Yeni trend: Raw food
Son zamanların beslenme trendi raw food hakkında birçok merak edilen konu var. Bugünkü köşemde size bu beslenme çeşidini anlatacağım.
RAW FOOD NEDİR?
İlk insanların ateşi bulmadan önce uyguladıkları beslenme biçimi olan raw food, bu sebepten ötürü öze dönüş olarak da değerlendirilir. Bu beslenme biçiminde, çiğ sebze, meyve, kuruyemişler ve yağlı tohumların tüketilmesi esastır. Besinlerin pişirilmesiyle enzim aktivitelerinin öldüğüne inanılan bu felsefede, pişen besinlerin hem sindirimde hem de kullanımda elde edilecek faydaları yok ettiği düşünülür. Ayrıca raw food beslenmede et tüketmek yoktur. İnsanın kendini yeniden tanıyarak, vücudunu kötü şeylerden arındırması olarak da düşünülen Raw Foodun insan vücuduna birçok faydası olduğu kabul edilir.
BESİNLERİ NEDEN ÇİĞ OLARAK TÜKETMELİYİZ?
45 derece ve üzerindeki ısıl işlemlerin yiyeceğe birçok olumsuz etkisi vardır. Bu sıcaklık yiyeceğin yapısında olan ve sindirimine yardımcı olan enzimleri de maalesef yok ediyor. Bu yüzden vücudumuz bu enzimleri üretmek için çalışarak, kendisini ekstra yoruyor. Ayrıca vücut tarafından oluşturulan enzimler yiyeceğin yapısından alacağımız enzimler kadar etkili olmadığından, sindirim problemi, yetersiz beslenme, erken yaşlanma ya da kilo alımı gibi sorunlar da ortaya çıkmaya başlıyor. Isıl işlem uygulanması, yiyecekte sadece enzim kaybına yol açmıyor; bununla birlikte yiyecekler, pek çok vitamini de kaybediyor. Artı, ısıl işlem uygulanan gıdalardaki minerallerin, vücut tarafından emilimi daha zor olduğundan bu minerallerden de daha az yararlanılıyor.
YARARLARI NEDİR?
Yapılan araştırmalara göre çiğ beslenme ile vücuda daha fazla enerji topluyor, uyku kalitemizi artırıyor, bağışıklık sistemimiz güçleniyor ve kilo kaybımıza yardımcı oluyor. Hafızayı kuvvetlendirdiği, güzel bir cilt sağladığı, kısırlık tedavisinde etkili olabileceği ise; çiğ beslenme üzerine söylenen diğer yararlardan birkaçı.
HANGİ BESİNLERİ TÜKETMELİYİZ?
Çiğ beslenmede, yediklerimizin çoğunun meyve, kuru yemiş, sebze, filiz ve yağlı tohumlardan oluşması öneriliyor.
Araştırmalar sonucu mutfakta mutlaka bulundurmamız gereken yiyecekler ise şu şekilde listelenmiş; Elma, armut, şeftali, ananas, üzüm, avokado, dut, böğürtlen, çilek, yabanmersini, limon, mantar, kırmızılahana, yapraklı yeşil sebzeler, salatalık, biber çeşitleri, kereviz sapı, brokoli, buğday çimi, nohut, kinoa, bulgur, ceviz, badem, fındık, kabak çekirdeği (kavrulmamış), badem sütü, susam yağı, keten tohumu, kök zencefil, doğal baharatlar.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda, çiğ besinler ile daha yüksek vitamin ve mineral alabilir, vücudumuzu enzim üretmek için yormadan, daha enerjik bir yaşamı sağlayabiliriz.
Sağlıklı kalın
Günün Haberi
Güvencesiz Hayatlar
Ankara Sinema Derneğinin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 21inci yolculuğuna hazırlanıyor. 27 Kasım10 Aralık 2015 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak festival, her yıl olduğu gibi Ankaradan yola çıkacak. 27 Kasım3 Aralıkta başkentteki gösterimlerinin ardından, 4-7 Aralık tarihleri arasında Bursaya konuk olacak. Gezici Festival yolculuğunu, 910 Aralıkta Kastamonuda tamamlayacak.
