9 Eylül Üniversitesinde vejetaryen devir!
Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi öğrenci ve personel yemekhanelerinde, 4 Nisan 2016 tarihi itibariyle vejetaryen menü sunumu başlayacak. Üniversitedeki vegan ve vejetaryen öğrenci ve personelin uzun süreden beri mücadele ettikleri menü talepleri sonunda karşılanıyor.
Talepler doğrultusunda Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Üniversiteler ve KYK Çalışanları Şubesinin idare ile yaptığı görüşmeler sonuçlandı ve üniversitenin Tınaztepe Yerleşkesinde bulunan öğrenci ve personel yemekhanelerinde vejetaryen menü çıkarılacağı duyuruldu. Türkiye de de vegan beslenme biçiminin benimsenmeye başlanmasıyla, kamu kurumları ve okullar gibi tüm ortak yaşam alanlarında farklı ihtiyaçların karşılanmasına yönelik talepler arttı.
Etik nedenlerle hayvansal ürün tüketimi ve kullanımını yaşamından çıkaran öğrenci ve üniversite personelinin yemekhane hizmetlerinden yararlanması ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, Eğitim-Senin Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü ile gerçekleştirdiği görüşmeler neticesinde vegan menü talebi idare tarafından olumlu değerlendirildi. Ayrıca öğrencilerin, Change.org da açtıkları vegan menü kampanyası kısa sürede çok kişiye ulaştı ve öğrenciler tarafından üniversite idaresine sunuldu. Menülerin hayvansal gıda içermesi nedeniyle yemekhanelerden yararlanamadıklarını söyleyen öğrenciler, vegan menü taleplerini de yinelediler.
İdare, 4 Nisan itibariyle Tınaztepe Yerleşkesi Sosyal Tesisler Binasında bulunan öğrenci ve personel yemekhanelerinde ilk olarak vejetaryen menü sunumuna başlayacaklarını duyurdu. Diğer yerleşkelerdeki yemekhanelerde de talepler doğrultusunda yaygınlaştırılacağı ve vegan menü ile ilgili çalışmaların devam ettiği ifade edildi.
Vegan & Vejetaryen Beslenme
Vejetaryen; bitkisel besinleri tüketen, hayvansal besinleri (kırmızı et, tavuk ve balık) hiç tüketmeyen kişilere verilen genel isimdir. Vejetaryen diyetler; et, balık, kümes hayvanı içermez; vegan diyetler bunun ilerisinde yumurta ve süt ürünleri de içermez. Vegan beslenme tipinin alt sınıfları vardır ve bu sınıflar hayvansal besinlerden tamamen/kısmen kısıtlı beslenmelerine ve çeşitli inanışları köken almalarına göre ayrılırlar. Hiçbir hayvansal besini ve ürünlerini tüketmezler, bitkilerle beslenirler. Arıdan sağlandığı için balı, kemiğin kaynatılmasıyla elde edildiği için jelatini, süt içerdiği için çikolatayı tüketmezler. Hayvansal besinleri yemedikleri gibi hayvandan elde edildiği için yün, ipek, deri gibi giysileri giymez, hayvansal yağ içeren sabunları kullanmazlar. 1944 yılında, The Vegan Societynin kurucularından Donald Watson veganlığı şu şekilde tanımlıyor: Veganlık hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanı, yumurta, bal, hayvansal süt ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamak ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökülür.
