İzmirin ilk vegan kafesi açılıyor
İzmirin ilk vegan kafesi olacak Yaşam Kafenin kurucuları ile veganlık konusunda hoş bir sohbet gerçekleştirdik
İzmirde açılma hazırlığı yapılan ilk vegan kafenin kurucuları Gülçin Şermeti ve Hakan Yaşam ile güzel bir söyleşi yapma imkanımız oldu. Yaşam Kafe adı altında çok yakında açılacak olan kafede sömürüsüz yiyecekler bulabilecek, veganlığın felsefesini onların ağzından dinleyebileceksiniz.
-Öncelikle sizi tanıyalım
Gülçin Şermeti: Merhaba ben 26 yaşında bir İngilizce öğretmeni olarak İzmirde yaşamaktayım. Hakan'la yollarımız kesişmeden önce yeni vegan olmuştum. Yaklaşık sekiz dokuz ay sonrada hem duygusal bağımız hem de iş ortaklığımız filizlenmeye başladı.
Hakan Yaşam: Ben de 28 yaşındayım. İstanbul'da bir reklam firmasında çalışmaktaydım. Vegan olma sürecim vejetaryen olmak ile başladı. Vejetaryen olduktan sonra çeşitli kitap ve internet okumaları sayesinde vegan olma sürecim başladı. Yaklaşık 2 yıldır da veganım.
VEGAN OLMANIN GEREKLİĞİNİ GÖSTERMEK İSTİYORUZ
-Yaşam Kafe olarak veganlığın tanımını yapar mısınız? Sizin için ne ifade ediyor?
G.Ş.: Yaşam hakkı tüm canlıların en temel hakkıdır. Bu kabulle başladıktan sonra veganlık insan için alınması en gerekli sorumluluk oluyor. Düşünsenize hayvanlara eziyet etmenin yanlış olduğunda hemfikir oluruz ancak bir tabak içinde -tür ayrımı yapmadan konuşuyorum- önümüze geldiğinde o hayvanın boğazının kesilip, bedeninin parçalara ayrılması bize göre eziyet sayılmaz. Halbuki işkence dediğimiz olgu bu değil midir? Hayvanları mal statüsünde düşünmeye devam etmemek ve vegan olmanın herkes için gerekliliğini göstermek adına bu kafe girişimine başladık.
H.Y.: Hissedebilir her canlının kendi doğal konumunda özgürce var olma hakkı vardır ve insanların diğer hayvanlar üzerinde tahakküm kurma veya onları öldürme hakları yoktur. Sinir sistemi olan ve insanlar gibi acı çekebilen, canlıların öldürülmesi, işkence edilmesi, belli miktarda vücut salgıları ve sıvılarının alınması, hayvan bireyler üzerinde tahakküm kurup onları sömürmek ve öldürmekten kökten vazgeçilmesi, vahşetin durdurulması için atılması gereken ilk adım vegan olmaktır.
BİR ARAYA GELİP TARTIŞABİLECEĞİZ
-Bu kafeyi açma fikri nereden doğdu?
G.Ş.: İkimiz de İstanbul'da yaşarken vegan kafelerin önem arz ettiğini gördük. Çünkü veganlık sadece tüketim nesnesi olarak görmeyi bıraktığımız hayvanlar ve onlara ait şeyler(salgı, sıvı, beden parçaları) değil aynı zamanda da fikren bir yayılma ve örgütlenme sürecidir. Vegan bir kafe vasıtasıyla vegan ve vegan olmayan insanlar bir araya gelip veganlık tartışabilir. Hayvanlara yönelik sömürünün önüne geçebilmek adına konuşup, dayanışma yaratabilir. İzmir'de böyle bir vegan kafe olmadığı için neden yapmayalım ki diye uzunca bir süre düşündük. Sonrasında da kendimizi tabiri caizse okyanusa bıraktık
-İzmirde sanıyorum böyle bir kafe yok başka? Farklılık yaratacağınızı düşünüyor musunuz?
H.Y.: Menüsünde vegan içeriği olan kafeler var. Ancak biz tamamen vegan bir yer olarak ayrı duruyoruz. Temennimiz tabi ki bu tip kafelerin artmasıdır. Vegan bireylerin şüpheye düşmeden gelebilecekleri bir mekan olmamız en büyük farklılığımız olacaktır.
-Yaşam Kafenin getirileri ne olacak?
G.Ş.: Öncelikle İzmir'deki vegan kitleyi bir araya getirmek istiyoruz bunun dışında vegan olmayan herkesin de ilgisini çekeceğini düşünüyoruz. Veganlık anlatımı için güçlü bir birikime sahibiz bunu kafede kullanmak istiyoruz. Vegan farkındalık yaratmak adına haftanın belli günlerinde film gösterimleri ve söyleşiler de olacak.
-İnsanlara veganlığı en uygun şekilde nasıl anlatabiliriz sizce? Genellikle bir önyargı hakim çoğunlukta
H.Y.: Örneğin şu an siz bu soruları sorarken bizim verdiğimiz cevaplar -vegan değilseniz- sizi birtakım sorgulamalara sevk eder. Veganlık anlatımında yaptığımız da budur. Hayvan kullanımının neden yanlış olduğunu açıklar ve neden veganlığın seçilmesi gerektiğini anlatırız. Vegan olmayan bireyler genellikle zorluktan, pahalılıktan, dinden gerekçeler sunarlar. Ancak bunların hepsi öğrenilmiş çaresizlikten ileri gelir. Zaten biz yemesek de ölecekler ile başlayan bir cümlenin arkasındaki algıyı değiştirmek, işte bizim yaptığımız budur.
