Öfke Kontrolü
Kişinin hem sosyal, hem iş hem de özel hayatına büyük zararlar verebilecek olan öfke, mutlaka bir an önce kontrol edilmesi gereken zararlı bir davranıştır. Bir anlık öfkeyle yapılacak şeyler, söylenecek sözler bizleri geri dönüşü olmayan bir yola sokabilir, hem kendimize hem de muhatap olduğumuz kişilere zarar verebilir.
Peki öfkemizi nasıl kontrol edebiliriz?
Öfke öncelikli olarak sağlıklı bir şekilde yansıtılmalıdır. Zaten amaç öfkeyi tamamen yok etmek değil, sadece minimum düzeye indirmektir.
-Öfkeyi sağlıklı bir şekilde ifade edilebilmek için öncelikle bazı farkındalıkları kazanmamız gerekir. Ne istediğimizi bilmeli ve buna göre hareket etmeliyiz.
-Öfkeli olan insan, olayları istemeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılar. Öfkenin hangi düşünceyle arttığını ve azaldığını gözden geçirmemiz gerekir.
-Olumsuzluk ifade eden ve öfke uyandıran 'Asla' ya da 'Her zaman' gibi sözcükleri zihnimizde yakalamamız gerekir. Bu sözcüklerle başlayan cümleler kurmak, öfkelendiğimizde haklı olduğumuzu düşünmemize yol açar. Durumla ilgili yargıyı koyduğumuz için de problemin çözümüne katkıda bulunmaz.
-Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Öfkeli olduğunuzda önce yavaşlayın, gösterdiğiniz tepkileri gözden geçirin, aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, asıl söylemek istediğiniz şeyi düşünün, karşınızdaki kişinin söylemeye çalıştıklarını dinlemeye ve anlamaya çalışın, hemen cevap vermeyin.
-Öfkenizin altında yatan gerçek düşünceyi bulmaya çalışın. O ortamdan bir süre uzaklaşıp, sakinleşmeye çalışın. Kendinizin ve karşınızdakinin öfkesinin kontrolden çıkmasına izin vermeyin.
-Derin nefes alıp verme egzersizleri yapıp, sakinleştirici durumlar hayal etmeye çalışın. Bu sıra da kendinize 'Sakin ol!' ya da 'Gevşe!' diyerek telkinlerde bulunun. Unutulmamalıdır ki, öfke duygusunu yok edemeyiz, mutlaka öfkelenmenize sebep olacak olaylar yaşanacaktır. Yaşamda her zaman için engellerle, kayıplarla ve istemediğiniz durumlarla karşılaşma olasılığınız vardır. Bunu değiştirmek imkansız. Olaylara bakış açınızı değiştirmek sizin elinizdedir. Bakış açınızın değişmesi, olayların sizde yarattığı öfke duygusunu taşınabilir boyuta indirgemenize ve doğru biçimde ifade etmenize yardımcı olacaktır.
ÖFKENİN ZARARLARI
Öfkenin fiziksel zararları: Tehdit edici bir ortamda vücudunuzun kavgaya hazırlanmasını fizyolojik stres tepkileri vardır ve bunlara fight-or-flight yani kavga et ve kaç tepkisi denmektedir. Bu durum vücudunuzda çok farklı etkilere neden olur. Bu yanıtı tetikleyen diğer duygulardan bazıları korku, heyecan ve kaygıdır. Öfke kontrol edilmediği takdirde sürekli bu etkilerle karşılaşılır ve vücudunuzun başta beyin olmak üzere çoğu organına ciddi zararlar verir.
Öfke ile sağlık sorunları: Öfke ile birlikte vücudunuzun stres altında kalması sonucu birçok farklı vücut sistemi zarar görebilmektedir. Öfke kontrolü sağlanamadığında uzun vadede baş ağrısı, karın ağrısı, sindirim problemleri, uykusuzluk, kalp hızında artış, depresyon, yüksek kan basıncı, egzama, cilt problemleri, kalp krizi, inme gibi çok ciddi sağlık sorunları ile karşılaşmanız muhtemeldir. Aynı zamanda beyin kanaması riski de öfkenin zararları arasında yer almaktadır.