Günün Çevre Haberi
Ekolojik köprüler
Medenileşme ve kentleşme ile birlikte yeşil alanları sorumsuzca yok ediyoruz. İnsan kendini doğadan üstün tuttuğu için kendisi dışındaki canlıları umursamıyor. Oysa ekolojik çözümler ile zararı en aza indirgeyebiliriz. Ekolojik köprüler de bunlardan biri
Ekolojik köprü ya da ekosistem köprüsü, insan yapımı köprülerin hayvanların güvenle geçebileceği şekilde inşa edilmesidir. Yollar, demir yolları, elektrik hatları, boru hatları, yaban hayatını bölerek habitatların parçalanmasına neden oluyor. Orada yaşayan türler risk altına giriyor ve aynı zamanda trafik kazalarına da yol açılıyor. Ekolojik köprüler, hem yaban hayvanlarının hem de trafikteki insanların can ve mal güvenliklerini sağlamayı hedefliyor.Ekolojik köprüler, vahşi yaşam geçitlerinin (Wildlife crossing) bir parçasıdır. Vahşi yaşam geçitleri; alt geçitler, üst geçitler, viyadük, tünel, amfibiler için tüneller, balık yolu, balık merdiveni, balık tüneli, kanallar (su samuru, porsuk ve küçük memeliler için), yeşil çatılar (kuşlar ve kelebekler için) gibi geçiş yollarını içerir. Özünde hepsinin amacı aynı; canlıların sorunsuzca hayatlarına devamını sağlamak ve habitatlarını korumak.İlk vahşi yaşam geçitleri, 1950lerde Fransada inşa edildi. Hollanda, İsviçre, Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri, birkaç yıldır, yaban hayatı ve yolları arasındaki çatışmayı azaltmak için çeşitli geçiş yapılarını kullanıyor. En uzun ekosuyolu viyadüğü, 800 m uzunluğunda, Hollanda, Crailo yakınında.Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 12 Nisan 2014 tarihinde ekolojik köprüler ile ilgili bir açıklamayı sayfasında yayınladı. Metinde, Karayolları ve Dışında Yaban Hayvanlı Ölümler Projesi (KARAYAP) kapsamında kara yollarına yaban hayvanları için ekolojik köprü kurduğunu ifade ediyor. Türkiyenin birkaç şehrinde ekolojik köprü örnekleri varsa da daha da arttırılması gerekiyor. (Gaia Dergi)
Tarihte Bugün
1912- RMS Titanic gemisi deneme seferlerine başladı.
1917- ABD fiilen I. Dünya Savaşına girdi.
1930- Haile Selasiye kendini Etiyopya imparatoru ilan etti.
1982- Arjantin, Falkland Adalarını işgal etti.
1987- İstanbulda yapılan ECO toplantısında, Türkiye, Pakistan ve İran uzaya ortak bir haberleşme uydusu fırlatmayı kararlaştırdı.
Günün Sebzesi
İstiridye Mantarı
İstiridye Mantarı (Pleurotus ostreatus), kayın mantarı, kavak mantarı, selvi mantarı, yaprak mantarı, lamelli soluk istiridye mantarı, karakulak mantarı vb. birçok isimlerle bilinen doğada yetişebilen ve yenilebilen mantar türlerinden bir tanesidir. İsmini aldığı gibi, doğada kavak ve kayın gibi ağaçların gövdelerinde yetişen bir mantar türüdür. İstiridye şeklinde olması nedeniyle istiridye mantarı ismini de almış, kültür ortamında yetiştirilebilen ender türlerden bir tanesidir. Hoş bir koku ve damak tadına sahip olan istiridye mantarı, özellikle son yıllarda Türkiyede ilgi görmüş, besin değeri ve faydalarıyla ciddi talep yaratmıştır. Et ve baklagillere eşdeğer protein içeriğine sahip bulunan İstiridye Mantarı, insan vücudu için gerekli olan kalsiyum, fosfor ve demir gibi tüm mineral tuzlar sığır ve tavuk etinde bulunanların iki katı düzeyindedir. Tüm mantar türleri içerisinde en yüksek B1 ve B2 miktarına sahiptir. Azeker ve tansiyon sorunu olanlara tavsiye ediliyor. Düşük nişasta, yağ ve kalori içerdiği için obezite, şeker ve hipertansiyon hastalarıyla, çok az sodyum içermesinden dolayı nefrit ve kalp rahatsızlığı olanlar için tavsiye ediliyor. Kan dolaşımını düzenliyor ve damar tıkanıklıklarını önlüyor. Yüksek miktarda C ve D vitaminleri içermektedir.,
Ne Nedir?
Sermaye: Üretimin adedini ve kalitesini artıran üretim araçları ve hammaddelerdir.
Günün Atasözü
Kelin ilacı olsa başına çalar: Kendisi yardıma ihtiyacı olan kişiden, başkasına yardım etmesi beklenemez.
Günün Fotoğrafı
İzlanda