00da başlayacak kermes Alsancak Minikoloji Anaokulunda gerçekleştirilecek. Anaokulundan düzenlenecek yardım kampanyası için şöyle bir açıklama yapıldı: Kermesimiz için büyük bir katılım bekliyoruz...İlginiz ve desteğiniz için çok teşekkürler.. Kermeste satılmak üzere yetişkin, çocuk ya da bebek kıyafetleri, ev ürünleri, aksesuar, takı, oyuncak, kitap gibi ürünleri bize bağışlamak isteyen İzmirde ya da İzmir dışında yaşayan dostlarımız zamanımız azalıyor, desteğinizi esirgemeyin lütfen.
Adres: 1405 Sokak No:17 (TRT binasının karşı sokağı) İzmir/Konak/Alsancak
Ne İzleyelim?
MAZLUMDER İzmir Şubesi bugün saat 17.00da film gösterimi düzenleyecek. Şube binasında gerçekleştirilecek gösterimde Küçük Kara Balıklar filmi yayınlanacak. Drama İstanbul Film Atölyesi tarafından çekilen ikinci uzun metraj film olan Küçük Kara Balıklar, Türkiye'de yaşayan Kürt toplumunun çocuklarına kamerasını çeviren bir yapım. Güneydoğudaki Kürt çocuklarını merkeze alan film, ülke topraklarında yaşayan ve farklı din/mezhep/ırklara mensup bireylerin farklılıklarını tanımayı ve anlatmayı amaçlıyor.
Tarihte Bugün
1853- Osmanlı devleti için hasta adam tabiri ilk kez Rus Çarı I. Nikola tarafından kullanıldı.
1937- Josef Stalinin sürgüne gönderdiği Lev Troçki Meksikaya gitti.
1942- Türk Tarih Kurumu Ziya Gökalpin bütün eserlerinin yayımlanmasına, Türk Dil Kurumu da yeni bir Kuran çevirisine karar verdi.
1991- Toplu taşım araçlarında sigara içilmesi ve tütün mamullerinin reklamının yapılması yasaklandı.
Günün Fotoğrafı: Cédric Houin Butterfly