Kurban Resmi

Neşe'den Haber Var


  • Oluşturulma Tarihi : 21.05.2016 06:58
  • Güncelleme Tarihi :
Neşe'den Haber Var yazının resmi

Sizin kalbiniz çirkin!

AK Parti’nin Başbakan ve Genel Başkan adaylığı için Binali Yıldırım’ın ismini açıklamasının ardından sosyal medyada birçok tartışma dönmeye başladı. Bu tartışmalar içinde bugün köşemde ele almak istediğim konu Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım hakkında söylenilen şeyler…

AK Parti’nin yeni Genel Başkan adayı Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım için, muhalif kanatta bulunan vatandaşlardan gelen ağza alınmayacak ifadeler açıkçası beni şaşkınlığa uğrattı. Siyasi anlamda aynı çizgide olunmayan birine, siyasi anlamda eleştirilerde bulunulması gerekirken, kişinin eşinin görünümü üzerinden bu tarz çirkin ifadelerin kullanılmasına anlam veremiyorum. Erkeklerin yarattığı “güzellik” algısı üzerinden, bir kadının bu kadar aşağılanması kabul edilebilir bir durum değil! İstediğiniz kadar görüşleriniz zıt olsun, istediğiniz kadar bu kişileri sevmeyin ama bu şekilde nefret söylemlerinde bulunamazsınız.

Özellikle sözde aydınlıkçı, eşitlikçi, özgürlükçü, sağduyulu ve hümanist geçinen bir taraftan bu şekilde ithamlar duymak büyük bir ikiyüzlülük örneğidir! Görüntüsü ile tipik bir Anadolu kadınını andıran Semiha Yıldırım için söylenen bu sözler, tüm Anadolu kadınına yapılmış bir hakarettir. Türkiye’de böyle bir giyim tarzıyla yaşayan birçok kadın vardır! Bir kadının dış görünüşüyle çapsız bir şekilde dalga geçerek AK Parti ve Binali Yıldırım’ı eleştirdiğini sanan bu kişilerin zihniyetinin kötülüğü yüzümüze tokat gibi çarpmaktadır. Maalesef tüm erkeklerin genel problemi bu. Başkalarını annesi, eşi ya da kızı yüzünden yermeye çalışarak eleştiri yaptıklarını sanıyorlar. Bir kadını sırf kocasının görüşleri ile uyuşmuyorlar diye alaya alıp, ayrımcılık yaparak kadınları metalaştırıyorlar. Eğer eleştiride bulunacaksanız fikirleri eleştirin. Kadınlar üzerinden nefret söylemleri üreterek nereye varmaya çalışıyorsunuz anlamak mümkün değil…  Üstüne üstlük birkaç gün sonra bu insanlara sorsanız kadın haklarının en yılmaz savunucuları olduklarını söylerler…

Bir de anlamadığım nokta şu. Neden bir kadın sistemin dayattığı güzellik kalıplarına uymak zorunda? Neden bir kadın hissetmediği, sevmediği bir giyim yahut yaşam tarzını sırf Başbakan karısı olacak diye üzerinde taşımalı? Bu kalıpları kim buluyor? Kim üzerimize zorla yapıştırmaya çalışıyor? Yüz yıllardan beri aynı problem artarak devam ediyor… Belli kalıplar; erkeklerin belli algıları ile düzenleniyor ve uyulması gereken zorunlu kurallarmış gibi kadınlara dayatılıyor. Uymuyoruz kardeşim! Nasıl hissediyorsam öyle yaşıyorum, ister başım kapalı gezerim, istersem de açık. Bunun sizi ilgilendiren bir tarafı yok! İster çok şık giyinirim istersem de salaş, buna asla karışamazsınız!

İnsanları dış görünüşü ile yargılamamak gerektiğini öğrenemeyen bu topluluk, kadınlar üzerinden ürettiği bu tip çirkin söylemlerle de tarihin karanlık sayfalarına gömülmeye de mahkum kalacaktır!

Günün Haberi

Hedef sıfır atık

Birçok kişi tarafından dünyanın “ilk sıfır atık kasabası” olarak kabul edilen Kamikastu, atık yönetim programı ile dünyanın geri kalanın birçok ders çıkaracağı etkileyici bir hikâyeye sahip. Birçok insan iki adım uzaklıktaki kutu yerine elindeki atığı yere atarken Kamikastulular atık yönetimini bir hayat biçimi haline getirmiş.

Sıfır-atık yaşam şeklini tercih eden birçok bireysel hikaye duymuştuk lakin bütün bir toplumun sürdürülebilir adım attığını pek sık duymuyoruz. Kamikatsu sakinleri atıklarını 34 ayrı kategoriye ayırıyor. Atıkların yüzde 80’i geri dönüşüm için kategorilendiriliyor, geri kalan yüzde 20’i de atık alanına götürülüyor. 2020 yılına kadar Kamikatsulular, ülkenin ilk sıfır-atık topluluğu olmayı hedefliyorlar. Hem nüfusa hem de doğaya olan tehlikesi nedeniyle çöpleri yakma uygulamasından vazgeçildikten sonra, 2003 yılında, Kamikatsu sıfır-atık hedefini ilan ediyor. Şehirde çöp kamyonları bulunmuyor. Şehir sakinleri yiyecek atıklarını kompost yapıyorlar. Diğer atıkları da 34 ayrı kategori içine yerleştiriyorlar. Bunu yaparken de kutuları katlayıp, en az yer kaplayacak şekilde koyarken pet şişe gibi atıkların dış kağıtlarını da çıkartıyorlar. Bu ayırdıkları atıkları, geri dönüşüm merkezine kendileri getiriyor; aynı zamanda bu merkezde çalışanlar atıkların doğru kategorilendirilmiş mi değil mi diye de kontrol ediyor.

Bizler evlerimizde plastik ve camı bile geri dönüşüm için ayıramazken Kamikatslular 34 ayrı kategoriye ayırıyorlar. Üstelik bunun artık kendileri için çok normal bir iş olduğunu dile getiriyorlar.

Şehirde aynı zamanda insanların bağış yapabileceği veya bedava alıp kullanabileceği, yeniden kullanımı teşvik eden bir dükkân da bulunuyor. Kadınlar burada yeteneklerine göre çeşitli ürünler çıkartıyorlar. (Gaia Dergi)

Ne Nedir?

Ad hominem: Kalıplaşmış bir Latince deyimdir. Bir reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir. Örneğin bir argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan kişinin alakasız bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye çalışmaktır. Önerme yerine, önerme yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak suretiyle yapılır. Ad hominem, mantıksal bir safsata kabul edilir.

Günün Atasözü

Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur: Nisan ve mayıs aylarında yağan yağmurlar mahsulün sapını ve başaklarını geliştirir. Bu aylarda yağmur yağarsa çiftçinin yüzü güler.

Tarihte Bugün

1864- Kuzey Kafkasyalılar-Çerkesler, anavatanları olan Kuzey Kafkasya’dan Rus işgalciler tarafından başka topraklara sürgün edildi.

1881- Amerikan Kızılhaçı Clara Barton tarafından kuruldu.

1904- FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği) Paris’te kuruldu.

 

Neşe'den Haber Var
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz