Katliamlara ses çıkar!
Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde, Azerbaycan Cumhuriyetinin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşayan Azeri siviller, Ermenistana bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde katledilmişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ'ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiş, Azerbaycan Cumhuriyetinin resmi açıklamasına göre saldırıda 106sı kadın, 83ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını kaybetmişti.
Ermeni gazeteci Daud Kheriyan, For the sake of cross isimli kitabında katliamla alakalı şöyle bir olay anlatılıyor: Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli ermeni grup, Hocalının 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşaya döndüm. Onlar Haçın hatırı için savaşa devam ettiler.
Bu küçük anekdot olayın vahametini gözler önüne seriyor
1915 yılında Ermenilerin ölümüne, perişan olmalarına yol açan tehcir sebebiyle hep geçmişinizle yüzleşin ifadeleri ile karşılaştık Fakat hiçbir batılı ülke, tehcir olayına hassas olduğu kadar Hocalı Katliamına hassas olmadı. Peki burada fark nerede? Neden sadece bir ülkenin insanları için sloganlar atılıyor, kapsamlı çalışmalar yapılıyor da diğer ülkenin yaşadığı acılar görmezden geliniyor?
Tabi ki katliamlar, insanlık suçları ve nefret suçları mukayese edilemez. Gücün etrafında toplanan insanlar maalesef sistem ne derse onu yapmaya itiliyor, bunun sonucunda da hep masumlar ölüyor. 1915 yılında ne yaşandıysa, 1992de de aynı acılar yaşandı. Aynı insanlar öldü, aynı çocuklar öksüz kaldı. Irkçılık hep aynı ırkçılık, öldürülen hep aynı insan Katliamın bizdeni, ondanı olmaz! Katliam katliamdır. Kurbanlar ise hep masum, hep güçsüz insanlardır.
Bir katliama ses çıkarıp, diğerine ses çıkarmamak da maalesef batılı devletlerin her zaman yaptığı ikiyüzlülüğe örnektir. Kaldı ki birçok ülkedeki katliamlarda da hep batılı ülkelerin parmağı oldu!
Dolabınızda Kalmasın!
CHP Konak İlçe Gençlik Kolları, #DolabınızdaKalmasın #HayatPaylaşıncaGüzel kampanyası ile topladığı kıyafetlerin dağıtımına başladı.
#DolabınızdaKalmasın, #HayatPaylaşıncaGüzel kampanyası kapsamında CHP Konak İlçe Gençlik Kolları, geçtiğimiz gün Odunkapı ve Mecidiye mahallelerinde ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarla bir araya geldi. Gençlik Kolları, Amacımız olabildiğince ihtiyaç sahiplerine elimizi uzatabilmektir. Bu süreçte bize destek olan, katkı koyanlara; Odunkapı mahalle muhtarımız Recep Topal ve Mecidiye mahalle muhtarımız Yelda Atilla'ya teşekkür ederiz. Dağıtımlarımız diğer mahallelerimizde sürecektir ifadelerini kullandı.
Günün Meyvesi
Red Dacca
Red Dacca ismi ile anılan kırmızı ceketli muzlar Güney Amerika ve Asyada yetiştirilen ve severek tüketilen bir tür.
Türkiyede geniş üretim alanına sahip olmayan kırmızı muz, meraklılarınca hobi amaçlı yetiştiriciliği yapılıyor. Bu muz türünü diğerlerinden ayıran tek özelliği kırmızı kabuğu değil. Meyve ayrıca ahududuyu anımsatan bir tada sahip ve aşina olduğumuz muzlara göre de daha yumuşak bir dokusu var. Kırmızı muz aynı zamanda şeker oranının düşük olmasından dolayı daha sağlıklı olarak kabul ediliyor.
Ne Nedir?
Mekanik Zeka: Araç, gereç ve makineleri yapıp kullanmada kendini gösterir. Çocukluk yıllarında kendini gösteren bu zeka, bozulan bir oyuncağı tamir ederken, yap-boz türü oyuncaklarla uğraşırken yoğun biçimde kullanılır.
Günün Haberi
Fransanın Grenoble şehrinde, kamusal alanlarda insanların hikaye okuyarak vakit geçirebilmesi için, şehrin farklı noktalarına kısa hikaye dağıtma makineleri yerleştirildi.
Teknoloji gerçekten hayatlarımızı istila etmiş durumda. Tabletlerden akıllı telefonlara, neredeyse ekransız olarak geçirdiğimiz bir zamandan söz edebilmek mümkün değil. Seyahat ederken, yemek yerken ve halka açık yerlerde beklerken akıllı telefonlar bakışlarımızı asla rahat bırakmıyor. Ancak Fransadaki şehir bu durumu değiştirmek istiyor.
Kamusal alanlarda beklerken genelde yapacak bir şey bulamayız ve akıllı telefonlar, e-kitaplar ya da tabletler imdadımıza yetişir. Fransız Alplerinin merkezinde yer alan Grenoble adlı şehirde ise, gelip geçen insanların monoton bekleyişlerini kısa hikâyeler okuyarak faydalı hale getirmek için, şehrin farklı noktalarına hikâyeler dağıtan makinelerle yerleştirildi.
Grenoble şehri yetkilileri, bu ilginç deneysel projeyi sadece insanların vakitlerini faydalı geçirmeleri için değil, aynı zamanda teknoloji dünyasında kaybettiğimiz okuma alışkanlığını geri kazanmayı teşvik etmek amacıyla hayata geçiriyor.
Kısa hikaye dağıtma makinesi insanlara kamu alanlarında beklerken okumaları için popüler edebiyatın iyi örneklerini sunuyor, tıpkı çikolata ve cips almak için kullanılan makineler gibi. Ancak işin en güzel kısmı, bu hikâye makinelerini kullanmanın tamamen bedava olması.
Kütüphanelerde, sosyal tesislerde, turizm bürosunda ve belediye binasında olmak üzere şehre yayılmış 8 tane makine olacak. Kullanıcılar, harcamak istedikleri vakit doğrultusunda farklı uzunlukta yazıları seçme imkânına sahip. Örneğin üç dakikalık formatta, 8x60 cm boyutundaki bir kâğıt parçası alınırken, beş dakikalık versiyonda bunun iki katı boyutunda bir hikâye alınıyor. (Kültür Servisi)
Tarihte Bugün
1917- Rus Çarlığı çöktü.
1971- Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) bir açıklama yaptı, parasızlık nedeniyle radyo yayınlarını 18,5 saatten 8 saate indirmek zorunda kalacağını bildirdi.
1985- Bazı Ege illerindeki okulların Devrim olan adları değiştirildi.
2001- Başbakan Bülent Ecevit, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Dervişi istişarelerde bulunmak üzere Türkiyeye çağırdı.
Günün Fotoğrafı
Karaburun