Öfke patlamaları: Bazı kişiler öfke üzerinde çok az kontrole sahiptirler ve her an patlamaya eğilimlidirler. Bu durumdaki çoğu kişi çevresindeki insanlara fiziksel olarak şiddete başvurdukları için veya sözlü olarak şiddet uyguladıkları için toplumdan dışlanmakta ve yalnız kalmaktadırlar. Uzmanlar bu öfkelenmenin sebebinin düşük benlik saygısı olduğunu öne sürmektedirler ve başkalarını manipüle etmek ve güçlü hissetmek için bir yol olduğunu söylemektedirler.
Öfkenin baskılanması: Bu şekilde öfkelerini baskılayan insanlar genellikle çocuklara veya evcil hayvanlara karşı daha acımasız olabiliyor ve bazen ciddi zararlar verebiliyorlar. Öfkenin bastırılmasının depresyona ve anksiyete sorunlarına neden olması öfkenin zararları arasında yer almaktadır.
Ne Nedir?
Anksiyete bozukluğu: Anksiyete ya da kaygı bozukluğu kişinin işlevselliğini olumsuz yönde etkileyen çeşitli korku, kaygı veya anksiyete bozukluklarına verilen genel kapsamlı bir addır. Bu tür bozuklukların toplumun yüzde 18'ini etkilediğine inanılmaktadır.
Anksiyete aslında herkesin zaman zaman hissettiği normal ve yaygın bir duygudur. Anksiyete ancak kişinin günlük hayatındaki işlevselliğini olumsuz yönde etkilemeye başladığı zaman sorun olarak kabul edilir.
Anksiyetenin tanısı için aşağıdaki ölçütler kullanılablir:
-Kişinin anksiyeteden dolayı meslek ve aile yaşamında güçlüklerle karşılaşması
-Arkadaş, komşu, tanıdık ve aile üyeleri ile olan ilişkilerde sorunlara yol açması
-Günün büyük bir bölümünde kişinin aklını meşgul etmesi
-Kişinin korku ve kaygılarını kontrol altında bulundurmakta güçlük çekmesi
-Bu durumun en az 6 aydır devam etmekte olması
Günün Sözü
İnsan zorunluluğa neden maruz kaldığını bilemediği takdirde, özgür olamaz ve kendisini zorunluluktan kurtarmaya çalışması da onu hiçbir zaman özgür kılmaz. (Hannah Arendt)
Günün Atasözü
Tereciye tere satılmaz: Bir konu hakkında bizden daha bilgili ve deneyimli olanlara akıl vermeye ve yol göstermeye kalkarsak komik bir duruma düşeriz. Bir işin ustasına o işi nasıl yapacağı öğretilemez.
Tarihte Bugün:
634 - Halife Ebu Bekir, öldü.
1305 - İskoç şövalye William Wallace, vatana ihanet suçlamasıyla İngiltere Kralı I. Edward tarafından idam edildi.
1514 - Çaldıran Muharebesi: Yavuz Sultan Selim (I. Selim) komutasındaki Osmanlı Ordusu, Şah İsmail'in ordusunu yendi.
1799 - Napolyon, Fransa'da iktidarı ele geçirmek üzere Mısır'dan ayrıldı.
1914 - I. Dünya Savaşı: Japonya, Almanya'ya savaş ilan etti ve Qingdao'yu (Çin) bombaladı.
1921 - Sakarya Meydan Muharebesi başladı.
1923 - Lozan Barış Antlaşması, Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı.
1942 - II. Dünya Savaşı: Stalingrad Muharebesi başladı.
1991 - Ermenistan, SSCB'den bağımsızlığını ilan etti.
2011 - Libya'daki Kaddafi rejimi sona erdi.
Günün Fotoğrafı