Kurban Resmi

NEŞE'DEN HABER VAR


  • Oluşturulma Tarihi : 01.05.2016 07:22
  • Güncelleme Tarihi :
NEŞE'DEN HABER VAR yazının resmi

Mülteciler ve 1 Mayıs

Halkların Köprüsü Derneği, 1 Mayıs İşçi Bayramı sebebiyle mültecilerin emek mücadelesine destek olma amacıyla bir açıklama yaptı.

Ucuz iş gücü nedeniyle mültecilerin köle gibi çalıştığını ve buna karşılık olarak yerel işçilerin patronlara olan öfkelerini mültecilere yönelttiğini ifade eden dernek açıklamada, “2016 1 Mayıs’ına Ortadoğu halkları bombalar, mülteci işçiler de köle gibi çalışma şartları altında giriyor. Mülteciler kapitalizmin yeni köleleri olarak patronlar tarafından işçi sınıfını bölmek, maliyetleri daha da düşürmek üzere ucuz emek gücüne dönüştürülüyor. Türkiyeli işçiler patronla pazarlık gücünü kaybettikçe öfkelerini mültecilere yöneltiyor” dendi.

YETERSİZ BİR ADIM

Eşit işe eşit ücret için mülteci işçilere şartsız çalışma izni ve imkanı talep ediyoruz diyen Halkların Köprüsü Derneği, “Türkiye’ye sığınan mültecilerin büyük bir kısmı düşük ücretler karşılığında uzun saatler ve zorlu şartlar altında, iş kazalarına karşı hiçbir sosyal güvenceleri olmadan, çoğu zaman emeklerinin karşılığını alamadan adeta köle gibi çalışmaya zorlanıyorlar. Bunun temel nedeni, eksik, yetersiz ve mültecilerin aleyhine olan mevzuat ve uygulamalardır. Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye gelişinin üzerinden 5 yıl sonra çıkan ‘Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik’ Suriyeli mülteci işçilerin sorunlarını çözmek için yetersiz bir adımdır. Çalışma izninin her ilde ve her sektörde verilmemiş olması mültecilerin genelge çerçevesinde ucuz işgücü gerektiren sektör ve bölgelere itileceğini gösteriyor. Türkiye gibi kayıt dışılık ve düşük ücretle çalışmanın yaygın olduğu bir ülkede bu düzenleme ile mültecilerin emek sömürüsünün önüne nasıl geçileceği belirsizliğini korumaktadır. Genelgede geçici koruma sağlayan yabancı işçilerin hakları açıklıkla yer almamaktadır. İşçilerin örgütlenmesi, özlük hakları ve emeklilik olanaklarının ne olacağına yönelik planlama yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.

HAKKINI İSTEYENE KAPI GÖSTERİLİYOR

Dernek mültecilerin en temel insani ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan mahrum kaldığını belirterek, “Mülteci statüsü alamadıkları için ‘geçici koruma sağlanan yabancılar’ gibi muğlak tanımlamalarla iş hayatının en enformel sektörlerinde, en güvencesiz şartlarda çalışmayı kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. Hem kent merkezi hem de kırsaldaki Suriyeli mülteci işçilerle konuştuğumuzda emek konusuyla ilgili en çok dert yandıkları konu, işe girerken işveren ya da dayıbaşı ile anlaştıkları ücreti alamamaları veya geç almalarıdır. Maaşlarını/ücretlerini isteyen Suriyelilere ‘kapı’ gösterilmektedir. Çalışma yaşamının Suriyeliler için nasıl bir hal aldığını iş kazaları istatistiklerinden gözlemlemek de mümkündür” dedi.