21inci kez yollara düşmeye hazırlanan Gezici Festivalin bu yılki teması Güvencesiz Hayatlar. Sürekli ekonomik kriz tehdidi altındaki günümüz toplumlarında iş güvencesi de ortadan kalkmış durumda. Ekonomik istikrarsızlık ve iş güvencesizliği; vasıfsız işçilerden akademisyenlere, göçmenlerden üst düzey yöneticilere, toplumun hemen hemen her kesimini etkiliyor. Gezici Festival de bu yıl, güvencesiz hayat koşullarına odaklanan filmlere özel bir bölüm ayırıyor. Seçkide yer alan filmler, daha iyi bir yaşam umudunun ortadan kalktığı bir dünyada insanlık durumuna odaklanarak, güvencesiz ve istikrarsız koşullar altında toplumsal statülerini yitiren ya da mevcut duruma uyum sağlamaya çalışan bireyleri mercek altına alıyor.
Cannes Film Festivalinde başrol oyuncusu Vincent Lindona En İyi Oyuncu ödülü kazandıran, Stéphane Brizé imzalı İnsanın Değeri (The Measure of a Man), güvencesiz çalışma koşullarında birbirlerinin kurdu olmaya zorlanan insanların hikâyesi. Güçlü bir kapitalizm eleştirisi yapan bu sosyal gerçekçi filmde, uzun süredir işsiz bir adamın yeni girdiği işinde karşısına çıkan ve kendisini zor kararlar vermek durumunda bırakan sistemin çirkin yüzü perdeye yansıyor.
Dünyadaki ilk gösterimini Berlin Film Festivalinde yapan Emine Emel Balcının ilk uzun metrajlı filmi Nefesim Kesilene Kadar, benzer sorunlara bu kez Türkiyede genç bir kadının perspektifinden bakıyor. Canını dişine takarak çalışıp içinde bulunduğu girdaptan çıkmaya çalışan genç tekstil atölyesi işçisi Serapın öyküsü, Türkiyede çalışma yaşamında ayakta kalmaya çalışan pek çok işçinin de hikâyesi aynı zamanda. Filmin başrol oyuncusu Esme Madranın performansı ise ayrıca görülmeye değer. (Gaia Dergi)
Günün Fotoğrafı
Sibirya kurtlarının ölümden kurtardığı kedi, onların en iyi arkadaşı oldu.
Tarihte Bugün
1854-Mülkiye Mektebi açıldı.
1920- Osmanlı Meclis-i Mebusanının gayri resmi oturumunda Misak-ı Milli (Ulusal And) oybirliği ile kabul edildi.
1921-Albert Einstein evrenin ölçülebileceğini öne sürdü. Bilim dünyasında bir tartışma başlattı.
1939- İstanbul Tramvay Şirketi 1.570.000 liraya devletçe satın alındı.
2004-Türk Lirası'ndan altı sıfır atılmasını ve para biriminin Yeni Türk Lirası olmasını öngören yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Günün Etkinliği
Her ay geleneksel olarak düzenlenen ve koordinatörlüğünü Prof.Dr. Erkan Sevinçin yaptığı İzmir Buluşmalarına bu ay ünlü oyuncu Gupse Özay konuk olacak. Türk Sineması'nda komedi konsepti ile gerçekleştirilecek etkinlik bugün saat 18.00da Alsancak Filika Kafede gerçekleştirilecek.
Ne Nedir?
Güçler Ayrılığı İlkesi: Demokrasilerde, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması amacı ile yasam, yürütme, yargı güçleri ayrı organlarca kullanılır. Demokrasilerde yasama gücünü parlamento, yürütme gücünü hükümet, yargı gücünü bağımsız mahkemeler kullanır. Bu güçler arasındaki ilişkilerin sınırları yasalarca belirlenmiş ve özellikle yasam ve yürütmenin (parlamento ve hükümetin) yargıya müdahalesi olabildiğince azalmıştır.
Günün Atasözü:
Geç olsun da güç olmasın: Her hususta acele davranmak zarara yol açar. Her iş kıvamında yapılmalıdır. Acele işlerde çok engeller çıkar bir işin geç olması zor olmasından iyidir.