Bisiklet ve Doğa
Bisiklet, çocukluğumuzdan beri hepimizin hayatında yer etmiş, özgürlüğü bütün vücudumuzda hissetmemizi sağlayan bir kavram olarak kazındı benliğimize.
Doğayı, güzelliği, mutluluğu bir ulaşım aracı üzerinde hissetmemizi sağladı. Ağaca, kuşa, böceğe, hayvana ve tüm çevreye saygılı olmamızı öğretti.
Özgürlüğü öğretti
Bisiklet sürerken yüzümüzde hatta tüm vücudumuzda hissettiğimiz rüzgarla arkadaş olduk. İçimize çektik temiz havayı.
Bisiklet bize doğaya nasıl davranmamız gerektiğini fark ettirdi en güzel şekilde. Bu sebeple artık bisiklet dendiği zaman; çevre sağlığı da direkt olarak zihinlere kazınmaya başladı. Biri bana bisiklet sürücüsüyüm dediği zaman o kişinin; çevreye ve bu çevrede yaşayan her canlıya saygılı olduğunu düşünmeye başladım.
Fakat ne yazık ki işin içine girildiği zaman bunun böyle olmadığını da yavaş yavaş fark ettim.
Geçtiğimiz haftalarda yazdığım bir yazıda da, insanların bisiklet sürme aşkı (!) uğruna, sokakta yaşayan diğer canlılara saygısızlık yaptıklarını anlatmıştım sizlere. Maalesef bu durum hala devam ediyor üzücü bir biçimde.
Bütün dünyayı betondan korkunç bir yığına çevirerek, kendimizden başka diğer tüm canlıların doğal yaşam alanlarını katlettikten sonra, bir de utanmadan bu canlıları şehir hayatında istememe çirkinliğine devam ediyoruz. Bisikleti sırf rahatça sürmek için, sokaktaki köpeklerin toplatılması gerektiğine kadar korkunç cümleler kurabilen insanlar var. Bu insanlara gösterilen tepkiler azımsanmayacak kadar fazla olsa da, sosyal medyada bisiklet konusunda bilirkişi konumunda olan başka insanların bu tepkilere katılmaması, ya da bu söylemlerde bulunan insanları uyarmaması da oldukça kötü bir durum.
TÜRCÜLÜĞE HAYIR!
İzmirde belli bir bisiklet sürücüsü kitlesi var. Bu kitleden beklediğim şey, doğaya ve çevreye sözde değil özde saygılı olmaları! TÜRCÜ davranışlardan uzak durmaları, sokaktaki kediye, kuşa, köpeğe, danaya ve ÖKÜZe de gerekli sevgiyi ve saygıyı göstermeleri gerekiyor.
Olası durumlarda, insanların hatalarını şu ÖKÜZe bak diyerek hayvanların üstüne atarak, hedef saptırmak çok anlamsız bir hareket. Türcü söylemler, doğaya zarar vermenin başlangıcıdır. Önce dilde, sonra eylemde bu hataları yavaş yavaş görmeye başlarız. Bu sözlerin ve kelimelerin gösterge bilimle alakası olduğunu savunmak da oldukça cılız bir söylem. Nasıl KADIN gibi sürme şu bisikleti dendiği zaman, bunun yanlış olduğunun farkına varıyorsak, aynı cümleleri hayvanlar için de söylememek gerekiyor.
Türcülüğün, ırkçılıktan ya da cinsiyetçilikten hiçbir farkı yoktur. Kadınla erkek eşit değil denildiği zaman nasıl tepki gösteriyorsak, İnsanla köpek eşit değil, bu köpek buradan gitmeli. Rahatsız oluyorum. dendiği zaman da aynı tepkiyi göstermemiz gerekiyor.
Kısacası bisiklet sürücüsü, diğer insanlara nazaran çevreye daha saygılı olmak zorunda. Bisiklet, özgürlüğü bize hissettiren en önemli araçlardan birisi. Özgürlük sadece insanlara da ait değil, bunun farkına en yakın zamanda varmak gerekiyor.
Vicdanlı kalın
Günün Vegan Tarifi
Patlıcanlı Dip Sos
1 patlıcan
1 diş sarımsak
2 taze yeşil biber
Yarım demet maydanoz
1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
Yarım limon
Yarım çay kaşığı pul biber
Fırını 180 dereceye ayarlayarak önceden ısıtın. Daha sonra soyduğunuz ve doğradığınız patlıcanları yumuşayana kadar yaklaşık olarak 45 dakika fırında pişirin. Pişen patlıcanları soğumaya bırakın. İkinci adımda sarımsağı soyun ve ezin, biberleri ve maydanozları da ince ince doğrayın.
Soğuyan patlıcanları mutfak robotuna koyun. İçerisine sarımsakları, biberi ve maydanozu da atın birkaç kez robotta çevirin. Daha sonra tuz, karabiber ve zeytinyağı ve limonu da ekleyin ve yine robotta sos olacak kıvama kadar parçalayın. Hazır olan dip sosu bir tabağa alarak üzerine pul biber ekin. Bu sosu dilerseniz cipslerin yanında dilerseniz de sebze kızartmaları ile beraber tüketebilirsiniz. Afiyet olsun
Günün Konusu
Neden Vegan Olalım?
-Hayvan kullanımı, zorunluluktan değil keyiftendir. Bu nedenle sırf keyif için hayvanlara acı çektirmek, zulmetmek yanlıştır. Çünkü hayvanlar yaşamak istiyor. Onlar da tıpkı bizim gibi hayatı seviyor ve ölümden korkuyor.
-İnsanların alınıp satılması, köle olarak kullanılması ne kadar yanlışsa hayvanların da mal olarak görülmesi o kadar yanlıştır. Özellikle yumurta ve süt endüstrileri aşırı derecede zulme, acıya ve ölüme neden olmaktadır.
-Bir kediye, bir köpeğe verilen değerle, bir kuzuya ve bir ineğe verilen değer arasında hiçbir fark olmamalıdır.
-Vegan olarak, küresel ısınmayı hızlandıran hayvancılık faaliyetlerinin de azalmasını sağlayabiliriz.
-Vegan olarak, dünyadaki gıda adaletini sağlayabiliriz.
-Vegan olmak çevre sağlığının yanı sıra insan sağlığını da iyi gelmektedir.
Günün Haberi
Pasifik Okyanusunda yeni bir kıta
Bilim insanları Yeni Zelandada Pasifik Okyanusunun altında görünen büyük kara parçasının yeni bir kıta olabileceğini söylüyor. Bilim insanları uzun zamandır, Yeni Zelandanın en yüksek ucu Mount Cook dağının önündeki Zelandiyanın kıta olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
Zelandiya ismi ilk kez jeofizikçi Bruce Luyendyk tarafından 1995te koyulmuştu. Araştırmacılar, Amerika Jeoloji Topluluğu dergisinde yayımlanan son çalışmada, Zelandiyanın yüzölçümünün 5 milyon kilometrekare olduğunu belirtiyor. Yani neredeyse Türkiye'nin altı katından daha büyük.
Araştırmanın baş yazarı Nick Mortimer, Zelandiyayı bir kıta olarak tanımlamanın bilimsel değeri, kıtaların listesine bir isim daha eklemekten çok daha fazla diyor. Mortimer, Zelandiyanın suyun altında bütün şekilde durabilmesinin, toprağın birbirine tutunma özelliği ve kıtasal kabuk üzerindeki araştırmalara yardım olacağını belirtiyor. (BBC)