IRKÇILIĞI VE DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLÜYORLAR

“Ülkemizdeki Suriyeli göçünü fırsata dönüştürmeyi bilen her türden kapitalist işletme bir yandan kayıtsız, sigortasız, düşük ücretli Suriyeli emeğini kullanarak yüksek sömürü oranları elde ederken diğer yandan da Türkiyeli emekçi sınıfların yıllarca mücadele ederek kazanmış olduğu yasal hakları Suriyelileri örnek göstererek geriletmeye çalışmaktadırlar” ifadelerini kullanan dernek açıklamanın devamında şunları vurguladı: “Fırsatçı güçler işçi ve emekçiler arasında ırkçılığı ve düşmanlığı körükleyerek kendi sermaye birikim süreçlerini garanti altına almaya, iş gücü arzını sürekli kılmaya çabalamaktadırlar. Bu döngüden çıkmak her halktan emekçi sınıfların ‘eşit işe eşit ücret’ talebi çerçevesinde mücadele etmesiyle mümkün olacaktır. Suriyeli mültecilerin emek yaşamına girmesi ile birlikte Türkiyeli işçiler işsiz kalmalarının ya da ücretlerinin düşmesinin sorumluluğunu patronlar yerine malasef Suriyelilerde aramaktadır. Türkiyeli ve Suriyeli işçiler arasındaki sınıfın birliğini zedeleyen bu durumun daha da kötüleşmemesi için emek örgütlerine görevler düşüyor. Yanlış hedefe yönelmiş tepkileri önlemek için sendikalar, odalar nefret söylemlereni engelleyecek adımlar atmalı, emeğin kurtuluşunun işçilerin birliğinde olduğu gösterilmelidir. İşçi sınıfın birliğinin sağlanmasında uluslararası dayanışma sergilenmelidir.”

Tarihte Bugün

1707- İngiltere, Galler ve İskoçya, Büyük Britanya olarak birleşti.

1925- Kıbrıs, Büyük Britanya kolonisi oldu.

1931- New York’taki Empire State Building hizmete girdi.

1941 - Orson Welles’in yönettiği ‘Yurttaş Kane’ filmi ilk kez gösterildi.

1948 - Hürriyet gazetesi, Sedat Simavi tarafından İstanbul’da kuruldu.

2006- ABD tarihinin en büyük grevlerinden birine tanık oldu. Göçmen yasası protesto edildi.

Ne Nedir?

Toplumsal Statü: Bireyin toplum içinde işgal ettiği mevkie (konum) statü denir. Başka bir deyişle statü, bireye toplum içinde hak ve sorumluluklar yükleyen konumdur (mevkidir). Birey toplum içerisinde birçok statüye sahiptir. Örneğin sizler; öğrenci, kardeş, dayı, amca, arkadaş, yurttaş statülerinden bir kaçına ya da hepsine sahip olabilirsiniz.

Günün Atasözü

Minare de doğru ama içi eğri: Bazı namuslu, ahlaklı, doğu görünen kimselerin iç yüzleri böyle değildir. Bu gibi kimseler uzun süre kendi asıl benliklerini gizlemeyi başarsalar da sonunda gerçek kimlikleri anlaşılır.

Günün Haberi

Fosil yakıttan yeşile dönüş: Samso Adası

2015 yılında Enerji Enstitüsü tarafından yayınlanan habere göre Danimarka (özellikle Samso Adası) enerji ihtiyacının yüzde 140’ını (özünde müthiş bir rakam) rüzgar enerjisinden karşılamış bulunmakta ki bu da Danimarka’yı dışa bağımlı olmaktan kurtarmakta.

Enerji devriminden bahsedecek olursak yüzümüzü Danimarka’daki küçük bir ada olan Samso’ya çevirmeliyiz. Enerji konusunda iklim dengeleyici eşsiz bir model. “Samso’nun 10 yıllık yenilenebilir enerji projesi” altında harekete geçilmiş rüzgâr türbinleriyle, güneş panelleriyle çevrili bir yer hayal edin. Kyoto Protokolü sonrası ülkesine dönen Danimarkalı Çevre Bakanı Svend Auken projenin adımını atar ve proje başarı kazanır. Enerjide kendine-yeterlilik ilkesiyle, 10 yıl sonrasında dahi yenilenebilen enerjiden daha çok enerji üretebilecek kapasiteye ulaşan Samso, inek sütünden dahi enerji üretmeye başlar. Adadaki tek CO2 sorunu arabalardan yayılan gazlar olarak ele alınsa da, Samso halkı elektrikli arabalara dönüş fikrini benimsemiş ve birtakım girişimlerde bulunmuş. (Gaia Dergi)

Günün Fotoğrafı

NEŞE'DEN HABER VAR
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz