Mülteci çocuklar
Avrupa Birliğinde güvenlikten sorumlu Europol örgütü, Avrupada 10 bin mülteci çocuğun kaybolduğunu açıkladı. The Guardianda yer alan habere göre Europol, Avrupaya ulaşmalarının ardından 10 bin çocuğun kaybolduğunu, bu çocukların da suç şebekelerinin eline düşmelerinden endişe edildiğini bildirdi.
Açıklamayı Observer gazetesine yapan Europol Genel Müdürü Brian Donald, sadece 5 bin çocuğun İtalyada, bin çocuğun da İsveçte kaybolduğunu açıkladı. Donald ayrıca, Avrupada insan ticareti yaptığı bilinen çetelerin artık göçmenleri hedef aldığını söyledi.
NELER YAŞIYORLAR?
Suriyede yaşanan iç savaş sonucunda diğer ülkelere kaçan Suriyeliler, buralarda da birçok zorlukla karşılaşıyor. Özellikle mülteci çocuklar, Avrupada yaşandığı gibi insan ticareti yapan çetelerin eline düşebiliyor.
Bunun yanı sıra henüz en güzel yıllarında memleketlerinden koparılan bu çocuklar, geldikleri ülkelerde uyum sorunu yaşayarak, açlık ve sefaletle de mücadele ediyor. Mülteciliğin özellikle çocuklarda yol açtığı sonuçlar son derece ciddi. Alıştıkları düzenin bozulması sonucunda ebeveynlerinde gördükleri sıkıntı ve tedirginlikler çocukların normal gelişimini de kesintiye uğratıyor. Ebeveynleri ile beraber kaçma imkanı bulan çocuklar yine şanslı sayılabilir. Çünkü kaçış sırasında annesinden, babasından yahut hem annesinden hem de babasından ayrılmak zorunda kalan çocuklar da var. Bu çocuklar rol modellerini kaybediyor, hayatlarının en zor döneminde kendilerine rehber ve sığınacak bir kucak olacak kişilerden uzaklaşarak, duygusal gelişimlerinde problemler yaşıyor.
NELER YAPILABİLİR?
Peki mülteci çocukların yaşadıkları bu zorlukları kolayca atlatması için neler yapılabilir?
-Yolda ailelerinden ayrılmış çocukların, aileleri bir an önce tespit edilip bir araya getirilmelidir.
-Sığınma sürecinin her aşamasında, çocuklara ve ailelerine çocuk haklarını gözeten mesleki destek ve danışmanlık hizmetleri sağlanmalıdır.
-Çocuk koruma sistemi, hizmet ve kapasitelerine yeterli finansal yatırım yapılmalıdır.
- Özellikle insan ticareti yapanların tehditlerinin ve diğer risklerin azaltılmasına yönelik çabalar sürdürülmelidir. Yanlarında kimsesi bulunmayan çocuklar olmak üzere tüm çocuklar yolculukları boyunca ve vardıkları ülkelerde sömürüye, şiddete ve istismara açıktır.
-Kabul tesisleri mutlaka çocuk odaklı tasarlanmalıdır. Buralarda, yolculukları sırasında yaşadıkları travmanın giderilmesine yönelik sağlık hizmetleri, öğrenme ve oyun oynama imkanları, destek ve danışmanlık sağlanmalıdır.
Tüm bunların yanı sıra ülkemize gelen tüm mültecileri kardeşimiz gibi kabul etmeliyiz. Hiçbirini ötekileştirmemeli, kötü davranmamalıyız. Çünkü bu dünyada her an her şey olabilir, bizlerin mülteci olmayacağının da garantisini kimse veremez. Birazcık empati ile, dünyayı mülteciler için daha yaşanabilir bir yer haline getirebiliriz.
Vicdanlı kalın
Ayın Etkinliği
Yeryüzü Okulu Seferihisarda
Dünyanın tüm coğrafyalarına doğru yola çıkılan Yeryüzü Okulunda, birlikte nefes aldığımız milyarlarca canlıyı tanımak ve onlarla yeniden tek vücut olabilmek için karşınıza bir fırsat sunuluyor. 19-20-21 Şubat tarihlerinde ücretsiz olarak verilecek bu kursta sadece günlük yemek ve malzeme ihtiyaçlarınızı ödeyeceksiniz.