İZMİRDE FARKINDALIK ÇOK DAHA HIZLI İLERLEMEKTE
-İzmirde veganlık ne durumda sizce?
G.Ş.: Kafe için İstanbul'dan İzmir'e gelirken, İzmir'deki vegan bireylerin sayısını öğrenmek adına İzmir'de Vegan Kamp etkinliği düzenledik. Foça'da gerçekleştirdiğimiz kampa katılım ciddi bir boyuta ulaşınca İzmir'de vegan bir kafenin veganlık için yararlı olabileceğini düşündük. Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla İzmir'de belli üniversitelerin vegan topluluklarına rastlamaktayız. Düzenlenen toplantılar ve piknikler vasıtasıyla vegan bireylerin sayısında artış gözlemledik. İstanbul'a kıyasla İzmir'de toplumsal farkındalık adına veganlık çok daha hızlı ilerlemekte.
-Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
H.Y.: İzmir Alsancak'ta tepeden tırnağa gözyaşının, işkencenin, acının ve sömürünün olmadığı kafemize herkesi bekleriz.
G.Ş: Vegan bir dünyanın mümkün olabileceğini göstereceğimiz kafemize vegan ve vegan olmayan tüm bireyleri bekliyoruz. Yaşasın özgür ve mutlu canlılar!
VEGANLIK NEDİR?
Veganlık ya da veganizm, etik gerekçelerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetmeye verilen addır. Vegan kişiler, hayvan kullanımı yoluyla elde edilen gıdaları, giyecekleri ve diğer tüm yan ürünleri kullanmayı reddederler. 1944 yılında, The Vegan Society'nin kurucularından Donald Watson, veganlığı şu şekilde tanımladı: Veganlık hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanı, yumurta, bal, hayvansal süt ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamak ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökülür.
Veganlar, hayvanlardan türetilen, dolayısıyla üretilmesi için hayvanların kullanıldığı yiyecek ürünlerini tüketmediği gibi, yapımında deri, kürk, kemik, jelatin, yün (koyun yünü, kaşmir, angora), ipek gibi hayvansal maddelerin kullanıldığı yiyecek dışı maddeleri de kullanmaz, giyimlerinde pamuk ve keten gibi bitkisel ya da akrilik gibi sentetik kumaşları kullanırlar. Hayvanlar üzerinde test edilen ve lanolin, propolis gibi hayvansal ürünler içeren kozmetik ve ev temizliği ürünleri de bunlara dahildir. Bunlara ek olarak veganlar, hayvanların kullanıldığı eğlence biçimlerine (sirk, boğa güreşi, hayvanat bahçesi, at yarışı vs.) katılmaz.
VEGANLIĞIN ETİK BOYUTU
Etik veganizm kavramı; Veganizmin sadece sağlık gerekçeleri ile yapılan bir diyetten ibaret olmadığı görüşünü ifade eder. Veganlığın etik boyutu bireylere yalnızca tür mensupluğu üzerinden değer atamak anlamına gelen türcülük isimli ayrımcılık biçimi ile ilgilidir. Türcülüğe bakış açısı hayvan teorisindeki hayvan hakları paradigması ile faydacı yaklaşım arasındaki temel bir ayrım üzerine kuruludur. Hayvan hakları teorisyenlerinden biri olan Tom Regan, hayvanların bir yaşamın öznesi olmalarından dolayı haklara sahip olduklarını, çünkü inançlara ve arzulara, duygusal bir hayata, hafızaya ve amaçlara yönelik eyleme geçme yetisine sahip olduklarını ve bu sebeple de kendi içlerinde başkaları için ifade ettikleri anlamın ötesinde bir anlamları olduğunu öne sürer. Regana göre bir yaşamın öznesi olmaktan kaynaklanan haklar başka geçerli sebepler söz konusu olduğunda çiğnenebilir ancak hayvansal ürünler tüketmek -yani keyif, alışkanlık ya da çiftçilerin ekonomik çıkarları- hayvanlara zarar vermek için yeterli bir sebep olamaz.
VEGANLIĞIN FAYDALARI
-Dünyada hayvanlar üzerine kurulan korkunç tahakküm veganlık ile son bulabilir.
-Vegan olarak çevreyi korur, gezegeni kurtarırsınız.
-Veganlık, dünyadaki aç insanların da doymasına yardımcı olur. Dünyada üretilen tahılların yarısından çok daha fazlası insanların beslenmesi yerine, insanlara yedirilmesi için öldürülmesi planlanan hayvanların beslenmesi için kullanılmaktadır. Öyle ki bir dananın hayatı boyunca tükettiği mısır, dana yenildiği zaman doyacak insan sayısının 12 katını doyurabilir. Hayvansal gıda tüketimi ortadan kalktığında tüm dünya açlıktan kurtulacaktır.
Ne Nedir?
Türcülük: Türcülük, kısaca, canlı bireylere sadece ve sadece ait oldukları türden ötürü farklı değer addedilmesidir. Oxford Sözlüğü türcülüğü insan türünün üstünlüğü varsayımına dayanarak belli hayvan türlerinin sömürülmesi ya da ayrımcılığa uğratılması şeklinde tanımlamaktadır.