DOĞA OKULUNUN HİKAYESİ
Seferihisar Doğa Okulu pek çok farklı insanın ortaya koyduğu bir imece. Doğa Derneği, Seferihisar Belediyesi, Orhanlı Köyü Derneği gibi kurumlar, Orhanlı ve Seferihisar halkı, Anadolunun farklı yerlerinde doğayla bir arada yaşayan Alakır Nehri Kardeşliği gibi topluluklar, pek çok sanatçı, araştırmacı, düşünür ve gönüllü Seferihisar Doğa Okulunun gövdesini oluşturdu.
Doğa Derneğinin 2006 yılından beri hayalini kurduğu bu proje, Citta Slow hareketini başlatması nedeniyle Seferihisarda gerçekleşti. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, değer verdiği bu çalışmanın hayata gelmesi için büyük destek verdi. Doğa Derneği, Seferihisar Belediyesi, Orhanlı Köyü Derneği ve Alakır Nehri Kardeşliği ekipleri ile çok sayıda düşünür, araştırmacı ve gönüllü okulun araştırma, öğrenme ve üretim süreçlerini geliştirmek için el birliğiyle çalışıyor. Okul 2014 Şubat ayında faaliyete geçti.
Günün Haberi
İngilterede bir ilk
Biyoetik alanında yıllardır ciddi tartışmalara sebep olan insan embriyosu genetik modifikasyonu, araştırma amaçlı olarak Birleşik Krallıkta uygulanmaya başlanılacak. Araştırmalarda embriyonun hayati önem taşıyan genleri incelenerek düşük olaylarının nasıl gerçekleştiğine ve kısırlığa ışık tutmak amaçlanıyor.
Daha önce benzer bir araştırmanın adımları Çinde atılmıştı; fakat etik izinleri alınmamıştı. Londrada bulunan Francis Crick Enstitüsü (Francis Crick Institute) araştırmayı yapabilmek için İnsan Döllenmesi ve Embriyoloji Kurumu (HFEA)nun onayını almayı başardı ve bu dünyada bir ilk oldu. Deneylerin bir kaç ay içerisinde başlaması öngörülüyor. Yapılacak araştırmalar döllenme sonrası ilk yedi günlük embriyoda gerçekleştirilecek. Beşinci günün sonunda hücre bölünerek 200-300 hücrelik ve blastokist adı verilen yapıya dönüşür. Yani bizim henüz toplu iğne başı kadar olduğumuz ve hücrelerimizin hangi görevi üstleneceğinin yeni yeni belirlenmeye başladığı yapıya. Araştırmanın gerçekleştirileceği embriyolar ise kendi isteğiyle bağışta bulunan insanlardan elde edilecek. (Gaia Dergi)
Günün Tasarımı
Bal peteğinde uyumak
Belçikalı tasarım firmaları Compaan ve Labeur, kamp yerleri için standart bir çadırın ötesine geçebilecek bir ürüne imza attı. Çadırda konaklama fikrini sevmediği için festivallerden kaçınan insanlar düşünülerek tasarlanan bu ürün, alternatif bir çadır deneyimi sunuyor.
Tarihte Bugün
1783- Amerikan İç Savaşı: İspanya ABDyi resmen tanıdı.
1815- İlk peynir fabrikası İsviçre'de kuruldu.
1928- Hutbe, İstanbulda Türkçe okunmaya başlandı.
1933- Ankara-İstanbul arasında ilk deneme uçuşu yapıldı.
Ne Nedir?
Homeostasis (Dengeleme): Organizmanın iç dengesini kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir. Bir başka deyişle, yetersiz ya da aşırı uyarılma durumlarında organizmanın çevreye uyum gücünü kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir.
Günün Fotoğrafı
Arkadaşlık